Düşünceyi kovuyordu:düşünce acı veriyordu ona . Bildiği, hissettigi tek bir şey vardı, öyle yada böyle her şey değişmeliydi ,çaresizce ,tuhaf bir inanç ve kararlılıkla "nasıl olursa olsun" diye tekrarlayıp duruyordu.
Kalbi hissizleşmiş ,ruhunu kaybetmişti. Düşünmek istemiyordu. "Her şeye son vermek "niyetiyle evden çıktığı zamanki enerjiden eser kalmamış, hatta kaygı bile kaybolmuş onların yerine tam bir uyuşukluk kaplamıştı.
Anlıyor musunuz , sayın bayım, insanın artık gidecek başka bir yerinin olmaması ne demek anlıyor musunuz siz ? Her insanın gidebileceği hiç değilse bir kapısının olması gerekmez mi?
–yada yaşamaktan tamamen vazgeçeceksin!-diye bağırdı birden öfkeyle- ses çıkarmadan kaderine boyun eğecek ,onu sonsuza kadar olduğu gibi kabul edeceksin ,yaşama ve sevme hakkını reddedip içinde ne varsa söküp atacaksın!