Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ne ölüm, ne de hayat! Hiçbiri kovalamıyor beni rüyalarımda. Hiçbirinin eli bana değmiyor. Çünkü ellerim ceplerimde hiç olmadıklanı kadar. Varlığıma nedensizlikten delirdim ben. Hiçbir nedeni kendime yakıştıramadığımdan Hepsini giydim. Hiçbiri olmadı. Hepsi dar geldi.İnansaydım herhangi birine uğruna gerekirse dünyayı kan gölüne çevirirdim. Okyanuslar kırmızı olurdu. Pıhtılaşmış kanlardan siyah dağlar yükselirdi. Ama inanamadım. Bir ţürlü inanamadım...Bütün hayat bir illüzyon. Benim gibi, Kayra gibi...
Sayfa 138 - KayraKitabı okuyor
"Zamanla renkler atıyor. Geçmiş zamanın rengi soluyor. Anılar ve haber filmleri gibi siyah beyaza dönüşüyorlar.."
Reklam
Mülâzım Abdürrahman bana bir kutu içinde mini mini bir siyah köpek yavrusu gönderdi. Bunu Ankara sokaklarında bulmuştu. Bana hayvancağızın garip hâllerini anlattığı zaman, bu köpeği de edinmek istemiştim. Mülâzım Abdürrahman, onu aramış, sonunda bulup bana göndermişti. Adını Cin koydum. Çay vakitleri aramızda oturur, kırık bir fincandan çay içer, bahçenin armutlarını, bir insan gibi lezzet alarak yerdi. Bu mahlûka çocukluğumda rastlamış olsaydım, onu ecinnilerin insanken hayvan kılığına soktukları bir mahlûk sanırdım. Akşamları aramızda oturur, hepimizin elini yalar, konuşmak hariç, bütün hayatımıza katılırdı. Dr. Adnan, köpeklerde tenya olduğu için onu koynuma almaktan beni men etmişti. Bu yüzden, köpekçik ayak ucumda bir minderin üzerinde yatardı. Fakat, garip olarak uyur gibi göründüğü hâlde, Dr. Adnan’ın uykuya daldığını sezer sezmez, hemen yatağıma atlayarak koynuma girerdi. Bu köpeği bir küçük evlât gibi sevmiştim.
Aşkımız bir sırdan da öte, bize yasak. Boynuma bağlarken uzun, siyah ipek bir kurdele, kapatıyorum gözlerimi ve kazıyorum kokusunun her ayrıntısını zihnime; sandal ağacı, sedir ve bereketli karanlık topraklar.
Hayır, kendimi kandırmıyorum! Onun siyah gözlerinde bana ve yazgıma karşı gerçek bir ilgi okuyorum. Evet, hissediyorum, bu konuda yüreğim beni yanıltmaz, o -ah buna hakkım var mı, cenneti bu sözcüklerle anlatabilir miyim? O beni seviyor!
“Bütün hayatım boyunca Tanrı’ya inandım Rosa. Yarattıklarını görünce ona hayran oldum, takdirine boyun eğdim.”
Sayfa 103 - AntikKitabı okuyor
Reklam
Kötülük taşıyan fikirlerin korkunç yanı şudur: Zihinler bu fikirlere zamanla alışırlar.
Sayfa 77 - AntikKitabı okuyor
Kötülük bir kez insan ruhunu ele geçirirse bir daha onu rahat bırakmaz.
Sayfa 60 - AntikKitabı okuyor
“Kendini mesleklerin en nankörü olan siyasete adayan ve şüphesiz sonu hayırlı olmayan vaftiz babanı da örnek alma asla.”
Sayfa 52 - AntikKitabı okuyor
Maramara'nın birer siyah gergedan gibi uyuyan adaları ,denizin kurşunimsi maviliğine batan bu canlı arz ve uzaklardan geçen güneşin pembe, eflatun,inci renkleriyle rüyalı türleriyle renklenen ufuklar!
Reklam
“Dans etmeyi seviyordum. Piyano sesini seviyordum. Yağmurun yağmasını seviyordum. Kahveyi seviyordum… Bir de 𝑜𝓃𝓊. Bir de 𝑜𝓃𝓊 seviyordum galiba.”
Sayfa 36 - Epsilon Yayınları
Yıldızlar vuslat için her gece iner sana Rengini, gözlerinde kaybolan bilir
Sayfa 59 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
İnsan ne kadar değerliyse mevkisi de o kadar değerlidir.
Atla ilişkiye girebilmek için at kılığına giren şerefsiz Boreas :D
Boreas bir keresinde siyah-yeleli bir at kılığına girerek Dardanos'un oğlu Erikhthonios'un bir zamanlar Skamandros Nehri (Küçük Menderes Çayı), kenarındaki bereketli meralarda otlattığı üç bin kısrağın içinden on iki tanesine tecavüz etmişti. Tanrıdan gebe kalan kısraklar on iki tane dişi tay dünyaya getirdiler. Bu taylar o kadar hafifti ki, tarlalarda koştukları zaman üzerine bastıkları başaklar yere dahi eğilmiyor, hatta dalgaların üzerinde bile kolayca yürüyebiliyorlardı.
Say yayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.