Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Samet

Samet
@smetym
naçizane kısacık ömürlerinizde yalana yer vermek sizi hayli yoracak, biraz hakikatli ve dürüst olmanın kimseye bir zararı dokunmaz.
6 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
"Kaldırım Taşı" isimli şiirim
evet, ben bir kaldırım taşıyım. her gün üzerime yüzlerce isimsiz ayak basar, geçer. her biri diğerinden ağır, kimi hızlı kimi yavaş ilerler üzerimde. onlar bilmezler beni, onları bildiğim gibi. taştan bir yüreğim var sanırlar, bir hiçmişim gibi görmezden gelirler. halbuki hissederim ben. yakarışımı duyuramam kimseye. sadece yüklenir
Reklam
bir bunalım hali, kendiliğinden gelen bir sıkıntı. sessizlikte gizlenen bir çok sorun, gölgeliyor yine sevdayı. bu uzaklaşan hiçliğin sesi mi yoksa, dar ağacına yol almış; umudumun son haykırışları mı? bitecek mi peki her şey?
...yine bir haltlar karıştırıyordu. beklenmedik olayların gölgesinde kalmış, beklentilerinin de hevesine kapılmıştı. yakın ve uzak olan değil, orta yollu olan her şeyi olasılık görüyor, inancını hiçbir zaman yitirmiyordu. ağlamalı ve asık suratlı günlerin üstesinden gelebileceği bir yeteneği olduğunu düşünüyorum. ama o bunun farkında mıydı?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hôze
velhasıl kelam; bilmezsiniz siz Hôze'yi. bense ciğerini bilirim. öyle heybetli ve değişken yaşar ki şu köhne dünyada; her bir saniyesi ayrı gerilim. sıkıdır ağzı, sırrını dinlerken unutur. varsa bastığın yerde yaş bir tahta; senden önce o görür, kurutur. vefalıdır Hôze, dostunu takip eder. bir kendine hayrı yok ama, o hep; "buna kesinlikle değerdi" der. onu kazanmak kolay, kaybetmek zordur. varlığı serin bir nefes, yokluğu ateşten bir kordur. kalabalığın içinde kimse farketmez Hôze'yi. ne zaman ki dar bir yalnızlığa düşse yolu kişinin; hep onda bulur kendini. Hôze; bir ihtiyaçtır aslında insana. bazen kendinden bile çok hemde! onu tanımak, bilmek ve sevmek bir ödüldür. bunu; onu kaybetmeden anlamaksa büyük bir şans...
yakışmıyor ağlamak, kömür karası gözlerine. ebediyete vurgun misali, gitme dalıp göklere. beni hisset biraz, kalakaldım bir başıma. ne bir mendil tutan var gözümdeki yaşıma, ne bir tuz eken; ılıktan hallice aşıma. baharın kokusunu getir. seyir eyleyeyim huzurla açan çiçekleri. gayrı görmezden gelsinler, nedir ki bilecekleri? şayet varsa diyecekleri; demesinler. biz böyle iyiyiz! geleceği ikilemde kalanlar; gelmesinler... yer dar gelsin, sığmasın semaya sevgimiz. sahtelikleri def etsin, kalsın; saf ve temiz. yağmura hasret toprak gibi suyu beklercesine, büyük ve buhranlı olsun özlemimiz. yeter ki birlikte olsun; kavuşsun ellerimiz.
Reklam
iki dudak arası bir kelam, bir kelam sonrası noktadır; bana dârûsselâm. bir veda ukdesi, bir vefa borcu, bir yolcu elinde çantası... öyle derin bir acı ki; yok alemde kıstası. ömür denen meret; bir hummalı medet bekler, ve ekler durmadan üzerine. taşın altındaki el gibi, hep kıvranır ama kurtulmaz, sahipliğine ait olduğum ruh. günün son demlerine bir elveda, söyler, ama işitmez hiç; huyu kurusun! lakin olmaz feda... tekrar tekrar üstüne tekerrür. ve ben; bir hiç misali geçmişe güler, sonsuzluğa uzandıkça uzanırım...
...yine sevmediğim bahar günlerinden, birini yaşıyordum. benim gibi; dışarıdaki hava da bulutla karışıktı. derin bir rüzgar türküsü, çalıyordu kulaklarımda. gözlerimde daha önce görmediğim bir sis! yalvarırken ayaklarıma gitme diye bedenim, kalbimin ısrarına yenik düşüp, gidiyordum her seferinde. ve vardığımda anlıyordum; yanlış bildiklerimin doğrusuydun sen. bu yüzden seni hiç bilemedim, hiç bilemeyecek olmak gibi...
Kendine Ziyaret
bazen durmaz, durduramazsın. kimi zaman gelen olur bu durmayan, kimi zaman giden. her halükarda değişmeyen tek şey vardır; güçsüzlüğün. hani o kim olduğunu unutup; her şeyin üstesinden gelebileceğini, düşündüğün zamanlar. ahh, ne deli anlar onlar. çıldırmanın eşiğine pusu kurmuş akıllar. tek bir hareket bekliyor, ramak kalmış. kendinden geçmeye istekli, oysa istediğinden geçse yetecek. haberi yok, ya da umursamıyor. belkide bilmiyor, öğrenmesi gerek. neyse, derin bir nefes al. sal içindeki hudutları semaya, daha derinlere dal. acele de etme, biraz kal. solu havasını yüreğinin, harabelerden geriye kalanlara bak. elinden gelirse onar. gelmiyorsa uğraşma fazla. zaten yıkıksın, birde yorulma...
bir çay koydum kendime. birde sigara yaktım. karanlık odamın baş ucunda geçirdiğim, kaçıncı sensizlik bu? etrafa bakıyorum ama görmek hayli zor. içimde yapamadıklarımın telaşı, ümitlerimi kovalıyor. bu benim kendimle sohbetim. kendime olan acımasızlığımı böyle törpülerim. derinden bir kötülük, bir korku. hangi çıkmazın köşebaşı bu? nitekim yoksun, iyilikten geri kalmış. ileride bir ışık var fakat biraz sararmış. hasta mı? yoksa kederden mi bu soluk ışıltı? kendine gel demek için geç mi kaldım? yoksa sesimi duyuramayacak olmam mı içimdeki kaygı? velhasıl bende bir karartı vardır. dardır gönlümün yolu, ama evlâdâ yârdır. bir çelişki, bir dürtü, belki bir kaç hatıra. kötüyse de benimdir, yolumdur, kararımdır...
hayattan bir beklentimiz yoktu. hayatın da bizden olmadığı gibi. esen rüzgara verip sırtımızı; bir sağa, bir sola savrulduk hep. tuzu biberi oldu kader denen yemeğimizin; hüzün ve keder. mutluluk susuzluğu; kuruttu gönlümüzün dudağını. içten içe sarılıp kendimize doğru; akıttık göz yaşımızı bağrımıza. ağıtlı çığlığımız vermedi fırsat; başka sesleri duymaya. bir dert bizde yüklü diye bildik. oysa ne acılarla sürüp giden, ne nice yaşamlar ayak bastı bu topraklara. ne güneşli günleri umutla bekleyen; ne soğuk karlar yağdı yeşil yapraklara. hiç biri vazgeçmemişken davasından, biz kırıldık yarı yolda. hep güçlü görünürdük ama; ne hal kalmış elde, ne derman kolda. ve bittik. öylece çekip gittik; dönmedik arkamızı. böyle mazlum bir hikâyeye; karaladık imzamızı...
Reklam
vefa bir veba gibiydi bizde. fedakârdık, bu yüzden çok ağladık. sonra olanları hep kadere bağladık. soğuk baharlarımız oldu, karlı yazlarımız. başkalarının ki gibi narince alnımıza değilde, yüreğimize bir hançerle kazınmış yazılarımız. bu yüklerle fazla yol alamazdık, yarı yolda geri dönmek geçmedi değil içimizden ancak yinede dönmedik. belki
234 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.