“ Sevgili tarık tufan ne güzel demiş”
Annem benim için mutfaktan gelen tabak çanak sesleridir; mutfaktaki su sesi, pencereyi açma sesi, namaz kılarken duyulan fısıltı sesidir. ev sesleri annemdir, annem biraz da ev sesleridir'...
Nietzche ‘Tanrı öldü’ diye haykırdığı zaman Avrupalı gülümsemişti. Tanrının çoktan öldüğünü Zerdüşt yazarından başka duymıyan kalmış mıydı ki? Hıristiyanlığın Tanrısı dünya işlerine karışmıyordu, bir mâverâ yöneticisiydi sadece. Avrupa Demokrit' lerden beri tanrıların insanları terkettiğine inanır. İsa' nın tahtında Rönesanstan bu yana Promete vardır. Tanrı, İngiltere hükümdarı gibi, dekoratif bir varlık, bir remiz veya bir hatıradır. İnsan münasebetlerini akıl düzenler. İslâm ezelî hakikate, yani vahye teslimiyettir. Akıl, ilâhî iradeyi anlamak ve anlatmak için bir vasıta. İslâmiyet en yırtıcı kavimleri, en rahîm, en âdil cengâverler pâyesine yükseltmiş. Kurdu kuzulaştırmış. Allah korkusuna dayanan bir medeniyet Allah korkusu kalmayınca bedeviyetlerin en sefili olmaz mı ?
“Eğer bir kişi yedi yaşındaki inançları ile otuzyedi yaşında kendini hâlâ iyi ve mutlu hissedebiliyorsa, bu kişi ömrünü boşa harcamış demektir. Eski düşüncelerden, alışkanlıklardan, inançlardan ve sırasında eski arkadaşlardan sıyrılmak gereklidir. Bir şeyleri arkada bırakıp yürüyebilmek insanlar için güç bir derstir ama yine de yermek gerekmez. Bu onun için sadece bir zorunluluktur. Yenilikler, ancak onlar için yer açtığınız zaman yaşantınıza girebilirler.”