Hatırlıyor musunuz? Hud suresinde kayanın içinden bir deve çıkmıştı.. Hz. Salih'in devesinin sütünden bir gün kavmi, bir gün devenin kendisi içiyordu. Sonunda Hud kavmi deveyi kesip öldürdü.. Akabin de kavim her gün renkleri biraz daha sarardı soldu ve helak edildiler.. Burada deve, beden kayası içindeki, ruh ile beslenen kalp
Ama kafamız nasıl güzel :)
COŞKUN: Törenlerde konuşan içimdeki yabancı Kalbimize saplanan ecnebi sahte sancı İnsanlıktan emekli Coşkun Ermiş'in sesi Tarih öğretmeniydi, Ahmet Cemal Lisesi Bütün eski emeller gözünde soldu birden Bir hiç olmak isterdi ve her şey oldu birden Bende ezelden beri büyüklük istidadı var Hangi deli kendisine zincir vurur şaşarım.
Sayfa 49 - İletişim Yayınları, Senaryo, Oyun, Kurgu, Postmodern, Edebiyat, ŞiirKitabı okudu
Reklam
Çünkü ne başımı sokacak bir yerim ne de yaşamak için amacım var… Bilmiyorum neden bu kadar yorgun, bunca kederliyim ama... anlayın işte korkunç bir keder bu! Daha yirmi sekiz yaşındayım... utanıyorum; inanın kendimi böyle güçsüz... cılız hissetmekten öyle utanıyorum ki... İçimde, yüreğimde bir boşluk var... Her şey kurudu, soldu... böyle hissediyorum ve bu da hasta ediyor beni! Nasıl oldu da bu... bu boşluk, sezdirmeden büyüdü yüreğimde...
Sayfa 71 - TATYANA
İnsanlıktan emekli ...
Törenlerde konuşan içimdeki yabancı Kalbimize saplanan ecnebi sahte sancı İnsanlıktan emekli Coşkun Ermiş'in sesi Tarih öğretmeniydi, Ahmet Cemal Lisesi Bütün eski emeller gözünde soldu birden Bir hiç olmak isterdi, ve her şey oldu birden Bende ezelden beri büyüklük istidadı var Hangi deli kendisine zincir vurur şaşarım.
Hayat Nektarı
Bugün belki de aylar sonra ilk defa boğazımdan sıcak bir çorba geçti. Buğday çorbası. Annem ne çok sever, eve geldiğim günlerde benim için ne hevesle yapardı. Ve bugün ilk defa boğazımdaki yumru kayboldu; tekrar yaşıyor gibi, hiçbir şey değişmemiş gibi oturdum, çorbayı içtim. Annem öldü. Beraberinde benim de koca bir parçam yitti. Acı baklayı
ÜŞÜYORUZ
Dünya ne kadar da soğuk, karanlık... Her taraf buzlarla kaplı sanki. Donmuş kalpler, donuk bakışlar, üşüyen eller... Karanlık bir yol kenarında titreyen Yuvasız bir serçe gibiyiz, Öyle öksüz, öyle yalnız... Göğsümüz hızla inip kalkıyor, Belki de son nefeslerimiz bunlar, Sabaha çıkar mıyız? Güneş bir kez daha doğar mı bizim
Reklam
640 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.