"Yüz yıllık yürüyüşünün sonunda bulduğunu bana da anlat!" diye yalvardı adam. Yolculuğunu tamamlayan, bunu tek cümleyle açıkladı. Adam bu cümle karşısında hiç şaşırmadı; bilinen bir şey olduğunu, bunca yıl boşa yürüdüğünü söyledi. Bunu da şöyle yanıtladı yürümüş olan: "Bildiğini söylediğin bu cümlenin özü için bir ömür harcamaya değer. Bu cümlenin ağızlarda sıradanlaşarak ruha ulaşmasını engelleyen ne varsa kaldırmak için yolun sonuna kadar yürüdüm. Bundandır benim içimi titreten cümlenin sana dokunmaması"
Majoris
Binlerce yıl önce yaşamış olan; aşıklar, ölümsüzlüğü aramış şamanlar, birbirlerine
besledikleri kinlerinden dolayı uykusuz kalmış düşmanlar, yan yana can vermiş asil savaşçılar, kalıcılık için heykeller dikmiş krallar ve insanın yücelttiği nefsî her şey alacağın bir avuç toprağın içinde barınacak kadar geçici. Bu bir avuç toprağın içindeki binlerce yılı kalbine çekebilirsen eğer, hakikate bir adım daha yaklaşırsın.
Majoris
Hissedilen her duyguyu ve oluşturduğu her etkiyi kelimelere sığdırmaya çalışarak paramparça ediyor, öldürüyoruz. Hucvirî diyor ya, "Hata ifadededir; ifadenin belirtmeye çalıştığı fikirde değil."