Yılın ve Ocak ayının ikinci kitabı idi Ah’lar Ağacı. Didem Madak ile tanışmam lise dönemlerime uzanır. Şairle tam olarak tanışmam ise yine lisede düzenlenen bir şiir dinletisinde okuduğum ‘Siz Aşktan N’anlarsınız Bayım?’ şiiri ile olmuştur. Neden bu şiiri seçmişim bilmiyorum. Şüphesiz şairin çocuksu kırgınlığını o zamanlar kendime yakın bulup yine yazarın anne kokan şiirlerini yüreğimde hissedişimden olacak. Erken yaşlarında annesini kaybeden şairimiz, şiirde teselli bulup babasının başka biriyle evlenmesi üzerine kardeşi ve şiirleriyle avutmuş yüreciğini.
Bu sene içerisinde Madak’ın kitaplarını yeniden okumaya karar verdim. Pulbiber Mahallesi ve Grapon Kağıtları da tıpkı Ah’lar Ağacı’nın ihtiva ettiği şiirlerdeki gibi çocukluk kokan ama çocukluğa küsmüş, Allah’a sığınmış, satır aralarına reçeller dizilmiş şiirler içeriyordur diye düşünüyorum.
Şiir bir his işi. Ama şairin dili çok yalın. Dilini mutlaka sever, uçlarından çile damlayan satırları muhakkak seversiniz, kendinizle kıyıdan köşeden bir bağlantı muhakkak kurarsınız diye düşünüyorum sevgili okur.
Şiirle ve sevgiyle...
Basit bir dille yazılmış, başlarda oldukça akıcı, çarpıcı, savaşın ve savaş yıllarının yıkımını tüm alt metne yayan, romanın sonundaysa karakterlerin iç dünyalarına konuk olduğumuz, karakterlerin psikolojik savaşlarında yazıyı araç edinmelerini görerek olayları çözümlediğimiz, yeknesaklıktan uzak bir eser #BüyükDefterKanıtÜçüncüYalan . Okudukça tüylerinizi ürperten, zihninizde şoke etkisi yaratan bu eseri okurken toplumumuzda ve eminim diğer toplumlarda da yaşanması hazmedilemeyen veyahut konuşulması dahi normal karşılanmayan çeşitli unsurların sıklıkla işlenmesi hikayeyi ve okuru olaydan koparıp gerçekliğini yitirmesine sebep olmuş. Sıklıkla merhamet duyduğunuz, romanın başkahramanı olan ikiz kardeşlere, onların soğukkanlılığına hayret ettiğiniz bir okuma deneyimi.
Savaş, yıkım, göç, ihmal, kıtlık, insan ilişkileri, travmalar, hayatları değiştiren yalan faktörü... Sancılı bir okuma sunan bu eser #AgotaKristof ile tanışma kitabı olabilir.
Kitapla ve sevgiyle...
Unutursunuz. Hayat böyle. Zamanla her şey siliniyor. Anılar köreliyor, acılar dinliyor. Karımı bir çiçek, bir kuş gibi hatırlıyorum. Her şeyin hafif, kolay ve güzel göründüğü bir dünyada mucizeydi o.