sevilmek özlenmek istiyorum bütün gürültümün çocukça olduğunu aslında sevgiden ilgiden geldiğini anlamalarını öyle sanmalarını istiyorum peki diyorlar neden yapalım bütün bunları neden öyle sanalım kimsin sen
Sayfa 529 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ulen geline çatmak için bir neden daha sjsjsjsj
yeni gelinin yanında getirdiği bu garip aleti kullanması hiç hoş karşılanmıyor, özellikle tutucu ve dindar çevrelerde. "Allah insanlara doğal çatal, yani parmaklarını vermiştir. Sen kimsin ki madenden mamul yapay nesnelerle onun tasarımını sorguluyorsun?" diye bayağı hiddet yapıyorlar. Aslında "Çatalın yaptığını her şeyi parmak da yapabildiğine göre pratik fayda sağlamayan, sadece görüntüyü kurtaran bir alet bu. Ne gerek var kanki bunu kullanmana?" falan deseler, belki daha somut eleştirmiş olacaklar ya, neyse.
Reklam
Sevilmek özlenmek istiyorum bütün gürültümün çocukça olduğunu aslında sevgiden ilgiden geldiğini anlamalarını öyle sanmalarını istiyorum peki diyorlar neden yapalım bütün bunları neden öyle sanalım kimsin sen diyorlar reisicumhurbaşkanı mısın evet reisicumhurbaşkanıyım.
Sayfa 529Kitabı okudu
Daha camdakine, “Sen kimsin, içeridekiler senin neyin, şu önemsediğin an aslında ne, bu yaşa kadar aslında geldin mi…” derken ve bu yabancılığı ve sadece bir resim olmayı iliklerinde hissederken..
Sayfa 23
Adalet
“Akp’nin cankuşu Ensar Vakfı'nın yurdunda 10 erkek çocuğuna tecavüz edildiği, cinsel istismara uğrayan çocukların sayısının 45 olduğu, tecavüzlerin 3 sene aralıksız devam ettiği ortaya çıktı. Aile bakanımız “bi kerecik” dedi. Şikayetçi olmasınlar diye, ailelere 10'ar bin lira sus parası verildiği yazıldı, davanın üstü apar topar örtüldü. Mavi Marmara'da öldürülen vatandaşlarımızın hayatına karşılık 20 milyon dolar tazminat alındı. Dünya tarihinde görülmemiş bir rezaletle, uluslararası kan parasına TBMM'de onay verildi. Yandaş gazeteci televizyona çıkıp, pişkin pişkin izah etti, “bu para aileleri teselli eder, dertlerine derman olur” dedi. En son… Şehidin eşi şikayetten vazgeçti. Sinan Çetin'in oğlu sıyırdı. Kronolojik olarak “en son” dedim ama, aslında ne ilktir, ne de son... Çünkü bir ülkede “adalet” olabilmesi için, kanun değil, millet lazımdır. Bir baba kızının cenazesi, bir anne oğlunun tabutu, bir kadın kocasının mezarı, bir erkek eşinin kefeni üzerinden alışveriş hesabı yapıyorsa... Zavallılık bu seviyedeyse, tamah ölümüneyse... O ülkede adaletten de bahsedilemez, milletten de.”
Sayfa 127 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
insanların üstüne dünyanın bütün yıldırımlarını yağdırsam da sevilmek özlenmek istiyorum bütün gürültümün çocukça olduğunu aslında sevgiden ilgiden geldiğini anlamalarını öyle sanmalarını istiyorum peki diyorlar neden yapalım bütün bunları neden öyle sanalım kimsin sen diyorlar reisicumhurbaşkanı mısın sen diyorlar evet reisicumhurbaşkanıyım evet aslında bütün temel atma törenlerine bütün açılışlara resmî geçitlere şenliklere resmî kabullere ziyafetlere balolara düğünlere kokteyl partilere anma törenlerine beni çağırmalısınız kaç para eder sizin reisicumhurbaşkanlarınız benim yanımda hangisi benim kadar yürekten katılır sevincinize heyecanınıza adamın işi başından aşkın bir de sizinle mi uğraşacak birçoklarına da gelmez gelse de baştan savma bir konuşmayla hayal kırıklığına uğratır sizi özene bezene hazırladığınız yiyeceklerinizin üstüne elinin parmağının ucuyla şöyle bir dokunur bütün endişeleriniz boşa gider yemekler kalır hiçbirinizin doğru dürüst elini sıkmaz törenin düzenlenmesinde emeği geçenler şöyle bir uzaktan görür onu oysa beni çağırsanız bilseniz ne memnun kalırdınız her birinizle ayrı ayrı meşgul olurdum ne kadar beğenir ne kadar çok yerdim yemeklerinizden sevinçten şaşkına dönerdiniz
Sayfa 529
Reklam
Çünkü kendimle savaştayım. Bakın, bunları söylerken bile 'ben' diyorum. 'Sen kimsin?' demezler mi adama? İnsan, başkası sormadan, kendine 'Sen kimsin?' diyebilmeli ve aslında bir 'hic' olduğunu hatırlamalı. Evet, sadece bir hiç... Bir varmış, bir yokmuş dünyasında, koskoca bir hiç hem de... Ne var ki yıllardır nefsime hiçliğini kabul ettiremedim... Levhasını duvara asmakla hiç olunmuyor. Ama hiç olmazsa bunun farkına vardım.
Sayfa 9
Gece yarısını geçtiğini düşündüğüm saatlerde,ayaklarımı sümüklü böcek gibi toplayıp yere kıvrılmışken,birdenbire kapı açıldı.Fırladım ayağa kalktım.Birini üstüme doğru ittiler.Genç bir çocuktu; yirmi-yirmi bir yaşlarında. Kapıya baktım; olağanüstü iri bir polis hücre kapısını kaplamış dikiliyordu.Elleri de kocamandı.Ağabeyim de çok iri yarı
Tamamen sembolik olmasına rağmen çok etkileyici bir hikâye var. Hikâyeye göre, zengin bir kişi ölmüş ve çocukları şöyle demiş: “Babamıza mezarda bir geceliğine arkadaşlık edecek birini arıyoruz.” Bu yüzden, iki çukur kazarlar ve bunları birbirine bağlamışlar. Bir çukura babalarını koyup diğerini boş bırakmışlar. Sonra cesedinin yanında yatabilecek
Sayfa 15 - E- KitapKitabı okudu
403 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.