Yasak bir dilin incinmiş yanıyla Dokunuyorum yüzündeki ala rengine.. Soluğum tutsak gözlerindeki sevdada Kanadı kırılmış bir anka kuşuyum.. Gel kurtar beni yokluğunda Düştüğüm bu zindandan.. Ellerim müebbet seni yazmaya Ve zaten canı çıktı şiirlerimin.. Gel dindir yalnızlığında şu üşümüşlüğümü.. Ya da rüzgara bırak gülüşlerin Pencereme vursun kokun Dem olsun kaçak çayıma gelişlerinin ayak sesleri.. Yeterki uğrasın gülüşlerin.. Dinmek bilmeyen korkak yalnızlığıma.
“Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim Emeğin aşktan büyük bir hazine olduğunu senden Zaman, kâküllerinden doğar topuklarından batardı Al yeşil soluğum, yarasına döndüğüm, sözümün sahibi Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim.” Şükrü Erbaş
Reklam
hava leylâk ve tomurcuk kokusu havada köryoluna havada suçsuz günahsız gitme korkusu ah desem eriyecek demirleri bu korkuluğun oh desem
Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim Emeğin aşktan büyük bir hazine olduğunu senden Zaman, kâküllerinden doğar topuklarından batardı Al yeşil soluğum, yarasına döndüğüm, sözümün sahibi Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
- Ömür Hanım
Tatlı bir rüzgar esintisinde; kuş seslerini ve doğayı dinleyeceğimiz bir müzik keşfetmek üzereyken ve tam ritmi yakalamışken, kendisini henüz ve hala göremediğim bir kuş,tüm o müziğe karşı şarkısını söylemekte. Sanki. Asıl kuş benim, asıl ritm benim ve asıl doğa tüm bu şehirleşmeye rağmen bak burada der gibi. İnanabilmek mi? Yoksa nefesini tutup gözlerini kapatıp, kapılıp gitmek mi o ritme? Biraz daha sakinleştiren bu ses de uyumak mı istersin ya da daha fazlasını yaşamak mı? Tam o an da kanatlarının var olduğunu anlıyorsun. Tutmak isteyip kokusu içime çekmek, fakat uçacak. Korkmak mı? Hayır korkak değilim insanlar kötü. Ama der gibiydim, bekle der gibiydim, lakin sesim soluğum kesilmişti. Ve birazdan kanatlarını çırpıp uzaklaştı, yarım kalmış tüm şarkıları şiirleri de ve kalp ritmini kanatlanıp götürdü. Ve ben bi daha nefesimi tutamadım. Şarkı susmuştu, rüzgar dinmişti ve o ben kuş olmuştum onun kalbine konmuştum... Sanırım söyleyeceklerim bu kadardı...
Gönlümün teli koptu Sesim soluğum Varmaz Sana ...
ŞiirZen
ŞiirZen
Reklam
Filistin
Gecenin esintisi beni sarstı bir anda aklıma geldi o mazlumların acıları rüyama girdi dul bırakılmış kadınların çığlıkları beni ağlattı ve zincirlerin altında yükselen iniltiler .. Ey nefesim soluğum Ey Kudüs’üm .. Gece yarıları mırıltı halinde senin kurtuluşun için dua dua yakarıyorum kim bilir ki Ey kalbimin özlemi Belkide senin kurtuluşun karanlık gecenin ardından doğan güneş gibi olur .. 🇵🇸
Bu sabah "işsiz bir telgrafhane" gibi uyandım. Sesler alıp sesler veriyorum. Ne duyuyorum kimseyi, ne sesim soluğum çıkıyor. Memleketin ve dünyanın hali ise zerre miskal umrumda değil.
Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş.. Soluğum bir kuş gibi uçuyor ellerine Kapılıp gidiyorum saçının sellerine.. Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar.. Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın.. (Erdem Bayazıt - Bulmak)
Anlatamıyorum, susamıyorum, koşamıyorum duramıyorum. Nerdesin napıyorsun kimlesin nasılsın, bilmiyorum. Seni merak ediyor muyum; özlüyor muyum, bilmiyorum. Hayat bir şekilde devam ediyor,koşuyorum durmadan. fakat sen; hep o nefesimin kesildiği derin soluğum, seni kaybediyorum.
Reklam
Kırmızı Bir Kuştur
Kırmızı bir kuştur soluğum Kumral göklerinde saçlarının Seni kucağıma alıyorum Tarifsiz uzuyor bacakların Kırmızı bir at oluyor soluğum Yüzünün yanmasından anlıyorum Yoksuluz gecelerimiz çok kısa Dört nala sevişmek lazım
GİDİŞİNLE
Gidişin zamansız oldu Yokluğuna alışamadım Sensiz bir gemide sürükleniyor Fırtınalı bir denizde yol bulmaya çalışıyorum. Elim ayağım soğuk bir dal gibi Hissiz ve donuk Karanlığa karışmış hasretin Sicim gibi yağıyor üzerime Kapılar kapalı perdelerim çekik Kendimi derin dehlizlere hapsettim Sesim soluğum kesik İn cin top oynuyor kalbimde.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.