Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Oncelikle Aristo'nun, yasadigi dönem için çok iyi bir gözlemci oldugunu belirtelim. Özellikle solucan, böcek gibi küçük hayvanlarda yaptigi gözlemler çok ilginç bir sonuçla karsilasmasina neden olmustu. Zira inceledigi hayvanlarin hiçbirinde belirgin bir beyin yapısı yoktu. Eger beyin, aklin ve ruhun bulunduğu merkezi bir yapi ise bu canlilarda da muhakkak olmalıydı. Çünkü bu canlılar hareket edebiliyor, besleniyor ve çoğalabiliyorlardı. Eğer bu canlilarda beyin yoksa o zaman aklin ve ruhun bulundugu yer baska bir organ olmalıydı. Aslına bakarsaniz Aristo'nun bakis açisi oldukça mantıklı gözükmektedir. O nedenle burada hemen araya girerek bir konuya açiklik getirelim. Solucan ve böcek gibi insana göre daha ilkel olan canhlarda bildigimiz anlamda bir beyin olmasa da gangliyon adini verdigimiz yapilar bulunmaktadir. Bu yapilar bir bakıma beyin görevi görüp canlının sinir sistemini idare ettirerek hareket etme ve beslenme gibi birçok olay kontrol edebilirler.
Kendine olan hayranlığının sınır tanımadığını bir kez daha kanıtladın.
Çarpık Nefret
Çarpık Nefret
Reklam
Bütün keşkeler, belki de en ağır sınır ihlaliydi..
Bizzat özgürlüğün zorlamalara yol açtığı kendine has bir tarihsel dönemde yaşıyoruz. Yapabilme özgürlüğü, emir ve yasaklar dile getiren yapmalısından daha fazla zorlama üretiyor hatta. Yapma­lısının bir sının vardır. Yapabilme ise sınır tanımaz. Bu yüzden de yapabilmeden kaynaklanan zorlamanın sınırı yoktur. Böyle­ce kendimizi bir ikilemin içinde buluruz.
Sayfa 12 - Metis Yayınları , 3.baskıKitabı okuyor
Sabah uyandım, bir şeyler dinleyerek enerjimi yükseltmeyi amaçladım, öyle de hastaneye gittim. Gittiğimde kod vardı müdahaleye katıldım. İlk defa bir hasta sadece hasta olarak göründü gözüme. Fakültedeki hocamın hep böyle ağlamayacaksın beyin bir süre sonra psikolojik olarak kendi korumak için duygusal shot down yapıyor endişelenme dediği olmuş artık sanırım. Müdahaleden çıkıp hastalarımı gezdim, sadece yemek yerken oturabildiğim bir gün oldu. Yeni sorumlumuza da biraz sinir oluyorum. Yeni olduğu için otorite kurmaya çalışıyor, gıcıklık yapmasa iyi olur. Eve gelip elimi yüzümü yıkadıktan sonra yüzüstü yatağa bir yığılmışım akşam 10 da uyandım. Yalnız yaşamak da ne kötü ya başıma bir şey gelse kimsenin haberi yok. Neyse ki uyandım, sabaha kadar uyuyup işe geç de kalabilirdim. İşe mutlu gitmiyorum açıkçası. Staj yaptığım hastane buradan 10 kat iyiydi her açıdan. Hep orayı arıyorum. Ama kendimi mutlu olmaya zorluyorum çünkü mutsuzluğun hiçbir getirisi yok. Hem mutsuz olunca güçsüz hissediyorum ki onu da hiç sevmiyorum.
reşit galip..
Türk aydınlanmasının Kuvvacı fedaisiydi. Rodos doğumluydu. İtalyanlar Trablus Savaşı sırasında oldu bittiye getirip Rodos’u işgal edince, henüz 17 yaşındayken doğduğu toprakları kaybetmenin acısını yaşadı. Kayıkla Marmaris’e geçti, İzmir’e geldi. Bugün Swissotel Büyük Efes’in hemen karşısında yeralan ve Ticaret Lisesi olarak eğitim veren Fransız
Reklam
Göçün Desenleri
“Sınır sadece kuma çizilmiş bir çizgi olabilirdi ama korkarken kendi bahçende dolaşmakla komşunun bahçesinde dolaşmak arasında fark vardır.”
Sınır koymayı öğrenin. İyi insan olmak her şeye katlanmak anlamına gelmez.
Türkiye’de egemen tarih anlayışı, Kurtuluş Savaşı’nı esas olarak bir “Toprak ve Sınır Savaşı” olarak ele alır. Bu bakışı kabaca şöyle özetleyebiliriz: “1918-1923 arasında yaşananlar, Birinci Cihan Harbi sonunda, elinde kalan son toprak parçasını korumak isteyen Türkler ile bu topraklan aralarında paylaşmak isteyen diğer uluslar arasındaki bir savaştı. Biz Türkler, esas olarak, 1918 Mondros silah bırakışması antlaşmasıyla belirlenmiş, daha sonra “Misak-ı Millî” olarak ilan ettiğimiz topraklan ve sınırlan korumak istedik. Buna karşı, Ermeni, Yunan, Kürt gibi diğer uluslar ise, özellikle İngilizlerin desteğiyle, kendi ulusal devletlerini kurmak ve Anadolu’yu, İngiliz, Fransız ve İtalyanlarla anlaşarak aralarında paylaşmak istediler.” Bu bakış açısıyla ele alınan tarih anlayışını sembolize eden iki önemli antlaşma Sevr ve Lozan’dır.
Sayfa 51
John, hayatta her şey bir sınır çekme sorunudur; sınırı nerede çekeceğine de ancak kendin için karar verebilirsin. Başkaları için değil. Elbette bunu deneyebilirsin, ama bir işe yaramaz. İnsanların başkalarının koyduğu kurallara uymaları hayata saygı duymakla aynı şey değildir. Hayata saygı duymak istersen, bir sınır belirlemen gerekir.
Sayfa 16 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Gerçekte hiçbir sınır söz konusu değildir. Gerçek sınırlar sadece kafamızda bulunur.
Sınır diye bir şey yoktur. İşimize mani olarak görünen şeyler, aslında daha büyük atlayışlar yapabilmemiz için aşılması gereken engellerdir sadece.
Sayfa 142
488 syf.
·
Puan vermedi
10/10
Birkac haftadir basladigim kitaplarin cogunu yarida biraktim ve okuma istegim de boylece zayiflamisti. Bu kitaba basladigimda ise ne ara kitabin yarisina geldigimi cozemedim. Cok cok tstli bir kitapti. Callie'nin akli basinda ve iffetli itibarindan sıkılıp kendine sadece erkeklerin yapabildigi seylerden olusan bir liste olusturmasini ve listeyi de buyuk bir kararlilikla gerceklestirmeye calismasini kesinlikle takdir ettim. Ralston'in da bu listeyi gerceklestirirken Callie'yi kisitlamak yerine ona yardim etmesini cok tatli buldum. Callie ve Ralston'in sohbetlerine, aralarindaki uyuma bayildim. Kitabin bazi yonlerden Bridgerton serisini hatirlatmasini es gecemeyecegim ama beni cok da rahatsiz etmedi. Ralston'in Callie'ye olan hislerini o kadar gec anlamasina sinir oldum. Callie, sana kesinlikle bayildim. Bir gun senin kadar cesur ve kararli olabilmek dilegiyle...
Bir Çapkını Baştan Çıkarmanın Dokuz Yolu
Bir Çapkını Baştan Çıkarmanın Dokuz YoluSarah Maclean · Nemesis Kitap · 2016525 okunma
Bir Müslüman'ın hayatı ahlak üzere bina edilmelidir. Çünkü ahlak; din binasının imandan sonraki katı, varlık gayesi Allah'a kul olmak olan insan hayatının en temel sınır ve ilkeleridir.
"Yalnızken yaşadığım şey genel anlamda nevrotik bir korku, sıradan bir sinir krizi, kendinden maksimum düzeyde nefret etme şeklinde tezahür ediyordu. Ağzımdan çıkan her acımasız ya da anlamsız söz, etkisi fazlasıyla artmış bir netlikle bana geri dönüyordu..."
Sayfa 379 - Pegasus
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.