Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İyi Oluş Günlüğü
Kimimiz doludizgin yaşarken kimimiz yalnızca buradaki zamanımızı doldururuz. Kimisinin bir gözü hep saatte, bir eli hep kapıda, aklı hep yolun sonundayken; kimisi tüm hücreleriyle bulunduğu yeri doldurur. Varlığının altını kalın kalemlerle çizer, bir anlam bulur ve onu paletin- deki renklerine boyar. Yağmurda kalbini yıkar, güneşle yanaklarını ısıtır, geceleri yolunu kaybeder, gün doğduğunda yeniden yola koyulur. Peki ya sen? Yaşıyor musun yoksa sadece nefes mi alıyorsun? Kal- binin attığını, damarlarındaki kanın aktığını hissediyor musun? Yaşamanın iyi- kötü, acı-tatlı tüm tatları dilinin ucunda mı? Var olmanın bazen yumuşak, bazen sert rüzgârı hücrelerinde geziyor mu? İçini gıdıklıyor mu? Sonsuz olasılıklar denizinde, birbirine denk olmayan dalgalar seni heyecanlandırıyor mu? Hiç düşündün mü? Varlığının anlamını tüm hücrelerinde hisset- tiğinde, hayatın nasıl bir görüntüye bürünüyor? Kalbini neşe ve huzurla dolduran o resim hangisi? Her şey mümkün olduğunda, ihtimallerin sonsuz olduğunda, kalbin ferah, zihnin berrak olduğunda sen kim oluyorsun? Tüm öğrendiklerinden, ezberlerinden, bildiklerini özgürleştiğinde, kalbine dokunabildiğinde, ruhundaki müziği duyabildiğinde ne- ler çiziyorsun hayatının kanvasına?
İyi Oluş Günlüğü
İyi Oluş Günlüğü
334 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Dinin Kısa Tarihi İncelemesi
Sonunda aradığım kitabı buldum diyebilirim. Dinler tarihi konusunda kendini geliştirmek isteyen okurlar için biçilmiş kaftan bu kitap. Öncelikle
Richard Holloway
Richard Holloway
’in nesnelliğine hayran olmamak elde değil. Hangi dini hangi akımı incelerse incelesin ne kendini o dine yakın görüyor ne de büsbütün kendini o dinden soyutluyor. Kitabın kapağında yazdığı gibi
Dinin Kısa Tarihi
Dinin Kısa TarihiRichard Holloway · Alfa Yayınları · 2019245 okunma
Reklam
İnandığımız tanrılar, çağımıza kayıtsız kalmamıza izin vermi­yor. Günümüz yazarları da bunun bilincindeler. Konuştukları anda sert eleştirilerle saldırıya uğruyorlar.
516 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Marquis De Sade, kimine göre deli, kimine göre dahi; kimine göre sapık, kimine göre gerçekçi, ama bence en çok bir filozof. Tıpkı diğer filozoflar gibi bir öncü. Bir fark yaratmanın bedelini de ödemiş elbette. Kapatılarak. Her türlü haneye konuk olmuş. Konuklukları bir ölümle sonuçlanmama sebebi elbette zengin nüfuslu aristokrat bir aileye mensup
Aline ve Valcour: Felsefi Roman (1. Cilt)
Aline ve Valcour: Felsefi Roman (1. Cilt)Marquis de Sade · İthaki Yayınları · 202312 okunma
Kalbinizi yumuşatın ama iradeniz sert olsun." Cahit Zarifoğlu
Kalbinizi yumuşatın ama iradeniz sert olsun." Cahit Zarifoğlu
Reklam
74 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kafka, eserde toplumun birey üzerindeki baskısını ve yabancılaşmayı derinlemesine ele alır. Gregor'un dönüşümü onun ailesiyle ilişkilerini ve toplumla etkileşimini büyük ölçüde değiştirir Eser insanın iç dünyasını yabancılaşma duygusunu ve toplumsal normların birey üzerindeki etkisini inceler.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222bin okunma
Adi pislik
Her şey bir anda olmuştu... Önce gözlüğü dışarıya uzatan eli bileğinden sıkıca yakalamış, Suat hışımla yüklenmişti kapıya açmak için. Başarmıştı bunu. İçeriye girer girmez kapıyı sert bir el hareketiyle kapatırken, çabucak ağzını kapatmıştı Hasret'in sesini kesmesi için...
En önemli bölüm.
Bütün dünya bir sahnedir, Kadın, erkek bütün insanlar da oyuncular. Her birinin giriş ve çıkış zamanları vardır. Her insan kısa ömrü içinde çeşitli roller oynar. Ve yedi perdeye bölünmüştür hayatı: Birinci perdede bebektir; Sütninesinin kollarında salyalarını akıtarak ağlar. Sonra sızıldanan bir okullu; Sırtında çantası, tertemiz sabahlık yüzü
Sayfa 46 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Aralık 2021 BaskısıKitabı okudu
Mutlu çiftler her zaman konuştuklarını ve her konudan konuşabileceklerini söylüyorlar. Tükenmiş çiftler ise, önemsiz konularda bile birbirleriyle konuşmaktw güçlük yaşadıklarını söylüyorlar. İletişimleri genellikle kısa ve sert, mekanik ve olabildiğince az oluyor.
Reklam
Bir tek sen kaldın, rüyalarımı hayra yoran. Mütebessim bir yüzle gözlerimi dinlendiren. Şimdi de ki; olsun, bu da geçer! Kafamı çatlatan bu ağrı, gözaltlarımı morartan bu uykusuzluk, şekersiz kahve ve siga- ra üstüne sigara içilen geceler. Bütün kaslarımı gerdiren Kudüs sancısı ve sert bakışlı Afgan çocuklar. Bizim evimiz o günden beri yaz gibi sıcak.
Yaşasın, akıntıya karşı yüzerek kıyıya varmak, Yaşasın, sarp yokuşları tırmanarak düzlüğe kavuşmak… Yaşasın, sevdiğim işi yaparken yüzümde derinleşen çizgiler… Yaşasın, gül yetiştirirken elime batan dikenler… Yaşasın, kimse bilmese de görmese de yürekten verilen emek… Yaşasın, kavruk yüzlü çocukların avucundaki kelebek… Yaşasın, sert esen rüzgara karşı inatla koşmak… Ve… Yaşasın, yaşasın öğretmen olmak…
İnsan 16 yaşındayken dünyayı değiştireceğini düşünür. 18 olduğunda düşünceleri sert bir kayaya çarpar. 20 yaşına geldiğinde hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini anlar. 25 yaşına geldiğinde ise dünyanın onu değiştirdiğini fark eder. Ve insan 25 yaşında ölür, 75 yaşında gömülür. Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin.
Andrey Tarkovski
Andrey Tarkovski
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı Gittiler akşam olmadan ortalık karardı.
Attila İlhan
Attila İlhan
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.