""Sermayenin işçiyi ezdiğini bilirsin. Bizde işin bütün ağırlığını işçiler, köylüler taşır ve öyle bir durumdadırlar ki, ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar bu hayvanca durumdan kurtulamazlar."
Mehmed Uzun'un çok güzel bir denemesidir. Kürt dilinin yasak olduğu dönemde yine kürtçe yazdığı bu deneme unutulmuşların sesini duyurmaya çalışıyor. Okurken empati kuruyor , unutulmuşların hüznüne, yaşanmışlıklarına ve uğradığı haksızlıklara ortak oluyorsunuz. Günümüzdeki teknoloji araçlarının, eskiye göre inanılmaz bir ölçüde değişen yaşam koşullarının aksine bu kitap geçmişin acı ve hüznünü içtenlikle anlatıyor. Mehmed Uzun tıpkı bir önceki okuduğum romanında ( Dicle'nin Yakarışı) olduğu gibi bu denemesinde de geçmişin hakikatlerini birinci gözden görmüşçesine aktarıyor. Kürt dilinin unutulmamasına, yaşamasına, gelişmesine en çok katkıyı veren büyük bir değerdir. İncelemeyi son olarak bu denemenin anlam ve önemine ilişkin kendisinin yazdığı bir şiiri ekleyerek bitiriyorum.
Yasak bir alfabeyle yazıyorum şiirlerimi.
Anarşist çicekler kokluyorum.
Devlet sınırlarını ihlal eden kuşlara yardım ve yataklık yapıyorum.
Umudun propagandacısıyım.
Bütün sözcükleri örgütlüyorum.
Artık halkların değil; aşkın, şarabın ve sevginin ayaklanması var.
İlk eylemde sınır dışı oluyorum.
Bana gözlerini yurt eyle.
Mültecin olayım.
Kendi adına bir kimlik çıkart.
Ben biraz da sen olayım...
DengbejlerimMehmed Uzun · Gendaş Kültür · 20041,699 okunma