Zaman olarak ne kadar geriye giderse, anıları da o kadar canlı, güçlü oluyordu. Aslında geriye gittikçe hayatın içindeki iyiler de hayatın kendisi de o kadar güzel, o kadar dolu dolu oluyor ve bunlar sürekli birbirine karışıyordu." Acıların zaman içinde gitgide artması gibi, hayat da bütün olarak hep daha kötüye gidiyor."
Yaşım ilerledikçe, değersizliğimin kanıtı olarak önüme sürdüğün malzeme büyüyordu; gitgide bir bakıma da haklı çıkıyordun. Senin yüzünden böyle olduğumu savunmaktan bir kez daha sakınırım; sen yalnızca olanı artırıyordun, ama çok artırıyordun.
"Ve ben, ben de fazlalıktım. İyi ki hissetmiyordum bunu, daha çok anlıyordum. Ama içim rahat değildi, hissetmekten korkuyordum. Şu gereksiz varoluşlardan hiç olmazsa birini ortadan kaldırmak için canıma kıymayı düşündüm belli belirsiz. Ama ölümüm bile bir fazlalık olacaktı."
"Belki de insanın kendi yüzünü anlaması imkansızdır.Belki de bunun nedeni yalnız yaşamamdır.Topluluk içinde yaşayanlar kendilerini aynalarda, arkadaşlarında nasıl görünüyorlarsa öyle görmeyi öğrenmişlerdir.Benim arkadaşım yok. Tenimin böyle çıplak olması acaba bu yüzden mi?Buna insansız... evet insansız doğa denebilir."
"Bunu nasıl başardın?" diye sordu."Şarabıma ya da çorbama 'sakın peşimi bırakma' otu mu attın yoksa? Yanında olmadığım zamanlar senden başka bir şey düşünemiyorum."
"Ağacı kabuğundan bilirim,
Kurduğu tuzaktan Çingeneyi,
Efendiyi tebaasından bilirim,
Bilirim tekmeyi,darbeyi,
Sofuyu kılığından bilirim,
Bilirim kötü yola düşmüş fahişeyi,
Onuru, utancı bilirim,
Her şeyi bilirim de bilmem kendimi."