BÜYÜ Yıldızlar değil yaseminler çıktı sabaha Yapraklar çiy taneleriyle uyandı geceden Saka kuşlarının sesinde rüyaların kan saatleri Güneş kirpik kirpik indi dünyamıza. Ağzımın üstünde bir gökkuşağı ağzın Uyandım göğsünün has bahçelerinde Sevgilim, acımın sahibi, dünyayı düzeltenim İkinci bir sonsuzluk avuçlarımda gövden. Ölüm... Zamanın şah gülü Senin soluğun mudur hazların kırmızı burcundan Yaşamak diye dünyaya saldığımız çığlık?
Dünya ne ki sevgilim, benim sana yaptığım kubbe yanında? Düşsün, olsun, bırak, içinde yıldızlar patlıyor. Kolaydır inanmak kadar inanmamak da. İster sal kendini dünyaya, ister kal yanımda. Her şeyden öte öyle sevdim ki ben seni Yoluna baş koymak diyoruz Biz barbarlar buna.
Reklam
Günü hoş tutmak için “Sevgilim parlak” derim, “Aydınlatır gökleri bulutlar kararmışken.” Yağız yüzlü geceyi över,diller dökerim: “Yıldızlar kör olunca sevgilimdir nur döken”
Romeo döktürüyor :)
Dur, şu pencereden süzülen ışık da ne? Evet, orası doğu, Juliet de güneşi! Yüksel ey güzel güneş, öldür şu kıskanç ayı, Bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederden Sen ondan çok daha güzelsin diye. Kıskandığı için vazgeç ona bağlılıktan, Sayrılı ve toydur bakirelik giysisi. Soytarılar giyer bunları ancak Sen çıkar bu giysileri, at üzerinden. Kadınım benim, ah benim sevgilim bu! Ne olur ah, bilseydi sevgilim olduğunu! Konuşuyor, ama bir şey de demiyor; Ne çıkar, anlatıyor ya gözleriyle Karşılık vereceğim ben de! Amma da yüzsüzüm, konuştuğu ben değilim ki. Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi, Yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan: Biz dönünceye dek siz parıldayın diye. Gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde, Utandırırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı, Gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı. Öyle parlak bir ışık çağlayanı olurdu ki gözleri gökte, Gece bitti sanarak kuşlar cıvıldaşırdı. Bak, nasıl da dayamış yanağını eline! Ah, eline giydiği eldiven olaydım da Dokunaydım yanağına.
Kimse kendinden bir yere gitmiyor Yaşıyoruz sessizce yaramızı severek.
Zaman sayılmıyor sevgilim Hayat Kaf dağının ardına çekildi Çiy taneleri kumlarda birer Leyla masalı Yıldızlar başka avuçlarda terliyor Kimse kendinden bir yere gitmiyor Yaşıyoruz sessizce yaramızı severek.
Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Elbet bir gün, bütün çiçekler beyaz açar Hür ve mes'ut bir şarkı halinde Penceremizden uzanır nur. İstediğimiz şekilde doğar gün, Dilediğimiz gibi yağar yağmur. Gök yüzüne hayranlığımız biter; Kapımıza çırılçıplak gelen bahar, Bir tohum halinde toprağa düşer. Bizim için başka türlü eser rüzgar Bahçelerin aşinalığı artar. Herkes gibi biz de doyasıya yaşarız hayatı Yıldızlar dilimizle konuşur. Elbet bir gün, bizim de sevgilim Köyümüzde beyaz badanalı, bir evimiz olur."
Reklam
Gün turuncu bir hayalet gibi yükseliyorken izmarit toplayan çocukların üstüne çekleri imzalanıyorken devlet katlarında faşizmin bacımı koyvermiyorken şizofreni, yüzüme bak ve rahmini bana doğru tekrarla ben öyle bilirim ki yaşamak berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır çünkü biz savaşmasak anamın giydiği pazen sofrada böldüğümüz somun yani
Yıldızlar dilimizle konuşur. Elbet bir gün, bizim de sevgilim Köyümüzde beyaz badanalı, bir evimiz olur.
Sayfa 29 - Yapı Kredi Yayınları
Sevgilim Bu kadar çiçekleniyor İçimdeki ihtiyar: "Böcekler, ağlamayın! Âşıklar da, yıldızlar da Ayrılmak zorunda birbirlerinden"
Sessizce.
Zaman sayılmıyor sevgilim Hayat Kaf dağının ardına çekildi Çiy taneleri kumlarda birer Leyla masalı Yıldızlar başka avuçlarda terliyor Kimse kendinden bir yere gitmiyor Yaşıyoruz sessizce yaramızı severek.
Pdf
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.