KÜBİTEM GÜNLERİ: Gazetenin, Atatürk Bulvarı üzerindeki bir kapıcı odasında ne kadar zaman çıkartıldığı hakkında net bir bilgi yok. Ama Sadi Somuncuoğlu'nun önderliğinde üniversite hocalarına bir yer tutulması için yapılan çalışmalar neticesinde Meşrutiyet caddesi üzerinde ama girişi Bayındır Sokakta olan 58/2 numaralı daire KÜBİTEM adına
Ey namazda dirilen ve namazı dirilten kişi Zahirin kendisine perde olduğu zata yalvarmaktasın Namaz benim için perdeleri kaldırmaktır. Namazın kıvamını bulması Hakim olan Allah katında olmasıdır . Benim delilim şu sözdür ki: Kalk ey Bilal! Bizi namazda ferahlat. İşte o an zaman sevindi. Namaz kıldı ve böylece kalp mutmain Bazen namazda kalbine korku, bazen de emniyet duygusu geldi.
Sayfa 40 - İbn Arabî, Letâifu'l-Esrâr, Kahire, 1287
Reklam
Uzun zaman yaşamış bir insan hâli var sizde. - Izdırap çektim, sayın hâkim, bu da şüphesiz aynı hesaba gelir.
kelebek etkisi
Feryâl'in kulağında doktorun yemin etmeden önce söylediği sözler kalmıştı: "Sayın hakim, ben doktorum. İnsanların hayatına dokunmak, insanları hayatta tutabilmek için okudum. Bugün de buraya, bu işi yapmak için geldim. Feryâl'in hayatına dokunacağım, tutunacağı dal olacağım. Belki o da aldığı güçle yeni hayatlara dokunacak ve bu kelebek etkisi milyonlarca hayat kurtaracak. O yüzden, yıllar önce mesleki yeminimde ne dediysem, bugün hiçbirinden caymadım..."
Sayfa 118
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
Sayın hakim, sizi de bir kadın doğurmuştur elbet!
Sayfa 160 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Üstad Niyazi Sayın, yıllar önce bir sohbette, "Üsküdar'da öyle adamlara rastladım ki hiç tanımasam da 'Bu adam bir Allah dostu, gidip elini öpeyim." derdim" demişti. Mütevazı ve dengeli bir hayat yaşayan insanın simasına, hareketlerine o hayat, dinginlik, huzur siner. Kalbin hâli vücuda hâkim olur, inşallah öyle olur, vücut kalbe hâkim olmasın. Kalpte sekinet varsa o bütün fiillerinize siner, önce nazarlarınızdan görünür, bakışlarınızda onu hissedersiniz.
Sayfa 115
Sayın hakim ! Bir çocuğun hayatının sadece varsayımlarla değerlendirilmemesi gerektiği kanaatindeyim. Herkes kendi bakış açısına sahip.
Sayfa 101Kitabı okudu
Öner ve Yücel Davası: 31 Mart 1947'de Atsız, Zeki Velidî ve arkadaşlarının beraatıyla sonuçlanan Irkçılık-Turancılık Davası'nın yankıları 1947 yılında başlayan Öner ve Yücel Davası ile devam etmiştir. Dava, 29 Ocak 1947'de İçişleri Bakanı Şükrü Sökmensüer'in TBMM'deki bir konuşması ve Fevzi Çakmak'ın 05 Şubat
619 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.