Yaşam değerli ve kutsaldı. Ama onur ve alın teri olmayınca yaşamın hiçbir anlamı yoktu. Yaşamı özel kılan, nefes alıp vermek değil, pişmanlık duymadan, onurunu kirletmeden nefes alabilmekti.
Alein Kentigerna
Bazen kırk dört yaşındayım, bazen doksan bir, bazen bir mağaranın veya mahzenin labirentinde, zamanın gecesindeyim, bazen bir rahim karanlığındayım, henüz doğmamışım.
Çoğu zaman on yaşındayım.
Hüznün Fiziği/Georgi Gospodinov
Sen benim yaşamak zorunda kaldıklarımı yaşamadın. Hiçbir zaman bir saman çöpünü bir ağaç kütüğü şeklinde görecek kadar büyük bir umutsuzluğa kapılmadın.
Terapi/Sebastian Fitzek
Çay karası gönül yarası derler bilir misiniz?
İşte çayın karasında gizlenir sevdalar.
Bu yüzden bazen çay içerken, sızlar yüreğiniz.
Ve her yudumda, özlenir yara sahibiniz...!
Her erkek; zeki, güzel, anlayışlı ve onu çok sevecek bir kadın ister.
İyi güzelde adama sormazlar mı, bunları hak edecek ne yaptın..?
Gabriel Garcia Marquez
Yoruldum patron. Yollarda, yağmurdaki bir bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi söyleyecek biri... İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var. Sanki her an kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun?
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır,bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Özdemir Asaf
Belki de savaş aklımıza düştüğünde çırılçıplak soyunup tüm bedenimizi maviye boyamak ve dört ayak üstüne çöküp gün boyu domuzlar gibi homurdanarak dolaşmalıyız. Böylesi, gösterişli nutuklar çekip bayraklarla ve taze yağlanmış toplarla gösteriler yapmaktan çok daha uygun olur.
Kedi Beşiği/Kurt Vonnegut
"Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiir nedeniyle Çar tarafından Sibirya’da hapse mahkum edilir. Hapis cezasını bitirdikten sonra anılarını kaleme aldığı “Ölüler Evinden Anılar” adlı kitabı yazar. Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını ama yanıldığını burada anladığını belirtir. Yazar, “kara halk” olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları çözümlemeye ve kendi iç dünyasının derinliklerine inmeye başlar.
Dostoyevski hapishanedeki bir köpeğin yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar. Köpek şaşkın şaşkın ona bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. O günden sonra köpek Dostoyevski’yi her gördüğünde ondan kaçar.
Ruhu köleleştirilmiş bu köpek bir sevgi açıdır. Bu durum insanlar için de geçerlidir. Hayatları boyunca haksızlığa ve kötü davranışlara uğramış sevgi açları iyi bir davranışla karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını bilemezler. Bazen kötü davrandığınız insanlar size tapar, bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder. Böyle insanların gözünde onları aşağılamanız onlar için bir beklentidir. Sizi gözlerinde yüceltirler. Eşit ve iyi davrandığınızda ise onların gözündeki değeriniz birdenbire düşer..."
İnsanların bu kadar geç kavraması çok tuhaf. İstedikleri şeylere göre yaşadıklarını düşünüyorlar. Yaşamlarına istediklerine göre yön verdiklerini. Oysa işin aslı, onları yönlendirenler, korktukları şeyler, istemedikleri şeyler.
Ve Dağlar Yankılandı/Khaled Hosseini
Sen benim yaşamak zorunda kaldıklarımı yaşamadın. Hiçbir zaman bir saman çöpünü bir ağaç kütüğü şeklinde görecek kadar büyük bir umutsuzluğa kapılmadın.
Terapi/Sebastian Fitzek
Hayat olmuş derin bir kuyu
Sevda denizinin kurumuş suyu
Mutlu olmak için bir ömür boyu
İnanıpta kimseyi sevme arkadaş...
Adı var kendi yok aşka inanma
Seviyor deseler boş sözdür kanma
Bir Leyla bir Mecnun yaşıyor sanma
İnanıpta kimseyi sevme arkadaş...
Boşuna dönüyor dünya dediğin
Hep hayal çıkıyor umut bildiğin
Terkedip gidiyor gönül verdiğin
İnanıpta kimseyi sevme arkadaş...
seninle yaşamak için,
aramızda adem ile havva’dan beri
ekilen kara çalıların sökülmesi
yükseltilen duvarların kaldırılması gerekir
bunun için,
ilk sınıf, ilk hakim,
yalancı ve zalim erkekliğin yenilmesi
ve
uygarlığın çaldığı ateşin alınması gerekir.
prometeus’lara bedel bir kavgayı göze aldım.
dünyayı karşımda buldum
promete’nin memleketinde
haince esir düşürüldüm
ey kutsal ana
ve
sevda kadını...