Sanki uzun mesafeler boyunca yürümüş gibi yorgunuz ama geldiğimiz hiçbir yer yok. Sanki her şeyi çok seviyormuş gibi yapıyoruz ama dünyamız kaskatı, içinde neredeyse hiç sevgi yok. Sanki her düğümün çözümünü biliyormuş gibi konuşuyoruz ama her yaptığımızla, her söylediğimizle düğümler daha da çözülemez hale geliyor. Milyon tane kitap deviriyoruz görünüşte ama o kitaplardan hayata yayılan hiçbir bilgelik yok. Herkes ne kadar doğruluk timsali olduğunu ispat etmenin derdinde, iyi de hayatın fotoğrafına bu kadar eğrilik nereden karışıyor? Sanki aynı derdin dertlisi, aynı yolun yolcusu kocaman kalabalıklarmışız gibi konuşuyoruz; bir küçük kıvılcım yetiyor oysa aramızda koca koca yangınlar çıkartmaya. Aramızdan biri bir diğerine "Yalnız değilsin!" dediğinde, hepimizi üşüten bir yalnızlık rüzgarı esmiyor mu her yanımızda?
"beğenmiyorum kendimi" derdi onun kusur sandığı her zerresine dalmışken, gülerdim. keşke fark etse artık diye içimden geçirmeye başlardım. kimseyle iki çift laf edesim yokken sana evin perdelerini bile anlatasım vardı, hiç kimsenin sesine katlanamıyorken senin sesin bir senfoni gibi kulaklarımdan hiç eksilmesin isterdim. keşke fark edebilsen artık sevgilim. beni duyman beni görmen için çok kez çıkmaz yollara girdim, kaybettim kendimi. şimdi kaybettiğim tek şey zamanmış gibi geliyor.