KaraSevda demek, siyah bir mühür demektir. Sevdaya düşenlerin kalbinde mutlaka o mühür vardir
Sayfa 57 - İletişimKitabı okuyor
Reklam
"Karasevda demek, siyah bir mühür demektir. Sevdaya düşenlerin kalbinde mutlaka o mühür vardır."
"Kitaplar! Kitaplar, kitaplar ve kitaplar." Parmaklarını hafifçe kitapların üzerinde gezdirdi." Kitapları seviyorum dedi. Sence de kağıt üzerindeki küçük siyah işaretlerin bu kadar güzel bir şey olması komik değil mi? Sayfalar ,minik minik, siyah işaretler ve al sana bir hikaye."
Sayfa 248 - Panama yayıncılıkKitabı okudu
Zincirlerim çirkinlik, üzüntü, sefillik, yaşlılık ve ölümdür. Hangi devrim beni bundan kurtarabilir?
Bakmış olduklarınız yüzler değildi, maskeler değildi, canavarımsı figürler değildi, karikatürler değildi, biçimler değildi, işaretler değildi, hiçbir şey değildi. Elle tutulmaz hayaletlere benzeyen şeyler belki. Şimdi, bu zihinsel kâinatın mekânında, her şey yatıştı.
Reklam
Sol köşede, yukarıda, çerçeve içine alınmış basbayağı bir haç. Yalnız bırakılmış bir haç, hayli üzgün. Üzerine kimse gerilmediği için olabilir mi?
Afganistan, Somali, Afrika'da açlıktan ölen, karınları şişmiş çocuklar bir süreliğine unutuldu! Onların sanatı, metafiziği düşünecek zamanları yok, sefalet onları kemiriyor, onları öldürüyor. Egoizm bana şöyle dedirtiyor: "Herkesin kaderi farklı." Ama kim bilir beni neyin beklediğini, ya da bizi neyin beklediğini, yarın, bir saat sonra.
Kendime diyorum ki var olmuş olduğumuza göre, artık var olmamazlık edemeyiz
Öğrendiklerimizi unutmak zorunda olduğumuz noktaya asla varmayacağım, çünkü öğrenmiyorum.
Reklam
Yalnızca ama yalnızca Kutsal olmayan ölür, içimizde ölür. Ama her şey kutsallaştırılmalıdır, Bernanos'un rahibinin söylediği gibi her şey zarafet olmalıdır. Artık adını fazla anmadığımız Péguy her şeyi gök katına çıkarmak istiyordu; günler ve geceler, saatler ve anlar, otlaklar ve şehirler, ölüler ve yaşayanlar, ona göre her şey günahtan arındırılmalıydı, yani kutsallaştırılmalıydı.
Eşiğe Biraz Daha Yakın
İnanmak için yeterince genç hiçbir şeyin aralarını bozamayacağına, içeri giriyorlar, el ele bir bomba kraterine. Gecenin ağzı siyah dişlerle dolu. Haftalar önce kadının suratında patlayan çakma Rolex'i şimdi saçlarının ardında küçücük bir ay gibi soluyor. Bu hikayede, başsız bir yılan var - kıpırtısız aşıkların ayak bileğinden sökülmüş bir bağ gibi.
Sayfa 9 - Harfa YayıncılıkKitabı okuyor
Güzel ve Dokunaklı
Gözbebeklerinde bir ağrıyla gelirdi. Ben, kirpiklerimde binlerce yol, parmaklarımı kalbime batıra batıra beklerdim. Sokakların telaşıyla odaların suskunluğu arasına sıkışmış kekeme hayaldi. Gülüşü, bir yaprak ummanında gün ışığı gibi hüzünlü bir sevinç verirdi. Akşamüstüne benzeyen sesle konuşurdu. Kendisine ait olmayan bir zamandan yaşamaktan
"Ne zaman "Beyaz ya da Siyah"ın olduğu bir başkanlık seçimi yapsak, her zaman iki kötülükten daha azı arasında seçim yapmak zorunda kalırsınız, yani ya "Şeytan"a ya da "Şeytan"a oy verirsiniz ve ikisinden biriyle cehenneme gidersiniz." ~ Louis Farrakhan
Yeryüzünde iyilik yokmuş, günah bir sözcükten ibaretmiş meğer. Gel Şeytan, gördüm ki bu dünya sana ait!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.