Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ağaçların çoğu, yeraltında yaşayan mantarlarla simbiyotik ilişki içerisindeydi. Simbiyotik ilişkide, tüm taraflar bir şekilde bu ilişkiden fayda görmekteydi. Mantarlar yeraltı boyunca gönderdiği miselyum ve liflerle topraktan fosfor, nitrojen gibi maddeleri ağaca taşı yordu. Ağaç da bu maddeleri kendisi için kullanıyordu. Peki, mantarların bu ilişkiden akarı neydi? Çok iyi oldukları için mi ağaçlara yardım ediyorlardı. Aslında cevap hayırdı. Normalde mantarlar fotosentez yapamazlardı. Kendileri fotosentez yapa madıkları için ağaçların fotosentez sonucu ürettiği maddeleri kullanırlardı. Böylece her iki tarafa fayda sağlayan harika bir ilişki ortaya çıkmıştı. Bunlar zaten normal biyolojik bilgilerdi. Suzanne Smard'ın ortaya çıkardığı ise ağaçların bu mantarlar aracılığıyla inanılmaz bir iletişim ağı kurduğuydu. Ağaçlar bu mantar ağı sayesinde kaynaklarını paylaşabiliyordu. Mesela ağdaki yaşlı ana ağaçlar bu sistem yoluyla küçük fidanlara bir miktar destek gönderip hayatta kalma şanslarını artıriyorlardı. Hasta ya da ölmek üzere olan ağaçlar yine bu sistem aracılı ğiyla kaynaklarını daha sağlhklı komşularna aktabiliyorlardı. Bu mantar ağı diğer bitkilerce de kullarılabiliyordu. Yani bir bitki saldiya uğradığında çeşitli kimyasal maddeler salgılayarak komşularına haber veriyordu. Tüm ilişki ağlarında olduğu gibi bu mükemmel sistemi kendi çıkarları için kullananlar da vardı. Bazı orkide türleri bu ağı hackleyerek komşularının kaynaklarını çalıyorlardı.
Ya bir çatışma çıkarsa? Diyelim ki, bir dondurma külahına tam uzanırken, onu yedikten sonra pişman olacağınız geliyor aklınıza. Böyle bir durumda, bir karar vermek zorundasınızdır; size ve uzun dönemli hedeflerinize en iyi uyacak durumu hesaplayabilecek türden bir karar. Bunu yapabilecek olan tek sistem, eşsiz bir bakış açısına sahip olan bilinçtir; beyindeki başka hiçbir alt-sistem bu özelliği taşımaz. Bilinç, bu nedenle etkileşim halindeki milyarlarca birim, alt-sistem ve işlenmiş süreç için hakem rolünü üstlenir ve sistemin bütününü gözeterek planlar yapar, hedefler belirler.
Sayfa 109 - DomingoKitabı okuyor
Reklam
"İhtilal bildirilerinde 𝒑𝒐𝒖𝒓 𝒃𝒐𝒏𝒉𝒆𝒖𝒓 𝒅𝒆 𝒍'𝒉𝒖𝒎𝒂𝒏𝒊𝒕𝒆 , yani 'insanlığın saadeti için' diye ifadeler bulunur." Demiştim. Şunu söylemek gerekir; bir sistem içinde "insanlığın saadeti" olmaz, bunlar süslü ifadelerdir.
Sayfa 145 - KronikKitabı okuyor
Napoleoncu sistem, rasyonalizme olan aşırı bağlılıktan ve Fransa'da işe yarayanın her yerde işe yarayacağına olan inançtan çok zarar gördü.
Sayfa 106 - Boğaziçi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Herkes internetin olduğu bir çağda eski tip ezber sisteminin başarısızlığa mahkum olduğunun açıkça bilincindedir insan beyni ile dijital bilgiyi uyumlu hale getirecek ve bu büyük buluşmadan azami faydayı elde edebilecek bir sistem üzerinde düşünmekte çok geç kaldık bu konuyu acilen masaya yatırmak gerekiyor.
Arap atı, İngiliz kumaşı, İsviçre saati, Alman piyanosu, Acem halısı kendi âleminde bulunabilir; nefasette Türk tütünü, kıymette Türk parası, nizamda Türk ordusu, güzellikte Türk kadının, sağlamlıkta Türk erkeği, sistem Türk idaresi, incelikte Türk politikası, usûlde Türk mektebi, gerçeklikte Türk ilmi, derinlikte Türk bakışürü, sâfiyette Türk sanatı, imânda Türk ruhu ve her şeyde ve onun şubesinde Türk varlığı olmalıdır. Gâye budur. İşte, ana hedefleriyle, her unsur tecritlerin ve meçhul iklimlerinden avlanıp teşhislerin en malûm yuvalarına oturtulan keyfiyetçilik dâvâmız...
Reklam
Çağdaş Toplumların En Önemli Ruh Sağlığı Sorunu
Bireyin sistem içerisindeki yerini hiçe indirgeyen böylesi bir dünyanın insanda yarattığı kopukluk bazen davranış bozukluklarına neden olmaktadır.
Bütün ülkelerin elinde tuketilemeyen ve satılamayan üretim fazlası olduğu zaman, kapitalist sistem kendi besleyip büyüttüğü o korkunç kâr sisteminin altında kalıp yok olacaktır
Sayfa 140 - Turkiye iş bankasıKitabı okudu
Tarih boyunca Batı düşünce sisteminin bileşenlerini oluşturan; "güçlü olma, doğayı ele geçirme, zayıfa boyun eğdirme, bireyin ihtiraslarını kutsama ve madde eksenli düşünüş" ırkçılık düşüncesini besleyen etkenler olmuştur. Kısacası denilebilir ki "Batı" dediğimiz değerler sistemi, tarihi boyunca sadece dönemsel şartların getirdiği bir ırkçılık hastalığına tutulmamış, bizatihi ırkçılık üreten bir sistem olmuştur.
Sayfa 9 - Diyanet işleri başkanlığı yayınlarıKitabı okuyor
Diktatör olunca yapacağım ilk iş, ilköğretim müfredatını baştan aşağıya eleştirel düşünme ve bilişsel psikoloji dersleriyle doldurmak olacak." Yıllardır katıldığım her tartışmayı bu hayalle noktalıyordum, zira hepimizin her konuda bir düşüncesi olsa da pek azımızda düşünceleri üstüne düşünme gayreti var. • Bu konudaki fikrim tam olarak nedir? • Bu fikre nasıl vardım? • Hep böyle mi düşünüyordum? • Başkaları niye farklı düşünüyor? • Hangi şartlar altında fikrim değişebilir? Ne yazık ki bu soruları sorma alışkanlığını bize kazandırması gereken okullar, soru işaretlerinin en seyrek bulunduğu yerler. Ezbere ve itaate dayalı her sistem, cevapları sorulardan daha fazla sever.
Reklam
Evliliğin kadınların en zalim şekilde acı çekmesine dayalı bir sistem olduğunu anlamıştım.
Fakat bilişsel sistem, özellikle insanlar gerilim ve baskı altındayken iç gerçekliği farklılaştırmaya başlar. Bu durumlarda bireyler net ve açık düşünemezler, düşünceleri bir biçimde gerçeklikten farklılaşmaya başlar.
Hegel’in sistemi mutlak olan her şeyi içerir bu yüzden de her noktada bir hata olasılığı vardır. Bütün sistem, Hegel’in özgün yöntemi üstüne kurulu -meşhur diyalektik yöntemidir bu. Burada öyle bir “tez”den yola çıkılır ki, bu kaçınılmaz biçimde yersiz ve kusurlu olarak kavranır. Böylece bu tez, kendi “anti- tez”lerini ortaya koyar. Bunlar da eksik olarak değerlendirilir ve bu iki aykırılık da “sentez” olarak birbirine kaynar. Sentez ise tez ve antitezde, mantıklı olan her şeyi içerir ve bunlar böylece başka bir tez oluşturur. Süreç bir dizi üçlü takım ile tekrarlanır, yükselir, yükselir, bununla daha çok anlaksal bir hal alır ve tinsel bölgelerde yükselmeye devam eder. Bu sistem, doruk noktası fikir (mutlak olan, her şeyi içeren) olan bir piramidi andırır.
Matematikte onlu ve altılı sistemi kullanmışlardır. Bugün onlu sistem dışında altılı sistem de saat, dakika, daire ölçümünde kullanılmaktadır. Okullarda matematik öğreniminde çarpım tabloları, çeşitli problemlerin çözümü yer almaktadır. Yunanlı Fisagor'a (Pisagor) mal edilen Fisagor teoremi de tablet üzerinde çizilmiş olarak bulunmaktadır. Cebirin kökeni de Sümerlilere dayanmaktadır.
Sistem hatasıydı resmen. Kozmik bir fiyaskoydu. Göksel bir komploydu bu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.