Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonuç olarak, sevilesi biri olup olmadığınızı kesin olarak bilebilir misiniz? Ne soru ama. Bilemiyorsunuz. Bilemezsiniz. Herhalde yani. Hayat, cevapları asla öylece dağıtmaz. Fakat belki de bu, doğru soru bile değildir. Belki de sevgi, gösterdiğiniz yargılama değil, aldığınız bir şanstır. Belki tekrar tekrar yapmayı seçtiğiniz şeydir. Kendiniz için. Herkes için. Çünkü sevgi, şöhret gibi değildir. Diğer insanların size sunduğu bir şey değildir. Dışarıdan gelen bir şey değildir. Sevgi, sizin yaptığınız bir şeydir. Sevgi, sizin meydana getirdiğiniz bir şeydir. Ve en sonunda, diğer insanları sevmenin, aslında kendinizi sevmenin hakiki bir yolu olduğunu mutlaka anlarsınız.
Sayfa 327Kitabı okudu
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
164 günde okudu
Piyasada çok fazla kişisel gelişim kitabı varken seçim yapmak zor olabilir. Bu kitapları işlevsel kılan özelliklerden biri teoriyi kısaca anlattıktan sonra ve olası soru işaretlerini cevapladıktan sonra söz ettiği şeyleri nasıl hayata geçirebileceğimizi anlatmasıdır. Bu kitabı diğerlerinden ayıran en büyük farklardan biri de bu, yazar grafik ve
Kaygı - Anksiyete
Kaygı - AnksiyeteHelen Kennerley · Kuraldışı Yayınları · 2019109 okunma
Reklam
Çocuklara Tevhîd Talimi:)
Allâh kendisine rahmet etsin, Şeyh'ul İslam Muhammed bin Abd'il Vehhâb dedi ki: Kovulmuş şeytandan Allâh'a sığınırım. Rahmân ve Rahîm olan Allâh'ın adıyla. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allâh'a mahsustur. Salat u selam, rasullerin efendisinin, al u ashabının hepsinin üzerine olsun. Bundan sonra: Bu faydalı risale, insanın
Dinlemek istiyorsanız size bir şey anlatacağım. İstiyorum. Tuhaf biri olduğumu düşünebilirsiniz. Düşünebilirim. Belki zaten öyle düşünüyorsunuz. Hayır öyle düşünmüyorum. Liseyi bitirdiğimde on altı yaşındaydım, Wal-Mart'ta işe girdim. Başka yapacak şey bulamadım. Paraya ihtiyacımız vardı. Az bir para olduğu halde. Her neyse işe başlamadan önceki gece bir rüya gördüm. Daha doğrusu rüya gibi bir şey. Yarı uyanıktım galiba. Bu rüyada ya da her neyse onda oraya gidersem onun beni orada bulacağını gördüm. Wal-Mart'ta. Onun kim olduğunu, adını ve tipini filan bilmiyordum. Ama onu gördüğümde tanıyacağımı biliyordum. Takvimde günleri işaretliyordum. Hapiste yapılır ya. Hapse girdiğimden değil ama herhalde öyle yapılır. Doksan dokuzuncu gün kapıdan içeri girip spor malzemeleri nerde diye sordu ve oydu. Yerini söyleyince bana baktı ve yoluna gitti. Sonra doğrudan yanıma döndü ve plaketimden ismimi okuyup adımı söyledikten sonra yüzüme bakarak işin kaçta bitiyor? dedi. İşte o kadar. Kafamda hiç soru işareti yoktu. O zaman da yoktu. Şimdi de yok ve hiçbir zaman da olmadı. Güzel bir hikayeymiş, dedi Bell. Umarım sonu da güzel olur.
Rumeysa Hoca'nın yazdığı bu yazıyı itinayla okumanızı tavsiye ederim...
"Birkaç sene önce gittiğim bir kütüphanede, masada bulunan bir kitabı incelemeye başladım. Kitapta İslam dinini küçümseyici ve Müslüman olmadan da, iyi bir akıbete varılacağı konusunda birtakım edebi cümleler yazıyordu. O an kalbim çarpmaya başlamıştı. Çünkü Rasulullah ve İslam yolunda çektiği çileler aklıma gelmişti. Yazıda peygamberlerin
384 syf.
8/10 puan verdi
Kitap oldukça çarpıcı bir kurguya sahip. Maddi açıdan zor günler geçiren Shay, hem mutsuz hem de depresyonun eşiğindedir. İçini dökecek, dertleşecek tek bir arkadaşı bile yoktur. Yarı zamanlı bir işte çalışıyor, kaldığı evden çıkması gerekiyordur. Bir gün yine işine giderken metro istasyonunda kadının biri kendini trenin önüne atarak intihar
Yalnız Değilsin
Yalnız DeğilsinSarah Pekkanen · Yabancı Yayınları · 202345 okunma
Reklam
Ya bu avukatlar size ne etti :)
Avukatlarda BİLE meslek etiği vardır. Örneğin bir müşteri 300 dolarlık hizmet için yanlışlıkla 400 dolarlık çek yazarsa hemen şu etik soru gündeme gelecektir: Çeki alan avukat ortağına durumu haber vermeli midir, vermemeli midir?
Zamanın sonradan yaratıldığı kabul edildiği takdirde, onun başlangıcını oluşturan ucunun, içinde bulunduğumuz şu andan daha uzakta bulunması mümkün müdür, yoksa mümkün değil midir? Eğer bunun mümkün olmadığını söylerlerse, yaratıcının, ötesine geçemeyeceği sınırlı bir ölçü koymuş olurlar ki, kendilerine göre, böyle bir şey son derecede çirkin ve imkansızdır. Eğer onlar zamanın başlangıcını oluşturan ucunun, şu andaki yaratılmış olan ucundan daha uzakta bulunmasının mümkün olduğunu söylerlerse, onlara, yeniden şu soru yöneltilebilir: Bu ikinci ucun ötesinde bir başka ucun daha bulunması mümkün müdür? Evet, karşılığını verirlerse, ki aslında başka türlü yanıt vermeleri de mümkün değildir, onlara şöyle denir: Bu takdirde sonsuz sayıda zaman sürelerinin var olabileceği gerçeği ortaya çıkar ve sizin, gök kürelerinin dönüşleri hakkında ileri sürdüğünüz hususlara uygun olarak onların da sona ermesinin, bu noktadan itibaren mevcut olan zaman sürelerinin var olmasının bir koşulu olduğunu kabul etmeniz gerekir. Sonsuz olan şeyin sona ermediğini söylerseniz, gök kürelerinin dönüşleri hakkında karşıtlarınızı kabule zorladığınız hususları, onlar ele alarak, sonradan yaratılmış zaman sürelerinin mümkün olduğu konusunda, size karşı bir delil olarak getirebilirler.
Sayfa 75
"Hülyalarınızın konusunu tahmin edebiliyorum." "Hiç sanmam." "Bu şekilde bunca akşam geçirmenin ne imkânsız olduğunu düşünüyorsunuz... bu insanlarla yani; ben de aynı fikirdeyim. Ömrümde böyle sıkılmadım! Bütün bu insanların ruhsuzluğu ve gürültüsü, anlamsızlığı ve önemli adam havaları yok mu! Onlar hakkındaki tespitlerinizi dinlemek için neler vermezdim!" "Tahmininizde yanılıyorsunuz. Aklımda daha tatlı düşünceler vardı. Hoş bir kadının yüzündeki bir çift güzel gözün bahsedebileceği o müthiş zevk üzerinde düşünceye dalmıştım." Miss Bingley hemen gözlerini yüzüne dikti ve hangi bayanın böylesi düşünceler esinleme şerefine sahip olduğunu ona söylemesini istedi. Mr. Darcy büyük bir cesaretle cevapladı: "Miss Elizabeth Bennet." "Miss Elizabeth Bennet!" diye tekrarladı Miss Bingley. "Çok şaşırdım. Ne zamandır gözdeniz oldu?.. peki ne zaman size mutluluk dileyeceğim?" "Bu tam da sormanızı beklediğim soru. Kadınların hayal gücü çok hızlı; bir anda beğeniden aşka, aşktan evliliğe sıçrıyor. Bana mutluluk dileyeceğinizi biliyordum."
Sayfa 28 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hayat sizi olduğunuz andan sıyırıp konusu hakkında hiç bir fikrinizin olmadığı bir sınava soktuğunda, size nasıl çözeceğinizden bahsetmezdi. Test kitaplarındaki gibi cevaplar arkada yazsaydı güzel olurdu fakat öyle bir dünya yoktu. Bir tane dünya vardı ve biz de içinde yaşıyorduk. Size nasıl yapacağınızı söylemezlerdi, sadece yap derlerdi. Bazen, eğer sonuna soru işareti getirilecek bir cümle kurarsanız, noktayla biten birkaç kelimeden korkardınız.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.