Buyurmuşlar ki; kahır ne lütuf ne,
en ahmak insan bile bilir. Ancak kahır suretindeki lütfu, lütuf libasındaki kahrı bilmek yalnızca ariflerin kârıdır.
Evliyayi nefsi için seven de vardır, eşkiya'yı Allah için seven de, nefsi için evliyayı seven kendisini kurtarma derdine düşmüştür. Eşkiya'yı günahından kurtarmak için sevinin gayesi Allah rızasıdır.
Salihler kendilerine "nasılsın?" diye soranlara iki türlü cevap verirlermiş:
-- Sıratı geçince belli olacak.
-- Emaneti gezdiriyoruz.
Ne ince detaylar saklı değil mi?
Esasen ilkbaşında biraz tereddüt ederek başladım. Tamam hani YouTube'dan videolarını falan beğenerek izliyordum. Fakat yazdığı kitap konusunda önyargılıydım. Bir gece vakti belki beğenirim diye başladım ve iyiki de başlamışım. Kitabın ana teması beşeri aşktan ilahi aşka geçiş. Hira'nın Yusuf'a olan hislerinden maddeden manaya geçişi anlatıyor. Kitabın ilk 30 sayfasından sonra tefekkür deryasına daldırıyor sizi sonra Kabe sonra mescidi nebevî bir bir geçiyor gözünüzün önünden daha sonra Resulullah efendimizin hayatı sahabelerin hayatı çektikleri sıkıntılar, verdikleri mücadeleler resmediliyor. Çoğu yerde duygulanmanız çok mümkün anlatılanları bilseniz bile... O kadar akıcı ve hikayesel anlatılmış ki sanki kitap sizin elinizde değil siz kitabın içindesiniz.
Allah razı olsun ne diyelim başka!