İlk olarak ordunun desteğini alacağından kesinlikle emin olmak zorundaydı. 2 Şubat 1924’te Kâzım Karabekir, İsmet Paşa ile Milli Müdafaa Vekili Kâzım’ın (Özalp), İzmir’deki askeri tatbikatı izlemeye gittiklerini öğrenince şaşkınlığa uğradı. Genelkurmay Başkanı Fevzi de (Çakmak) onlara katılacağından, o da gitmeye karar verdi. Mustafa Kemal
“Size Tinuviel’in öyküsünü anlatacağım,” dedi Yolgezer, “kısaca, çünkü bu sonu bilinmeyen uzun bir öyküdür ve artık Elrond’dan başka bu öyküyü eskiden anlatıldığı gibi, doğru dürüst hatırlayan kimse kalmadı. Bütün Orta Dünya öyküleri gibi güzel ama acık bir öyküdür, yine de içinizi açabilir.” Bir süre sessiz kaldı; sonra konuşmaya değil, yavaş
Artık aldırmıyorum söylenen hiçbir söze
Hatta binilen trenlerin
Hangi kente ve nasıl gideceğine bile
Yıllar boyu hep aynı yılgın sesler
Soldu dediler
Öldü dediler
Bitti dediler
Her şeyi dediler ya demesi ne
Yaşayan kimdi bütün bu yangınları
Söylemediler
Gözlerine düşmüş gözlerimi bile göremediler
(Defalarca okunmalık dizeler...Kalem ne denli yakışmış kağıda)
Aldırma ağlamışsam, ardından için için,
Sorma ufkumu saran, ahlar ve vahlar niçin,
Her güneşin batışı, ağır bir kâbus oldu.
Sen gittin ya güzelim, o açan güller soldu...
Tüm hevesim sendeymiş, gittin, onlar da gitti,
İçimde sevgiymişsin, kalmadı hepsi bitti.
İsyanlar öyle derin, inan çekilmez oldu.
Şu kocaman dünyanın, dört yanı birden soldu...
Yaralı serçe gibi, şimdi dallardan indim.
Hatır-gönül soran yok, yalnızlığıma sindim.
Acımasız hüzünler beşle çarpılır oldu,
O güzel gözlerinde, aşkın ziyâsı soldu...
Koynumda bıraktığın hasreti gör, büyüdü.
Senli anılarımı kor alevler bürüdü.
Hele başak saçlarım gümüş vitrini oldu.
Sen gittin ya güzelim, günüm, güneşim soldu...
Artık aldırmıyorum söylenen hiçbir söze
Hatta binilen trenlerin
Hangi kente ve nasıl gideceğine bile
Yıllar boyu hep aynı yılgın sesler
Soldu dediler
Öldü dediler
Bitti dediler
Her şeyi dediler ya demesi ne
Yaşayan kimdi bütün bu yangınları
Söylemediler
Gözlerine düşmüş gözlerimi bile göremediler
Derken, Neş'e sararıp soldu ve yoruldu; çünkü benim kalbimden başka hiçbir kalp onun güzelliğini görmedi, benim dudaklarımdan başka hiçbir dudak onun dudaklarını öpmedi.
Sonunda, Neş'e yalnızlıktan öldü.
'İnsanlıktan emekli Coşkun Ermiş'in sesi
Tarih öğretmeniydi, Ahmet Cemal Lisesi
Bütün eski emeller gözünde soldu birden
Bir hiç olmak isterdi ve her şey oldu birden'