Mobbing Bank Diyor ki;
Kur'an Neden Türkçe'ye Çevrildi? Beyin devrelerini yakmaya devam ediyoruz. Din öğrenilsin diye mi? Yoksa bu din ne diyor anlaşılsın diye mi? Türkçe Kur'an!
KONFOR ALANINIZDAN ÇIKIN !!!
Bu söz sizce hangi insanlara söylenmiştir. Hiç düşündünüz mü? Hangi motivasyon kanalına baksam sürekli insanlara bunları pompalamaya çalışıyor. Peki bu söz neden bu kadar yanlış kullanılıyor? Bu gibi sözler genellemeden ibaretdir. Genelleme sözlerle de yola çıkılmaz. Yolda kalırsınız. Her sakallıyı dedeniz sanarsanız günün sonunda siz pişman olursunuz. Önce bir kendi hayatınıza bakın doğru yerde miyim? yanlış yerde miyim? Doğru yerdeyseniz ne ala. O zaman neden konfor alanınızdan çıkıyorsunuz ki? İnsanların hayat amacı zaten mutlu ve huzurlu olmak değil midir? Örneğin: Siz zaten sevdiğiniz işi yapıyorsanız. İşinizden memnunsanız neden başka işlere atılmaya çalışma gereği duymak istersiniz ki? Böyle düşününce bu sözün sizin için ne kadar saçma olduğu ya da saçma olmasından ziyade sizin için söylenmemiş olması mutlak bir gerçektir. Bu yüzden eğer doğru yerde olduğunuzu düşünüyorsanız zaten ekstra bir şey yapmanıza gerek kalmıyor. YAPSANIZ BİLE o sizin sorumluluğunuz değil. Sizin hobilerinizden sadece bir tanesi olur. Bu yüzden bu yazımı dikkatle okumanızı temenni ediyorum. Buraya kadar okuduğunuz içinde teşekkür ediyorum.
Reklam
"Faşizm aynı zamanda bireysel bi tavırdır"
"Yıllar önce Antalya'da bir otelde tatil yapıyordum. O sıralar Alman turistler çoğunluktaydı. Havuz kenarında bir yandan güneşleniyorum, bir yandan da Hitler'in "Kavgam" adlı kitabını okuyordum. Otelin şefi yanıma gelip, "Rica etsem, o kitabı kaldırabilir misiniz? Alman müşterimiz rahatsız olmuşlar" demişti! "Bunu söyleyen Alman arkadaşın yanına gidebilir miyiz, ona bir şeyler söylemek istiyorum" demiştim. Şef "Problem çıksın istemiyorum" demişti. Bende ona, Almanca bilmediğimi, zaten benim söylediklerimi kendisi çevireceği için bir sorun olmadığını, istemediği şeyi çevirmemekte özgür olduğunu söyleyince, beraber Alman turistin yanına gittik. Ve hatun kişiye bu kitabı benim okumamın onu neden rahatsız ettiğini sormuştum. "Hitlerin yaptığından utanıyorum ve bu adamla anılmak beni rahatsız ediyor" demişti! "Hintler sizce faşist miydi?" diye sormuştum. "Kesinlikle" diye cevap vermişti. "Peki buraya dinlenmeye gelmiş birinin, okuduğu kitabı kaldırmaya yeltenmek sizce faşist bi tavır mıdır?" diye sormuştum. Şef çevirdikten sonra Alman turist olan hatun kişi sus pus olmuştu. Cevap vermeyip, sadece özür dilemişti. Hitler son seçiminde % 96 oy almıştı. Burada benim okuduğum kitaptan değil, büyük anne ve babasından hesap sorsun demiştim. Bilmiyorum son dediğimi ne kadar çevirdi ama :) FAŞİZM SADECE İDEOLOJİK BİR ŞEY DEĞİLDİR, aynı zamanda çokta BİREYSEL BİR TAVIRDIR! Hangi kitabı okuyacağım, hangi alıntıyı burda nasıl paylaşacağım, bir şeyi nasıl yazacağım benim bileceğim iştir :)
536 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Yılın kitabı seçildiğinden beri okumak istediklerim arasında bulunan Yarın ve Yarın ve Yarın'ı elimde tutarak okuyabilmek için çektiğim eziyetleri anlatmaya kelimeler yetmez. Meşakkatli yollar aştım ve sonunda kitabı elime aldım. Çok büyük bir heyecan ve merakla okumaya başladım. Kitapla ilgili yaptığım ilk çıkarım maalesef ki Normal
Yarın, ve Yarın, ve Yarın
Yarın, ve Yarın, ve YarınGabrielle Zevin · April Yayıncılık · 202437 okunma
Sizce dünyaca ünlü bir eser nasıl olmalıdır? Dil ve üslup olarak hangi özellikleri taşımalıdır? Dünyaca ünlü olan ve en çok sevdiğiniz eser nedir?Neden?
Vurdumduymaz olamıyoruz
ERKEKLER NEDEN ERKEN ÖLÜR..? Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı. Annem, 'Geç oldu,' dedi, 'zaten yorgunum, ben yatıyorum.' Annem kalktı, mutfağa gitti.
Reklam
Juan Rulfo
"Neden mi yazmıyorum? "Çünkü bana öykülerini anlatan Celerino Amcam öldü. Her zaman benimle yürürken hikayeler anlatırdı. Ama çok yalancıydı. Bana anlattığı her şey saf yalanmış. Öyleyse,doğal olarak benim yazdıklarım da saf yalandı... Köyden köye dolaşmak, kamp kurup konaklamak, Tanrı adına onları kutsamak, bütün bunlar sizce de ilginç değil mi? Üstüne üstlük Celerino Amcam Tanrıtanımazdı. "
Sayfa 20 - Can
Sizce???
Bir kadın bir erkeğin yanında olmaktan hoşlanıyorsa,neden koluna girip onunla yürümeyi teklif etmesin ki?
SİZCE ?
Beklenenler neden hep vazgeçildikten sonra gelir ?
Sayfa 321 - Oğuz Atay
176 syf.
9/10 puan verdi
ᴢᴀᴍᴀɴıɴ ʏᴀɴᴋısı • sᴇʀᴅᴀʀ ᴄ̧ᴀᴛᴀᴋ #kitapyorumu “sevdiğim herkes gittiyse ben neden buradayım?” uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardan birinin yorumuyla geldim bugün. başkarakterimiz, eser’in ilk gençlik yıllarından başlayarak hayatına konuk oluyoruz. ilk aşkı müzeyyen sayesinde nasıl yaşıtlarından farklılaşıp okumaya ve kitaplara yöneliyor, bu okumalarının akabinde yazmaya devam ediyor… ilk aşkı müzeyyen’den sonra zeynep ile diyar diyar geziyor. bizde bu gezintide eser’e eşlik ediyoruz. fakat bu gezintinin sonunda annesi hastalandığı için tekrar memleketine dönüyor eser ve biz çok çarpıcı bir gerçekle burun buruna geliyoruz. sizce bu gerçek nedir? eser kendiyle ilgili neyi öğreniyor? evlenmek üzere olduğu zeynep bir anda neden ve nasıl ortadan kayboluyor? daha bir çok soruyla bizi şok eden müthiş bir finaldi. ben okurken sonunu asla bu şekilde tahmin etmemiştim. hem üzüldüm hem de gerçekten inanamadım. yazarın kalemi oldukça akıcı ve sizi tek bir satır bile sıkmadan içine alıyor. cümlelerin arasında eser’in dünyasında kayboluyorsunuz. ben başlarda anı tarzında bir kitap olacak gibi düşünmüştüm fakat harika kurgulanmış bir hikayeydi. betimlemeler, kendimize yöneltebileceğimiz anlamlı sorular, şimdiye kadar gözümüzden kaçan kıymetini bilemediğimiz anılarımız… güzel bir sorgulama serüveni oldu benim için. bu kitabı okumayan çok şey kaçırır. muhakkak okuyunuz.
bir kare mavi
bir kare mavi
Zamanın Yankısı
Zamanın Yankısı
Serdar Çatak
Serdar Çatak
Zamanın Yankısı
Zamanın YankısıSerdar Çatak · Martı Yayınları · 202429 okunma
Reklam
Bilinçli yalnızlık, yaratıcı yalnızlık halini aldığında bambaşka bir yaşam deneyimi elde edilir. Yaratıcı yalnızlık çok özeldir. İçinde dinginleşme, dinlenme, derin düşünme, üretme, yaratma ve ilham barındırır. Düşünsenize Dostoyevski evine hiç girmeyen bir adam olsaydı, yoğun bir iş hayatı olsaydı, gecesi gündüzü kalabalık geçseydi, gündüz toplantılar akşam partiler... Dinlenmek için beş dakika bile ayıramıyor kendine, tam bir işkolik, gerçek bir sosyal kelebek, telefonları hiç susmuyor, sürekli internette içerik üretiyor, paylaşımlar yapıyor, videolar çekiyor, sizce Suç ve Ceza ne ara ve neden yazılacaktı ki? Karamazov Kardeşler'i kim düşünecekti? Ecinniler kimin aklına gelecekti? Bütün bu büyük eserler, derin bir düşünmenin, yalnızlığa çekilmenin, içe dönmenin ve yaratım sürecinde stres yapmadan acele etmeden durabilmenin, bu süreci yönetebilmenin bir sonucu değil mi?
Islam hayatımızın ne kadarında?
Okuyoruz, anliyoruz. Öğreniyor muyuz? Uyguluyor muyuz? Unutuyor muyuz? Aldırış ediyor muyuz? İslami gerçekten benimsemiş birisi sizce elinden geldiğince Islama zarar veren şahıs ve şirkerlere önlem almamalı mi? Örnekler veriyim. 1-YemekSepetinin eski sahibi şimdiki Ceosu. Islami degerlere ve kitleye aşşağalayıcı söylemlerde bulundu. Hanginiz online sipariş verirken buna dikkat ediyor? 2- Islami değerleri yere seren oyuncular muzisyenler vb. Bir markanın reklam filminde oynadıgında neden o mardan alışveriş yapmaya devam ediyorsunuz? Seytan ve Deccal cevresindekileri öyle bir seviyeye getiriyor ki Şeytanın Avukatı filmindeki gibi insan başta asla yapmam dediği seyi yapmaya başliyor. İnsanlar namaz kılıp cenneti garantilediğini mi düşünüyor acaba? Namaz bizim görevimiz yolumuzda oldugumuzun göstergesi. Kuran-ı Kerimi düzgün okuyup görün.
Furuğ'un babasına yazdığı mektup.
Şiir benim tanrımdır, işte ben şiiri bu denli seviyorum. Gecem, gündüzüm bunu düşünmekle geçiyor, kimsenin söylemediği yeni bir şiir, güzel bir şiir söyleyeyim diye. Kendimle baş başa olmadığım ve şiiri düşünmediğim günüm, anlamsız ve bir hiç sayılır. Belki şiir görünüşte beni mutlu kılamaz ancak ben mutluluğu kendim için başka türlü yorumluyorum. Mutluluk benim için ... güzel elbise iyi yaşam ve iyi yemek değil. Ben, ruhum memnun olduğu zaman mutluluk duyuyorum ve şiir benim ruhumu memnun ediyor. Şayet, insanların elde etmek için çırpındıkları o güzellikleri bana verseler ve karşılığında şiir söyleme yeteneğini benden alsalar, intihar ederim. Siz benden vazgeçin, siz bırakın ben sizce mutsuz ve aylak olayım, ancak ben hiç bir zaman yaşamımdan yakınmayacağım. Tannya ve çocuğumun ölümü üstüne yemin ederim ki ben sizi çok seviyorum. Sizi düşünmek gözlerimi yaşartıyor. Ben kimi zaman düşünüyorum ve düşünmüşüm, neden tanrı beni böyle yarattı ve neden şiir adlı şeytanı içimde canlandırdı ki, ben sizi memnun edemeyeyim ve hiç bir zaman sizin sevginizi alamayayım, ama bu benim suçum değildir. Benim, milyonlarca insanın kabullendikleri yaşam gibi sıradan bir yaşamı kabullenecek gücüm yoktur. Evlenmek niyetinde değilim. Ben yaşamım boyu hep ilerleyeyim ve toplumda seçkin bir kadın olayım istiyorum ve sizin, benim dediklerimi kabul etmeyeceğinizi sanmıyorum. mektup yazın.
Altıncı Koğuş'un bende bıraktıkları ;(
~ Bütün kitaplar mutluluk arayışı üzerine. Herkes tanımlamaya çalışmış. Herkesin bir yorumu var. Ama kimse mutlu değil. Kızım ortaokula başlarken bir form doldurduk. Aklımda kaldığı kadarıyla; Soru şu: Çocuğunuzun ileride nasıl olmasını istiyorsunuz? Cevabım: İlgi alanını bulup o konuda uzmanlaşmasını ve başarılı olmasını istiyorum. Rehber ögretmeni dedi ki herkes mutlu olmasını istiyorum yazmış 😇 Sizce inandırıcı mı tüm velilerin çocuklarının mutlu olmasını istiyor olması? Amaçları gercekten mutluluk mu? Herkes çocuğunun mutlu olmasını ister de bu kadar rekabet nedir o zaman veliler arasında? Çocuğun notu düşük geldiğinde neden öğretmen sorgulanır? Belki çocuk halinden o kadar mutlu ki o not ona yetiyor. °Hayatımızı mutlu geçirmek zorunda mıyız? °Mutluluğu ararken ödediğimiz bedeller ne olacak? °Mutluluğun sınırı var mı? °Altıncı Koğuş okumak bana ağır gelmiş olabilir mi 🥹
Sizce de Bence mi?
Hayatta çocukluktan beri başarılı olmuş bireyler ve bu başarısıyla çok güzel şeyler kazanmış bireyler var. Yani bir şeyleri emeğinin hakkıyla gelmiş ve almış… Bu başarısı ikili ilişkilerinde de devam edeceğini düşünebilir. Yani iyilik yapmak, birine yardım etmek vs. Bunun sonucunda da karşılık bekleniyor. Bir teşekkür veya yardımına yardımıyla karşılık. Ama gelin görün ki iş hayatında olduğu gibi sosyal ilişkilerde herkesin matematiği ve karşılığı farklıdır. Kimi teşekkür eder kimi etmez kimi senin yardımını beğenir kimi ise şöyle olsa daha iyi olurdu der… Karşılık almak güzel bir şey ama bizim yaptığımızda dışarda bir karşılığı olmayabilir. Yardım etmek istiyorsan yardım et ama karşılık beklemeden yapmak gerekir iyilik yap ama neden bir teşekkür bile etmedi deme… dışardan onay beklemek bir karşılık beklemek gibi bir şeydir. İki kere iki dört olabilir fakat ilişkilerde bu ya katlanır ya da sıfırlanır. Ben bir şeyler yaptım bunu istediğim için öyle doğru olduğuna inandığım için ve hiçbir geri dönüş beklemeden… Kimseden onay beklemedim çünkü kendi yaptığımdan en başta ben tatmin oldum.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.