Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Her şey benden önce olmuşsa, bana ait olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik iskemle, oda yok muydu bu dünyada?
Sonra düşündü: Daima bunu düşün. Ne yaptığını düşün. Aptalca bir şey yapmamalısın.
Reklam
.. değeri oluşturan şey, ona ulaşma güçlüğüdür.
Sayfa 38 - Açılım Kitap
Zengin ülkeleri fakirlerden ayıran tek tek vatandaşlarının ne kadar iyi eğitimli olduğundan ziyade, vatandaşlarının Boeing veya Volkswagen veya İsviçre ve İtalya'daki daha küçük birinci sınıf şirketler gibi yüksek verimlilikte kolektif kurumlar kuracak şekilde ne kadar iyi örgütlenebildikleridir. Bu tür firmaların gelişiminin yatırım yapmaya ve risk almaya teşvik eden kurumlar ve "genç sanayi dallarında" faaliyet gösteren şirketleri koruyan ve destekleyen bir ticaret rejimi, uzun vadeli üretkenliği arttırıcı yatırımlar için gerekli "sabırlı sermayeyi" sağlayan bir mali sistem, hem kapitalistler (iyi bir iflas kanunu) hem de çalışanlar (iyi bir refah devleti) için ikinci şans sağlayan kurumlar, devlet sübvansiyonları ve AR-GE ile eğitime dair yönetmelikler ve benzeri araçlarla desteklenmesi gerekiyor.
Her şey , hatta gün ışığı bile , yalnız ve soğuk görünüyordu.
"Kitabını oku. Sana bugün hesap olarak nefsin yeter." (İsra suresi, 14. ayet) Konuştuğumuz, yazdığımız, görüntüsüne baktığımız her şey o "kitabını oku" denecek günde önümüze koyulacaktır.
Reklam
Bir kadın doğasının ve bir erkek doğasının bulunduğuna yönelik bu inanış şüphesiz kültüreldir ve kültürel olarak aktarılır. Bence, her iki cinste de kişiyi kıskanç, müsrif, aklı havada veya aksine hoşgörülü, tutumlu, ciddi vb. olmaya yatkın hale getiren bir şey yoktur. Yatkınlığı ve davranışların aktarılmasını sağlayan, bir cinsin diğerine üstünlüğünü haklı çıkaracak biyolojik bir özellik yoktur. Farklılıklar bireyseldir. Cinsiyetlerden biri veya diğeri için tipik olduğu düşünülen farklılıklar ise, büyük ölçüde kültür tarafından nesilden nesile aktarılmıştır.
Tam olarak telaffuz etmekten gurur duyduğumuz Fransızca kelimelerin kendileri de ,Latince’yi ya da Saksonca’yı yanlış telaffuz eden Galyalılar’ın yaptığı birer ‘dil yanlışı’dır aslında;bizim lisanımız, birkaç başka dilin bozuk telaffuzundan başka bir şey değildir.
"Allah'ım! Kalbimin dağınıklığından sana sığınırım!" Talebeler merak ediyor ve soruyorlar: "Ey Ebû'd-Derda! Kalbin dağınıklığı ne demek? "Her vadide malım olsun düşüncesidir, her işte parmağım olsun arzusu dur. Bugünün insanın en önemli hastalıklarından biri bu değil mi? Her işi yapma arzusu ve hiçbir işi yapamama gerçeği, çok şey yapma isteği ve bunun getirdiği dağınıklık...
Farklı bir şey yapan BİR insan görsem devam etmek için güç bulacağım kendimde. Ama öyle bayat öyle kasvetliler ki. Heyecan yok. Gözler, kulaklar, bacaklar, sesler var ama... hiç. İçten içe pıhtılaşıyor, kendilerini yaşadıklarına inandırıyorlar.
Sayfa 108
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.