İnsan sevilmek mi isterdi, yoksa ihtiyacı mı vardı. İnsan mıydı bir telefon açsın sesini duyayım diyen, yoksa kulağı mıydı insanın o sese ihtiyacı olan. Ve yine yalnız hisseden insan mıydı, yoksa yalnızlığa mı mahkumdu ebeden? İnsanın içiydi, kalbiydi sevgiye mahrum kalan.
Peki hakkı mıydı sarılmak, yoksa ceza mıydı ebeden sesini duyamadan uyumak. Bir insan beklerken diğerini imtihanıydı insanın, diğerinin onu umursamaması.
Bunlardan tamamen bağımsız olan o insanın onu umursamadıklarını düşünmesi peki o neydi? Ama o insan sesini duyurmuştu o insana peki diğeri, diğeri ne yapıyordu iki akşamdır onun sesini duymadan, kendi sesini duyurmadan, neden mahrum bırakıyordu kendi sesinden insanları. Haksızlık değil miydi bu şimdi o insana, o insan beklerken diğerini diğerinin onu umursamaması gibi...
#sessiz_papatya
Özledim seni,
Kokunu, sesini, gözlerini, her şeyini.
İstediğini sanmıştım bizi,
Gittiğini görene kadar ta ki.
Zor muydu sensizlik,
Zor muydu sessizlik?
Mutluluktu sensizlik,
Mutluluktu sessizlik.
#sessiz_papatya
İnsan kendini fark etmeye başlıyordu, bu da onu mutlu ediyordu. Ne olursa olsun kendini fark etmeye başladığı için vazgeçmeyeceğine söz verdi kendi kendine. Yavaştan herkesin ve her şeyin ne olduğunu öğrenmeye başlıyordu bu da onu mutlu ediyordu düşündükçe.
#sessiz_papatya
Taş-kâğıt-makas oynardık çocukken. Ben oradaki taş olmak isterdim, inadına taş olmak.
O da kâğıt olsa olmaz mı yani?
En zor anımda sarsa beni, hiç sarılmayan babam gibi mesela. Hiç sarılmayan bir dost gibi.
- Can çekişmek nasıl bir şey bilir misin Olric?
+ Hayır efendimiz, nasıl bir şey?
- Ona söyleyebileceğin o kadar şey varken susmaktır Olric. ✨
~ Oğuz ATAY