Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
68 syf.
10/10 puan verdi
Sezai Karakoç’un okuduğum üçüncü eseri. Bu kitapta taşlar daha bir yerine oturdu. Biz müslümanız elhamdulillah. Rabbim bizi İslam’la müşerref kılmış hamdolsun. Bunun şükrünü eda edebilmek adına ne yapsak azdır.
Yükümlülüklerimiz var. Yükümlülük dendiğinde nasıl akla namaz ve oruç geliyorsa, DİRİLİŞ ERİ olmakta gelmelidir. Bizler yeryüzünün halifesiyiz değil mi? Peki halife olmak adına ne yapıyoruz? Tembellik her zerremize işlemişken diriliş eri olmak adına ne yapıyoruz? Ya da en baştan alalım sahi diriliş eri olmak nedir?
Müslüman kardeşlerimiz, coğrafyalarımız yanıp tutuşurken bizler onlara bir duayı bile çok görürken, bir diriliş eri olarak diriliş sitesini kurabilecek bilinç ve idrakte miyiz? Silkelenelim, kireçleşmiş zihinlerimizden kurtulalım, düşünelim. Üzerimizden gaflet örtüsünü kaldırabilmeyi başardığımızda hatta kaldırabilmek adına tek bir adım atabildiğimizde, diriliş eri olmayı rabbim bizlere bahşetsin. Sezai Karakoç’un diriliş eri tabirlerinden biri de: “Ben imân haykıran, sessizliğinde imân çınlayan şehirlerin mimarı olmalıyım. Müslüman olmak, bana bu görevi yüklüyor.” cümlesidir.
Diriliş eri olmak her müslümanın gücü doğrultusunda görevidir. Bunun farkında olabilmek için bu kitabı okumalıyız, tek bir defa değil, bir kaç defa...
10/10 puan verdi
Ruhun Dirilişi İnsanlığın Dirilişidir
°°°
Hakikatin - Gerçeklerin - Yaradılış Sırrımızın esintisini özümsemek isteyenler için başucu kitaplardan biri. İslam'ın ruhunu anlatmaya çalışan denemelerden biri ve bu denemeler insanı yüceltecek bir tavra sahip çünkü kaynağı ve mihenk taşı Allah -Kur-an - Peygamber. Tabiki de bununla kalmıyor ve sistemleri objektif bir şekilde
Bir Fotoğrafın Uzun Hikâyesi'nde, Mehmet Akif Safahat'ı yayınlandıktan Mithat Cemal tarafından düzenlenen ve dönemin hatrı sayılır münevverlerinin davet edildiği kutlama yemeğinde çekilen bir fotoğrafın hikayesi anlatılır. Fotoğrafın ve kitabın merkezinde yer alan kişi Mehmet Akif'tir, Beşir Ayvazoğlu Mehmet Akif'i eserin merkezine alarak fotoğrafta yer alan Abdülhak Hamid'i, Süleyman Nazif'i, Cenab Şehabettin'i, Sami Paşazade Sezai'yi ve Mithat Cemal Kuntay'ı Mehmet Akif'le olan ilişkilerinden başlayarak anlatır. Fotoğrafta yer alan münevverler paralel şekilde incelenmiş; yaşadıkları dönemin edebî, siyasi, sosyal, akademik ve daha birçok farklı alanında bilgiler verilmiş. Eser yoğun ve sağlam bir araştırmanın ürünü, ele alınan kişilerin çokluğu eserin kapsamını genisletmekle birlikte, kişilerin yaşadığı dönemin karmaşası düşünülünce ve doğru, sağlam bir kaynak bulmanın zorluğu hesaba katıldığında Beşir Ayvazoğlu'nun yaptığı işin ne kadar övgüye değer olduğunu anlıyoruz. Dönem okuması yapmayı seven herkese tavsiye edebileceğim güzel kitap, keyifli okumalar dilerim.
Elhamdülillah, Üstad Nedvi hocamızın kitabını bitirmek nasip oldu. Üstadımız ülkemizde pek tanınmıyor. Hoş, bende çok bilmiyordum ama Nureddin Yıldız, Esad Coşan ve İhsan Şenocak hocalarım vasıtasıyla bilmiş oldum. Özellikle bu kitaba işaret etmeleri bu kitabı bana okuttu. Yani kitabın tavsiye edenleri hocalardır.
Kitap genel ihtivası olarak İslam ve karşısında bulunan beşeri sistemleri mukayese ederek dünyanın şu anki geldiği durumu da kıyas ediyor. Ve bir hak olarak olsun, bir sistem olarak olsun İslam nizamının üstünlüğünü mukayese yolu ile ve delil yollarıyla güzelce anlatıyor. Şayet tercüme olmasa zannediyorum ki bir Necip Fazıl, İsmet Özel, Sezai Karakoç gibi üstadlarımızın kitaplarından daha iyi olurdu. Çünkü Nedvi hocanın ilmi yönü ve takvası da bizim üstadlarımızdan kat kat üstün olduğu hocalarımızca söyleniyor.
Kitabın sonunda katılmadığım görüşü var üstadın. O da: Arap dünyasının özüne yani İslam'a dönerek Ümmeti ve haddizatında insanlığı sırtlayabileceği görüşüdür. Ben Türk olduğum hasebiyle değil de "yiğit düştüğü yerden kalkar" düsturunca bu şerefi kendi milletime layık gördüm. Hoş yeter ki bu rezil ve rüsva durumdan kurtulalım da kişinin, ırkın vs. ne önemi var. Rabbim bizleri buna hâdim eyleye. Üstad Nedvi hocamıza da gani gani rahmet eyleye, âmin.
Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler KaybettiEbu’l Hasan Nedvi · Risale Yayınları · 2017921 okunma
Honore De Balzac’ın kalemiyle olayları neredeyse kusursuz bir şekilde tasvir ettiği bu güzel eserinde; Sevginin, saygının ve sadakatin resmini seyredeceksiniz. Ve bu hayat dolu kavramların inceliklerini yazarın kurduğu canlı sahnede bizzat tadacaksınız. Bir çiçeğin güzelliğinin her haline şahit olacaksınız. Çiçekleri ; Kimi yazarak, kimi
Malatya'da yetişen esas mesleği terzilik olan bir Müslüman entellektüelin hayatının kaleme alındığı bir eserdir. Bilge terzi olarak anılmasının sebebi, Numan bin Sabit ve İmam-ı Azam gibi meselelerin belirli bir diyalektik üzerine kurulması ve tartışılarak çözüme kavuşturulması üzerine kurulu bir fikir kulübüdür. Malatya'da onun şahsında fiili bir düşünce okulu oluşturulmuştur. onun yetiştirmiş olduğu Metin Mengüşoğlunun bu eseri yazmış olması kitaba fazlasıyla subjektifliğin karışmasına sebep olmuş gibi gözüküyor. Hatıratlar üzerinden daha kaliteli bir eser oluşturulamaz mıydı demekten insan kendini alamıyor. Ayrıca böyle bir eserde aileden neredeyse hiç kimsenin bir paylaşımı yok bu da ayrı bir tuhaflık. Yine de adını duymuş olmak o dönemlerde yapılmış çalışmalardan ve gayretlerden haberdar olmak kendi adıma bir kazanç, bu açıdan bir teşekkürü hak ediyor. Ama gönül isterdi ki bu kitapta ailenin paylaşımları olsun. Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Erbakan... vb ile oluşan münasebetler çeşitli imalara kurban edilmeden daha derinlemesine anlatılsın. Yersiz ithamlarda ve imalarda bulunulmadan açıkça görüşler ifade edilsin.
