“çünkü her şey benden uzaktaydı ve ben hep böyle bir yer aramıştım, çığlıktan kıyametten uzak, ölümlerden uzak, sadece yaşayan şeyler
var orada, evet, ölümsüz otlar, ölümsüz ağaçlar, üzerlerinde dökülmez yapraklar, o zaman anladım, her şey böyle havadan gelip içime aktı, hepsini soluyup aldım ve fark ettim ki ben bütün bunları zaten biliyormuşum, zaten ben hep burayı arıyormuşum, bütün yolcularım buraya doğruymuş.”