Don Juan artık bilmiyordu: O mu kadına bir şeyler okumuştu, yoksa aksine kadın mı ona? Balığı kadın mı yedi, yoksa o mu? Bir keresinde üşüdüğünde o mu kadını ısıtmıştı, yoksa kadın mı onu? Kadın mı satrançta yendi, yoksa o mu? Yüzmede ötekini geçen sen miydin, yoksa ben mi? Ötekinden zaman zaman saklanan: Ben miydim, sen miydin? Durmadan konuşup duran: Kadın mıydı, yoksa o mu? Bütün bu zaman içinde dinleyen: Sen miydin? Ben miydim? Ben miydim? Sen miydin? Bunu artık bilmiyor olmak: İyi bir şey. Bundan memnun olmalıyız.
Sahih bir hadiste iyiliği emrettiği halde kendisi yapmayan, kötülükten men ettiği halde kendisi yapan kimse hakkında şöyle buyrulur: "Kıyamet gününde bir kişi getirilir, cehennemin içine atılır da cehennemde onun bağırsakları derhal karnından dışarı çıkar. Sonra o kişi (bağırsakları etrafında) değirmen eşeğinin değirmende dönüşü gibi döner. Bunun üzerine cehennem ahalisi o kişinin başına toplanırlar da 'Ey Filân! Senin hâlin nedir? Sen bize (dünyada) iyilikle emreder ve bizleri kötülükten nehyeder değil miydin?' derler. O da, '(Evet) ben size iyilikle emrederdim, fakat onu kendim yapmazdım. Yine ben sizleri kötülükten nehyederdim de onu kendim işlerdim.' diye cevap verir.
Sayfa 152 - 2.Cilt/ Buhari, Bed'ül-Halk, B. Sıfatü'n-Nar, 2/436; Müslim, Zühd, B. Ukubetü Men Ye'muru bi Ma'rufün vela Yef'aluhu, 4/2290
Reklam
Farkına varmadan "bütün bunların, hatırasız haftaların, kalbimi farketmelerinden korkmamın bir sebebi var" diyordum. Şimdi birşeysin benim için... Varsın. Fakat bocalıyorum. Gizlice düşündüğüm, farkedilmesinden korktuğum hakikat sen miydin, yoksa ben, hatırasızlığı, boşluğu, en ucuz şekilde, sırtımdan korkakça, hiçbir teşebbüste bulunmadan birden bire atmak için yine hayal mi kuruyordum. Dedim ya işte, bocalıyorum. Yeniden yaşamaya başlamak kolay mı?
Sayfa 177
"İnsan en nihayetinde bir ada değil midir? Bir ada kadar tek başına, bir ada kadar kimsesiz. Öte yandan tek başına ve kimsesiz olmanın aslında tamamıyla kötü olmadığı fikri kuşatıyor beni. Zira tek başına olmak beraberinde özgürlüğü getirdiği gibi, kimsesiz olmak derinlere inmemize olanak sağlar. Karakterlerin bir ada gibi işlendiği ve bir ada misali yaşamış farklı bireylerin birbirini bulduğu romanlardan keyif alıyorum. 'A, sen burada mıydın?', 'Evet, ben hep buradaydım' diyen romanlardan bahsediyorum. 'Doğrusu bunca zaman tek başımaydım ama artık o kadar ıssız kalmama gerek kalmadı, senin sayende' diyebilmek kalbimizde bir umudun doğmasını mümkün kılar. Bu kitap bana tam da bu umudu tattırdı."
Sayfa 15
Jhjhj::))
Annesi susunca ayağa kalktı. "Öyle işte. Ben de sevmek istiyorum, abilerimden ne eksiğim var? Seveceğim biri çıkıncaya kadar bekârım." "Oldu, bekleyelim de gelsin. Biz böyle mi evlendik?" diyen annesine bakıp kahkaha attı. "Evet, sen değil miydin babama kaçarken bileği çıkan kadın, Sen sevmedin mi? Bana vicdan yapma anne. Evlenmiyorum!" "İyi bok yiyorsun. Senin yaşında benim üç çocuğum vardı."
Sayfa 23 - Parola yayınlarıKitabı okuyor
"İnsan en nihayetinde bir ada değil midir? Bir ada kadar tek başına, bir ada kadar kimsesiz. Öte yandan tek başına ve kim sessiz olmanın aslında tamamıyla kötü olmadığı fikri kuşatıyor beni. Zira tek başına olmak beraberinde özgürlüğü getirdiği gibi, kimsesiz olmak derinlere inmemize olanak sağlar. Karakterlerin bir ada gibi işlendiği ve bir ada misali yaşamış farklı bireylerin birbirini bulduğu romanlardan keyif alıyorum. 'A, sen burada mıydın?' , 'Evet, ben hep buradaydım' diyen romanlardan bahsediyorum. 'Doğrusu bunca zaman tek başımaydım ama artık o kadar ıssız kalmama gerek kalmadı, senin sayende' diyebilmek kalbimizde bir umudun doğmasını mümkün kılar.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.