Heyecanının altını deş. İçinde ne olduğuna bak. Kelimelerle tahlil etme. Heyecanını ona kardeş olan görüntülere, dengi olan seslere dök. Heyecanın ne kadar açık ve kesin olursa üslubun da o ölçüde kendini belli eder.
Sayfa 36
Eğer bir ses, bir görüntünün yerini tutabiliyorsa, görüntüyü ya tümüyle ortadan kaldır ya da etkisizleştir. Kulak daha çok içeriye doğru işler, göz ise dışarıya doğru
Sayfa 37
Reklam
Ancak bir ritimle ele alınan şeyler kalıcıdır. Özü biçime tabi tutmalı, anlamı ise ritme.
Sayfa 40
Modeller filmin akışı içine salıverildiklerinde mekanik olarak yirmi kez tekrarladıkları hareketler, onların kendi malı olur. Ağızlarının ucuyla ezberledikleri sözler, onlar düşünmeden, gerçek doğalarına özgü müziğe ve vurguya kavuşur. Gerçek hayatın otomatizmine ulaşmanın yollarından biri. (Artık oyuncunun, oyuncuların ya da yıldızların yeteneği dikkate alınmaz. Önemli olan, senin modellerine nasıl yaklaştığın ve onlardan almayı başardığın bilinmeyen ve el değmemiş şeydir.)
Sayfa 40
Bir ressam, heykeltıraş ya da romancı gibi, kişilerin ve nesnelerin dış görünüşlerini tarif etmek zorunda olmadığına göre (makineler bu işi senin yerine yapar), yaratıcılığın ya da buluşçuluğun, ele aldığın gerçekliğin çeşitli parçaları arasında kuracağın bağlarla sınırlı kalır. Bir de parçaların seçimi var. Buna önsezin karar verir.
Sayfa 43
Görünmez olan rüzgarı, esip geçerken biçimlendirdiği suyun diline tercüme etmek.
Sayfa 43
Reklam
292 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.