Şimdiki Zaman Çekiminde Bir Mahkuma Mektup
Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar Zühre bir şarkı tutturmuş Bâbil'den kalan Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır Bir Hârût'la Mârût,(*) bir de ben dinliyorum. Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına Senin namına yıldızları kıskanıyorım. Kim bilir kaç ışık yılı uzakta Öfkeyle kollarını çemriyor yalancı fecir İmanım gibi biliyorum vakit asılmak vaktidir Ve Taksim gazinolarında trahomlu şairler Mısra arıyorlar masaların altında Kanını içiyorlar bilmeden "Cennet atları"nın Ben yurdumun en sert tütününden bir sigara sarıyorum Dumanı ciğerlerime değil iliklerime çekiyorum Ne kadar ürkek ceylan varsa Asya çöllerinde Domaniç yaylasında ne kadar dizginsiz at Başlıyorlar koşmaya kılcal damarlarımda Sıcak solukları yalarken alnımı Toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda. DİLAVER CEBECİ
Şimdiki Zaman Çekiminde Bir Mahkuma Mektup
Senin namına yıldızları kıskanıyorum Kimbilir kaç ışık yılı uzakta öfkeyle kollarını çemiriyor yalancı fecir İmanım gibi biliyorum vakit asılmak vaktidir
Reklam
Şimdiki Zaman Çekiminde Bir Mahkuma Mektup Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar zühre bir şarkı tutturmuş babilden kalan  zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır bir Harutla Marut birde ben dinliyorum Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın
Şimdiki Zaman Çekiminde Bir Mahkuma Mektup "...Yine biliyorsun ki sevmedim ülküden başkasını, Başı dumanlı dağları, dolunayı, ufukları, Bir de Çankaya yokuşunda rüzgara tutulmuş saçlarını. Önce Allah sonra genlerim şahit Sevgimi üç bin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum..."
14 öğeden 11 ile 14 arasındakiler gösteriliyor.