Kişilerin hayatını yönlendiren elbette inançlarıdır.
Beyazıt Bistami hazretleri vefatından sonra, bir talebesinin rüyasına girer. Talebe ona Allah’ın kendisine nasıl muamelede bulunduğunu sorar. O da şunu anlatır: “Cenab-ı Hak, “bana ne getirdin?” diye sordu. Ben de “Ya Rabbi, sana sevap olarak bir şey getiremedim ama bir çok günahla geldim. Getirmediğim günah kalmadı ancak işlemediğim bir günah var, o da şirk” dedim. O da bana buyurdu ki, “Ey Beyazıt, hani sen bir gün yoğurt yemiştin. Ardından başın ağrımıştı. Sonra da, keşke şu yoğurdu yemeseydim de başım ağrımasaydı” demiştin. Bu, yoğurdu ortak koşmak değil de nedir?
Reklam
"Allah'ı her şeyden çok sevmek gerekir. Eğer birşeyi veya bir başkasını Allah'ı sever gibi seversen yada tam tersi bir şeyden Allah'tan korkar gibi korkarsan bu şirk olur.
ÂŞK ve ŞİRK
***** - "Eğer âşıksan, kendinden bahsetme! Sevgilinin yanında benlik satmak, Allah'a şirk koşmak gibidir..." *****
Sayfa 147 - 144 III.Bölüm, "Aşka, Erenlerin Yollarına ve Muhabbetlerine dair" C. Hikâye, -Muhabbet Ehlinde Fânîliğin Mânâsı-, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları: 383 Bilim ve Kültür Eserleri Dizisi: 40 İslâm Klasikleri: 16Kitabı okuyor
Unutma ki itfaiyecilere nadiren gerek duyuluyor. Halk okumayı kendi başına bıraktı. Siz itfaiyeciler arada sırada bir sirk gösterisi sunuyorsunuz; binaları yakıyorsunuz, kalabalıklar da o güzel ateşi seyretmek için toplanıyor...
Sayfa 97 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
VİCDANSIZLAR Aristoteles ne dediğini biliyordu: "Kadın deforme olmuş bir erkektir. Onda en temel unsur, yani ruh eksiktir." Plastik sanatlar, ruhsuz varlıkların girmesi yasak olan krallıklardı. On altıncı yüzylda Bolonya da, beş yüz yirmi dört erkek ressama karşılık yalnızca bir tek kadın ressam vardı. On yedinci yüzyılda Paris Akademisi'nde, dört yüz otuz beş erkek ressama karşılık hepsi de ressamların karıları ya da kızları olan on beş kadın ressam bulunuyordu. On dokuzuncu yüzyılda, Suzanne Valadon utanmaz bir kadın, sirk akrobat ve Toulouse-Lautrec'in modeli oldu. Havuçlardan yapılmış korseler giyiyor ve stüdyosunu bir keçiyle paylaşıyordu. Onun, erkekleri çıplak çizmeye cüret eden ilk sanatçı olması hiç kimseyi şaşırtmadı. Kaçığın teki olmalıydı Rotterdamli Erasmus ne dediğini biliyordu: "Bir kadın her zaman bir kadındır, yani bir deli."
Sayfa 101 - Eduardo GaleanoKitabı okuyor
Reklam
İki ordu karşı karşıya gelmişti.Hak ile batıl ,tevhid ile şirk çarpışacaktı.Kur'an-ı Kerim bundan bahsederken şöyle der: "Karşı karşıya gelen ve biri Allah yolunda döğüşen, diğeri kâfir olan iki tarafın halinde herkese ibret vardır ."
Sayfa 252
Şirk ve dalaletin ve fısk ve sefahetin yolu, insanı nihayet derecede sukut ettiriyor. Hadsiz elemler içinde nihayetsiz ağır bir yükü zaîf ve âciz beline yükletir. Ayet-ül Kübra - 197
İnsanların en zayıf yerleri rızıktır. Rızkının servetinden, gücünden, kuvvetinden veya efendisinden bilip onlara bağlı bulunanlarla "Rabbim bana çalışmayı emretti, rızkımı verecek, bunlar birer sebeptir, bunlara sarılarak rızkımı aramak benim vazifemdir. Bu alemde Allah'ın adeti ve kanunu böyledir." diyenler arasında fark vardır. Birisi mümin ve mütevekkildir. Sebeplere bağlı olanlarda ise gizli şirk vardır. Kendini yokla, eğer tamamen sebeplere bağlı isen şirkten daha kurtulamamışsın, senin için azap vardır. Eğer kalbin Allah'a bağlı, sebeplerin varlığı yokluğu nazarında müsavi ise muminsin, müttakisin, Allah'a şükret.
Salahaddin-i Eyyûbî de Allah'ın yalnız kendisine ibadet kendisine ibadet eden, hiçbir varlığı ona şirk koşmayan bir Ümmet'e iktidar vaadettiğini, şartları yerine getirdiğinde Kudüs'ün fethinin ona nasib olacağını biliyordu. Yıllarca Cihad meydanlarında üstü başı tozlandı. Her defasında sarığının ve cübbesinin tozlarını bir torbanın içine silkeledi. Altını sadaka olarak verdi, tozu biriktirdi. Varislerine, öldüğünde toz torbasını başının altına koymalarını söylemiş; " Münker ve Nekir gelip 'Bu torbada ne var ? ' diye sorduğunda, 'Onda Allah yolunda cihad ettiğimin şahitleri var.' Diyeyim." Demişti.
Sayfa 88 - Hüküm Kitap 5. Baskı
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.