Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Reklam
Sizce?
"Bir insanı neden sevdiğiniz sorusuna cevap bulamıyorsanız, Onu gerçekten seviyorsunuzdur." Bu düşünceye katılamayacağım. Neden ben kim olduğumu ve ne istediğimi bilmiyormuyum ki? Güzel sevmesini bilen,kaşının üstünde gözün var der,kıymet bilir,cevaba manas destanı yazar.
Soruyorum?¿
Bir röportajında Nuri Bilge Ceylan şunu demiş: “Mütevazılık falan hiçbir zaman gerçek bir üst değer olamamıştır bizde. Bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz…” Sizce neden?
SMA
Nedir bu SMA? Gelin birlikte bakalım. Spinal Musküler Atrofi, demiş tıp, bunun adı. Peki, tedavisi elbette mümkün. En azından acı çekmelerini engelliyor. Bir an olsun gözlerinizi kapatın ve karşınızda acıdan kıvranan, gözyaşı döken evladınızın yardım çığlıklarının kulaklarınızı tırmaladığını düşünün. Ve sizin elinizden gelen hiçbir şeyin
Çoğu zaman bir şeyleri elde etmenin yolunu hep vazgeçmemekte arıyoruz ama yeri geliyor, bunları vazgeçerek de elde edebiliyorsun. Vazgeçmek, bazı anlarda, fedakarlığın cesarete diz çöktürdüğü güçlü bir eyleme dönüşebiliyor. Bu eylemler kimi zaman hiç söylenmemiş keşke’ler barındırıyor içinde. Keşke’ler bazen yerini kabullenişlere bırakıyor, bazen uykularını kaçıran rüyalara, bazen de derin ve dalgın bakışlara. Vazgeçerek de sevebiliyorsun. Vazgeçerek de yaşayabiliyor, yaşatabiliyorsun. Ama vazgeçerek mutlu olamıyorsun. Sadece kendini kandırıyorsun. İşte gerçek aşk da tam olarak bu zaten. Bireysel mutluluğu değil, mutluluğunu bağışlamayı seçtiğin zaman aşık olduğunu anlayabilirsin. Peki sizce insan neden aşık olur ? Gerçekten o insana değer verdiği için mi yoksa o kişide ihtiyaçlarını giderecek koşullar bulduğu için mi?
Reklam
Sizce insan çevresindeki insanlara sanatla uğtaştığı için neden yardım etmez? Bir kitap yazsa beş para etmez de olsa destek amaçlı bir kitap alamaz mı? Şirr kötüyse bile iki güzel kelam edemez mi? İlginç...
Sizce de Türkiye'de bu işçilerin ayağa kalkıp propaganda etmeleri Maksim Gorki'nin "Ana" kitabına benzemiyor mu? Peki asıl soru şu bu devlet ne için var? İnsanların talepleri neden duyulmuyor?
BİR SORUN: BAŞKALARINI FAZLA UMURSAMAK.
Bugün günümüzdeki insanların büyük bir problemden bahsedeceğim. Ben insanların maalesef bu durum yüzünden kendi potansiyellerini tam olarak kullanamadığını düşünüyorum. Öncelikle çevrenizde sürekli ben şunu yaşadım, ben bunların üstesinden geldim vs diyen insanları bir hayatınızdan silin süpürün. Bu insanlar acıdan beslenir ve zamanla size de o
KONFOR ALANINIZDAN ÇIKIN !!!
Bu söz sizce hangi insanlara söylenmiştir. Hiç düşündünüz mü? Hangi motivasyon kanalına baksam sürekli insanlara bunları pompalamaya çalışıyor. Peki bu söz neden bu kadar yanlış kullanılıyor? Bu gibi sözler genellemeden ibaretdir. Genelleme sözlerle de yola çıkılmaz. Yolda kalırsınız. Her sakallıyı dedeniz sanarsanız günün sonunda siz pişman olursunuz. Önce bir kendi hayatınıza bakın doğru yerde miyim? yanlış yerde miyim? Doğru yerdeyseniz ne ala. O zaman neden konfor alanınızdan çıkıyorsunuz ki? İnsanların hayat amacı zaten mutlu ve huzurlu olmak değil midir? Örneğin: Siz zaten sevdiğiniz işi yapıyorsanız. İşinizden memnunsanız neden başka işlere atılmaya çalışma gereği duymak istersiniz ki? Böyle düşününce bu sözün sizin için ne kadar saçma olduğu ya da saçma olmasından ziyade sizin için söylenmemiş olması mutlak bir gerçektir. Bu yüzden eğer doğru yerde olduğunuzu düşünüyorsanız zaten ekstra bir şey yapmanıza gerek kalmıyor. YAPSANIZ BİLE o sizin sorumluluğunuz değil. Sizin hobilerinizden sadece bir tanesi olur. Bu yüzden bu yazımı dikkatle okumanızı temenni ediyorum. Buraya kadar okuduğunuz içinde teşekkür ediyorum.
Reklam
"Faşizm aynı zamanda bireysel bi tavırdır"
"Yıllar önce Antalya'da bir otelde tatil yapıyordum. O sıralar Alman turistler çoğunluktaydı. Havuz kenarında bir yandan güneşleniyorum, bir yandan da Hitler'in "Kavgam" adlı kitabını okuyordum. Otelin şefi yanıma gelip, "Rica etsem, o kitabı kaldırabilir misiniz? Alman müşterimiz rahatsız olmuşlar" demişti! "Bunu söyleyen Alman arkadaşın yanına gidebilir miyiz, ona bir şeyler söylemek istiyorum" demiştim. Şef "Problem çıksın istemiyorum" demişti. Bende ona, Almanca bilmediğimi, zaten benim söylediklerimi kendisi çevireceği için bir sorun olmadığını, istemediği şeyi çevirmemekte özgür olduğunu söyleyince, beraber Alman turistin yanına gittik. Ve hatun kişiye bu kitabı benim okumamın onu neden rahatsız ettiğini sormuştum. "Hitlerin yaptığından utanıyorum ve bu adamla anılmak beni rahatsız ediyor" demişti! "Hintler sizce faşist miydi?" diye sormuştum. "Kesinlikle" diye cevap vermişti. "Peki buraya dinlenmeye gelmiş birinin, okuduğu kitabı kaldırmaya yeltenmek sizce faşist bi tavır mıdır?" diye sormuştum. Şef çevirdikten sonra Alman turist olan hatun kişi sus pus olmuştu. Cevap vermeyip, sadece özür dilemişti. Hitler son seçiminde % 96 oy almıştı. Burada benim okuduğum kitaptan değil, büyük anne ve babasından hesap sorsun demiştim. Bilmiyorum son dediğimi ne kadar çevirdi ama :) FAŞİZM SADECE İDEOLOJİK BİR ŞEY DEĞİLDİR, aynı zamanda çokta BİREYSEL BİR TAVIRDIR! Hangi kitabı okuyacağım, hangi alıntıyı burda nasıl paylaşacağım, bir şeyi nasıl yazacağım benim bileceğim iştir :)
Sizce dünyaca ünlü bir eser nasıl olmalıdır? Dil ve üslup olarak hangi özellikleri taşımalıdır? Dünyaca ünlü olan ve en çok sevdiğiniz eser nedir?Neden?
Vurdumduymaz olamıyoruz
ERKEKLER NEDEN ERKEN ÖLÜR..? Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı. Annem, 'Geç oldu,' dedi, 'zaten yorgunum, ben yatıyorum.' Annem kalktı, mutfağa gitti.
Bilinçli yalnızlık, yaratıcı yalnızlık halini aldığında bambaşka bir yaşam deneyimi elde edilir. Yaratıcı yalnızlık çok özeldir. İçinde dinginleşme, dinlenme, derin düşünme, üretme, yaratma ve ilham barındırır. Düşünsenize Dostoyevski evine hiç girmeyen bir adam olsaydı, yoğun bir iş hayatı olsaydı, gecesi gündüzü kalabalık geçseydi, gündüz toplantılar akşam partiler... Dinlenmek için beş dakika bile ayıramıyor kendine, tam bir işkolik, gerçek bir sosyal kelebek, telefonları hiç susmuyor, sürekli internette içerik üretiyor, paylaşımlar yapıyor, videolar çekiyor, sizce Suç ve Ceza ne ara ve neden yazılacaktı ki? Karamazov Kardeşler'i kim düşünecekti? Ecinniler kimin aklına gelecekti? Bütün bu büyük eserler, derin bir düşünmenin, yalnızlığa çekilmenin, içe dönmenin ve yaratım sürecinde stres yapmadan acele etmeden durabilmenin, bu süreci yönetebilmenin bir sonucu değil mi?
Islam hayatımızın ne kadarında?
Okuyoruz, anliyoruz. Öğreniyor muyuz? Uyguluyor muyuz? Unutuyor muyuz? Aldırış ediyor muyuz? İslami gerçekten benimsemiş birisi sizce elinden geldiğince Islama zarar veren şahıs ve şirkerlere önlem almamalı mi? Örnekler veriyim. 1-YemekSepetinin eski sahibi şimdiki Ceosu. Islami degerlere ve kitleye aşşağalayıcı söylemlerde bulundu. Hanginiz online sipariş verirken buna dikkat ediyor? 2- Islami değerleri yere seren oyuncular muzisyenler vb. Bir markanın reklam filminde oynadıgında neden o mardan alışveriş yapmaya devam ediyorsunuz? Seytan ve Deccal cevresindekileri öyle bir seviyeye getiriyor ki Şeytanın Avukatı filmindeki gibi insan başta asla yapmam dediği seyi yapmaya başliyor. İnsanlar namaz kılıp cenneti garantilediğini mi düşünüyor acaba? Namaz bizim görevimiz yolumuzda oldugumuzun göstergesi. Kuran-ı Kerimi düzgün okuyup görün.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.