Kitabı okurken aklıma iki şey geldi.
Birincisi Wall-e filmi. Filmde her şeyin makineleştiği, bütün evrende yalnızca bir bitkinin kaldığı ve o bitkinin başarılı bir şekilde korunma serüveni anlatılıyor. Bu kitapta da yine her şeyin makineleştiği, dünyada sayılı kitap eserlerinin kalması ve yine bu kitapların geleceğe nasıl aktarılacağını düşünen insanları konu alıyor. Gelecek nesile yazılmış en iyi dört distopik romandan bir tanesi( Cesur Yeni Dünya, 1984, Biz).
İster miydim her şeyin makineleştiği bir zamanda yaşamak, evimin dört duvarının dev plazmalardan oluşmasını, Shakespeare'ı, Kafka'yı, Hugo'yu okuyamamak?
İstemezdim!
Aklıma gelen ikinci şey ise bana kitap okumayı daha çok sevdiren arkadaşım. Sahilde sessiz bir yer bulup kitap okudum, kütüphaneye gidip kitap okudum, gölette bankta kitap okudum. Kim ne derse desin okumaya devam edeceğim. Siz de okuyun, okutun, sevdirin.:)