Sude Bostanoğlu
@skrysude
Öğrenci
Üniversite
Ankara
İzmir, 13 Haziran
72 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
Bir Fırat Yılmaz Çakıroğlu vardı. Ülkücüydü.
Sayfa 190 - Kamer Yayınları / Sacih ŞahinKitabı okudu
95 syf.
·
Puan vermedi
Okur Takip Önerileri
Küfür ile iman, inkâr ile ikrar, tasdik ile şüphe arasında bir durumdaydım. Kalbimle inkâr ettiğimi aklımla, aklımla inkâr et-tiğimi kalbimle kabul ediyordum.
Herkes için normal olan şeyler bana başka türlü görünüyor-du. Bu yüzden aşkta da, parada da şanssızdım. İnsanlardan kaçan biri olmuştum.
Akıl yoluyla hakkı bulmak mümkündür. Fakat bilmek, anlamak mümkün mü? Ne konuşalım? Harfleri bir araya getirerek hikmet bilinebilir mi?
Bu kervan nereye gidiyor?
Kaderle uğraşma. Çünkü kimse kalıcı değildir, herkes gidicidir.
insanların gözü, hakikati görme noktasında ar-pacık soğanına benzer
Allah'ın kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Onları koruyup, gözetmek O'na ağır gelmez- O, çok Yüce ve çok Büyüktür." Kuran
"İnsanın bilmesi gereken tek şey, birşey bilmediğini bilmesidir."
Yaratıcıların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir
-Ne gerek var olur mu? Mutlaka derin kazılması lâzım. Da-madın boynuzları dışarıda mı kalsın yani. Eğer bir sene yaşarsa Ezher Camii'nin minareleri kadar boynuzlarının olacağından eminim. Sen kızı bir bilsen, fırlamanın teki.
Senin sayende bir insanın, kendine özgü ai-lesinin yanısıra, adına insanlık ailesi denen büyük bir ailesinin daha olduğunu öğrendim.