Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
360 syf.
8/10 puan verdi
Kitap Yorumu//Warcross-Marie Lu . Sanal gerçeklik oyununun tüm hayatınızın merkezine işlediği bir dünya. Uzak değil asla. Yakın gelecekte fazlasıyla mümkün. Benim gibi teknoloji delisi birinin kesinlikle ilgisini çeken, hayallerini süsleyen bir konu. O gözlüklerden ve lenslerden ben de istiyorum Baş karakterimiz Emika’nın saç rengi ve
Warcross - Bir Sanal Gerçeklik Oyunu
Warcross - Bir Sanal Gerçeklik OyunuMarie Lu · Yabancı Yayınları · 20177,1bin okunma
SEN HEP 17 YAŞINDASIN ..
“Sıkıyönetim halklar ve halk gençliğine yönelik bir saldırıdır. Sıkıyönetim ilanından bu yana dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle onlarca vatandaş ve devrimci jandarma ve polis tarafından katledilmiştir. Benim katıldığım gösteriye neden olan, polis tarafından katledilen Sina Sümer’in ölümü de bunlardan biridir. Her türlü demokratik hakkın hakim sınıflar ve sıkıyönetim tarafından ayaklar altına alındığı şu dönemde, biz devrimcilerin alçakça katledilen yoldaşlara son saygı görevini yasaları da çiğneyerek yapması meşrudur. Meşru olmayan sıkıyönetimin kendisidir. Biz devrimciler, sizlerin şartlandırılmış düşüncelerinizdeki gibi terörist veya anarşist değiliz. Biz devrimcilerin, Türkiye halkının her türlü baskı ve sömürüden kurtulması dışında hiçbir kaygımız yoktur. Anarşi yaratmak veya terör estirmek, bizim düşüncelerimizle çelişir. Tersine en büyük terörist ve katil bu devletin kendisidir. Buna sıkıyönetim öncesi ve sonrasında devlet güçleri tarafından katledilen halk ve halk gençliğinin kanları tanıktır. Bugün devrimcileri ve onların bir parçası olan beni, aldığınız emirlere uygun olarak yargılayabilir ve ölüm cezasına çarptırabilirsiniz. Fakat bu ilelebet sürmeyecektir. Bir gün mutlaka oturduğunuz yerde halkımız olacak, sizi ve koruduğunuz düzeni yargılayacak, doğru kararı verecektir” #ErdalEren
Reklam
“ Akreple Yelkovan ”
Geçmişin hatırına, akreple yelkovan geri döner mi? (Sahnede ki bankta oturan Aslı, cep telefonuyla oynayıp saçma sapan fotoğraflar çekmektedir. Sağ taraftan sahneye giren Alp, Aslıyı görür. Göz göze geldiklerinde fonda bir aşk şarkısı başlar, ardından ışık loş hale gelir. Sahne normale döndüğünde Alp tereddüt eder ama sonra Aslının yanına
Sana, çocuğum, sana...
Merhaba yavrum. Ben annen. Şu an sen yoksun. Belki hiçbir zaman da olmayacaksın bilemiyorum orasını. Ama ben sana yazıyorum. Annen böyle işte hep yazar yavrum. Belki bir gün okursun sen de. Bugün 17 yaşındayım. Eh bir daha 17 olup sana bir şeyler yazamayacağım ya sonuçta... Acaba bunu okuyacak mısın? Okuyorsan şu an kaç yaşındasın? Baban kılıklı biri misin, hoş baban hangi kılıktaki.. :D (muhtemelen şu an bir kız için yanıyordur ya da YGS kasıyordur yavrum. Umarım okurken YGS de ne? Dersin. Ay hadi inşallah, siz daha güzel bir Türkiye'de okuyun yavrum.) Babana ne kadar benzesen de bir parçamsın sen benim. Yanında olamazsam, ola ki toprak üstünde değilsem ve sana bu satırlar sana ulaşırsa şunu bil ki annen hiç bir zaman Vazgeçmedi. Sen de VAZGEÇME! Umarım benden aldiğın genle ömrün boyunca okur, izler, yeniliklere açık olur, araştırır ve de herkesin iyiliği için çalışırsın. Ben senden doktor olmani istemiyorum. Ben senden hukuk oku da demiyorum . Mutlu ol yavrum sen. Soranlara: "Büyüyünce de Mutlu olacağim ben", de. Hep bir tebessümle gez. Ben sana yazarim arada, sırada bir yerlere... (anneannen geldi bak odama dur yarim kesmek zorunda kaldim :D :)) .. Seni seviyorum. Seni tanımadan, görmeden, sesini daha duymadan çok seviyorum. İyiki var olacaksın. Var olursan sana yazilan bu satirlarin bir gün sana ulaşmasini temenni ederim. Kendine daima iyi bak... Her an'ın, her duygunun; sevmenin, üzülmenin, nefret etmenin, aşık olmanın her şeyin tadini çikar! . Annen 11.08.2017 Geleceğe mektup volume:1