Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

tuğba

Sabitlenmiş gönderi
İnsan bir bukalemundur; doğasının yasası gereği, bulunduğu yerin rengini alır. Çevresindeki etkiler onun tercihlerini, kaçındığı şeyleri, politikasını, beğenilerini, ahlakını, dinini yaratır.
Sayfa 61 - Y.A.Kitabı okudu
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
On Kişiydiler
On KişiydilerAgatha Christie
8.9/10 · 32,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi
Sesin insanın yüreğini parçalayan yanı, uzun süreli bir yalnızlık ve terk edilmişlikten kaynaklanıyor olmasıydı. Âdeta çok, çok eskiden çıkarılmış bir sesin en son cılız yankısıydı. İnsan sesinin sahip olduğu o canlılığı ve tınıyı öylesine yitirmişti ki, insanda, bir zamanlar güzel olan bir rengin soluk bir lekeye dönüşmesinin yarattığı hissi yaratıyordu. Ses öylesine boğuk ve bastırılmıştı ki, yerin altından geliyor gibiydi. Umarsız ve kaybolmuş bir yaratığın anlam yüklü sesiydi sanki; kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde bir başına, aç biilaç gezinmekten bitap düşmüş bir yolcu, ölüm döşeğinde evini ve dostlarını yâd ederken sesi böylesi bir tonda çıkardı ancak.
%12 (62/508)
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens
8.5/10 · 58,9bin okunma
Reklam
tuğba tekrar paylaştı.
Peki ama kimdi bu "aslında olduğun kişi"? Olduğun kişi inşa ettiğin, şekil ve hayat verdiğin bir benlik miydi yoksa yazgısal olarak miras aldığın; genetik, ailevi, etnik, dini, kültürel, tarihsel güçlerin belirlediği bir benlik mi? Diğer bir deyişle, kimlik seçtiğin bir şey miydi yoksa kaçamadığın bir şey mi?
genelde ben
İstersem kenti gezebilir, gazete okuyabilir, bir kafeye oturabilir, bir yerlerde yemek yiyebilir, bir müzeye gidebilir, dükkanları gezebilir ya da Quais'de kitaplara bakabilirdim, arkadaşlarıma telefon edebilir ya da sadece ılık, tatlı havanın keyfini çıkarabilirdim. Neyse ki her şeyi bilen içgüdüm sayesinde en mantıklı olana yani hiçbir şey yapmamaya karar verdim.
64 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Uzun zamandır üniversite sınavına çalıştığım için kitap okumayı hayli boşlamıştım. Tekrar okumaya başlarken en iyi tercihin Stefan Zweig'ın kısa öyküleri olduğunu düşündüm çünkü bir anda uzun bir kitaba başlamak zor geliyordu. O yüzden Bir Zanaatkarla Beklenmedik Karşılaşma adlı kitaba bir şans verdim, ismi çok ilgimi çekmişti bu yüzden satın alıp direkt okumaya başladım. Beklediğim zanaat ve kitaptaki zanaat pek uyuşmuyor. :) Ama çok akıcı bir kitaptı, merak duygusunu yitirmeden kısa sürede okudum ve kitap okuma zevkini tekrar biraz kazandığımı düşünüyorum. Kahramanımız bir kafenin terasında otururken yoldan geçen bir yabancının kılık kıyafeti, hali ve tavrı çok dikkatini çekiyor ve onun hakkında tahminler yürütüyor, amacının ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Hikayede siz de bu yabancının amacının ne olduğunu tahmin etmeye çalışabilirsiniz. Ben tahminlerimde bayağı bir yanıldım ama kahramanımız pek yanılmadı. :) Bazen ben de kalabalıklar içinde otururken insanları izlerim. Her birinin ayrı bir telaşı, bambaşka bir hayatı, bambaşka bir görünüşü var. Bunlar bana bazen pek garip geliyor ve bu yüzden insanları gözlemlemekten hoşlanıyorum. Belki de bu sebepten hikaye ilgimi çekmiştir. Ben beğendim ve size de tavsiye ederim. Herkese iyi okumalar!
Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma
Bir Zanaatla Beklenmedik KarşılaşmaStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 20236,6bin okunma
tuğba

tuğba

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen
8.4/10 · 76bin okunma
tuğba

tuğba

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde
8.6/10 · 73,2bin okunma
Reklam
Her insanın bir başkası için sonsuz bir muamma oluşu, üzerinde düşünülmesi gereken muazzam bir hakikattir.
Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem aydınlık hem karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam tersi istikamete.
tuğba tekrar paylaştı.
"Niçin geldim dünyaya?" diye soruyordum kendi kendime. Yaşamak için yaratılmışım, yaşamadan ölüyorum.
Sayfa 22 - Alfa Kitap
Bir ayna parçasından başka beni kim anlar, Bir mum gibi erirken bu bitmeyen düğünde? Bir kardeş tesellisi verir bana aynalar; Aynalar da olmasa işim ne yeryüzünde?
Ben bu dünyaya yanlış gelmiş olacağım ben, Ben öyle her insandan, o kadar uzağım ben. Yine bu gözlerimdir okşanacak şey arar, Yoksa içimde başka dünya hasreti var. Uyanıp gibi birden korkulu rüyadan, -O içimden sevdiğim, benim olan dünyadan, Bir ses bana: "Gel!" dese, ben o sesi işitsem;- Kimsecikler duymadan bir kapı açıp gitsem
301 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.