Yollar Çok Erken...
Yollar çok erken akşamda silindi, Kalmadı kaybolma ümidim bile; Başka bir şey örttü ayak sesini Ay rengi sessizliğin ötesinde. Uzakta her şeyden ve yıldızlardan İnkârı oldun bütün bahçelerin, Kırmak için bir dal bile bulamayan Soğuk rüzgârlarda kuruldu evin.
Sayfa 33 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Baykurt'un türettiği "Yangeldimcilik sözcüğünden Oblomav örneği
Bir garip âdem bu
Oblomov
Oblomov
.
Hamlet
Hamlet
gibi, Harpagon gibi,
Don Kişot
Don Kişot
gibi, dünya edebiyatının soluk alıp veren bir tipi. Soluk alıp veren bir tip ama, uyuşuk mu uyusuk, mıymıntı mı mıymıntı! Varlığı yokluğu bir. Olsa da olur, olmasa da... En sevdiği şey uyumak. Ne kadar uyursa uyusun, dokunmaz ona. Sabah olur, uyanamaz. Uyanır, kalkamaz. Yatakta gerneşir durur. Esner. "Yapacağım işleri düşüneyim..." der, bir parça düşünür bırakır. Tavandaki lekelere dalar. En sevdiği kahvaltısını getirirler, yatakta yapar. Başucunda bir masası vardır. Üstünde lambası. Lambasını akşamdan söndürmeden uyumuştur. "Birazdan söndüreyim" demiştir de unutuvermiştir.
Sayfa 39 - Remzi Kitabevi 4.Baskı 1979 / "Yangeldimcilik"
Reklam
Yollar Çok Erken...
Yollar çok erken akşamda silindi Kalmadı kaybolma ümidim bile; Başka bir şey örttü ayak sesini Ay rengi sessizliğin ötesinde Uzakta her şeyden ve yıldızlardan İnkârı oldun bütün bahçelerin, Kırmak için bir dal bile bulamayan Soğuk rüzgarlarda kuruldu evin.
Sayfa 22 - Yeditepe
Barış
"Çocuğun gördüğü düştür barış. Ananın gördüğü düştür barış. Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış. Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba
Çeviren: Ataol BEHRAMOĞLU
2007 yılında, Salzburg’un merkezine kurulmuş bir fuarın gece bekçiliğini yaparken tanışmış olduğum bu kişinin adı Mansur idi ve aslen Yemenli bir mülteci idi. Onu daha evvelden de görüyordum, ancak kim olduğunu bilmiyordum. Mansur, Salzburg merkezinde ne kadar bina varsa akşamdan sabaha kadar defalarca volta atarak elindeki cihazla bu önemli
Kimsenin başkasının gözünün içine bakmadığı, herkesin çoğalmak için aynasını yanında taşıdığı yankısız zamanda, insanları sulara bakmaya çağıran meczup, bir beşinci mevsim simyacısıydım, yanlışını sevip yenilgisini kutsayan. Evlerin perdesini çektiği yerde camlarımı açarak soluk almaya çalıştım, çürümüş insan kokuları arasında. Sevginin ölümden, sabahın akşamdan farkı yoktu büyük çoğunluk için.
Reklam
189 öğeden 231 ile 189 arasındakiler gösteriliyor.