Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Soma maden şehitliğimiz. Ruhlarına Fatiha.
Gerçek mi komutanım, böyle değil miydim ben? Böyle de­ ğildiysem n'oldu bana? N'oldu bize? Nasıl göze alabiliyorum böyle sefil bir ölümü? Vatan yolunda döğüşürken ölmek neden geçmedi benim elime? Şimdi bir şeyler yapılamaz mı? Ben hiç mi bir işe yaramam? Bir işe yaramak için beklemek gerek. .. Bunu göze alamıyorum! Bitmeli bu iş, bir ayak önce ... Bunu anlıyo­rum. Ölçüp biçtim, beklemek imkansız ... Fakat komutanım, ge­ ne de, kolay değil kendini öldürmek! Hele bu sabah yağmurdan sonra ortalık ne kadar güzeldi. Bunu, geceyi uykusuz, bunaltılı geçirenlerden başkaları hiç bilmez. Kendini öldürenlere 'delirdi' derler. Ah keşke, delire bilsem ... Ölümden korkmadığımı gördü­nüz, komutanım; ben, ölmemekten korkuyorum. Yani, öldükten soma da bu acılar sürerse diye ödüm kopuyor! Acı çeken gövde mi, ruh mu? Bunu kesinlikle bilmek ne büyük mutlulukmuş!
Reklam
Soma Hızır Bey Camii, güzelliğinin bene rastığa ihtiyacı yok.
Rig Veda
Hinduizmdeki bu en eski kutsal eser MÖ 1500 civarında Sanskritçede sözlü olarak bestelenmiştir. Zaten çoktan çökmekte olan Harappa medeniyetini, İndus ve Ganj vadilerini işgal ettikleri sırada yok eden (bir zamanlar Aryanlar olarak adlandırılan) Hint-Avrupalı göçmenlerin ilahilerini ve kutsal şiirlerini içeriyordu. Bu göçmenler yaklaşık beş yüzyıl önce Karadeniz ile Hazar Denizi arasında yer alan ata topraklarını bırakıp İran üzerinden Hindistan alt kıtasına geldiler. Arkeolojik kalıntılar göçebelerin Mahenjo-daro'yu istila ettiklerini, yangınlar çıkardıklarını, oranın sakinlerine kestiklerini ve katlettikleri yerde bıraktıklarını gösterir. Harappa medeniyeti muhtemelen yükselen deniz seviyesinin nehirleri taşırması ve sellere neden olması nedeniyle büyük ölçüde zayıflamıştı. Soluk tenli sığır çobanları yanlarında bir pantheon tanrı getirdiler: Gürbüz savaş tanrısı İndra, güneş ve ateş tanrısı Agni, dinî ayinlerde kullanılan halüsinojenik içecekle ilişkili Ay tanrısı Soma. Rig Veda MÖ 300 yıllarında yazılana kadar sözlü gelenekle aktarıldı. Kitap ve diğer Vedalar ya da kutsal yazılar Vedik döneme (MÖ 1500-600) adını verir.
Sayfa 200 - Kronik KitapKitabı okudu
Alper, Güney Meydan'ın köşesindeki büfenin önünde duran dergilikten Uykusuz'u alıp kapağına baktı. Kapağın yarısından fazlasını kaplayan ve altında "Yeni Türkiye" yazan Türk bayrağının hilalinin yanına, yıldız olması gereken yere, müthiş bir hınçla tekme atan bir adam resmedilmişti. Penguen'i de çekip aldı ve onun
Sayfa 45 - Giriş, Aşka kılavuzmuş yavru kedilerKitabı okudu
·
Puan vermedi
Bəzən distopik əsərlərin rolunu küçümsəyirlər, distopik ədəbiyyatın faydalı olmadığı barədə fikirlər irəli sürürlər. Amma unutmamaq lazımdır ki, distopiyalar tamamilə reallaşa biləndirlər. Həyat distopiyalara doğru hərəkət edir və ola bilər intelegensiya və mədəni təbəqənin qarşısında distopiyalardan qaçmaq, daha az "mükəmməl", daha çox
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160bin okunma
Reklam
İşçide bu kafa olduğu sürece daha çok burjuva tekmesi yer
Başbakanın konvoyu Soma'dan kaçırılırken,Tayyip Erdoğan'ın özel kalem müdürü yardımcısı Yusuf Yerkel, eskort araçtan indi,polisler tarafından tartaklanarak yere yatırılan bir madenciye tekme attı.Rezalette son perdeydi. * ...Rezalette son perde demiştik ama meğer son perde değilmiş,devamı varmış...Yerdeki madenciye tekme atan Yusuf Yerkel,doktora gitti,ayağım zarar gördü diyerek,yedi günlük çalışamaz raporu aldı iyi mi!
Cesur (!) Yeni Dünya
Çünkü bizim dünyamız Othello'nunkiyle aynı değil. Çelik olmadan araba yaratamazsınız; aynı şekilde, sosyal çalkantı olmadan da trajedi yaratamazsınız. Dünya şu anda istikrara kavuşmuş durumda. İnsanlar mutlu; istediklerini alıyorlar ve ulaşamayacakları şeyleri de asla istemiyorlar. Refahları yerinde; emniyetteler; hiç hastalanmıyorlar; ölümden korkmuyorlar; ihtiras ve ihtiyarlıktan habersiz ve bundan da çok memnunlar; veba gibi bir illet olan anne ve babaları yok; güçlü duygular hissedecekleri eşleri, çocukları ve sevgilileri yok; şartlandırmaları uyarınca davranmaları gerektiği gibi davranmak zorundalar. Herhangi bir sorun çıkması durumunda da soma var.
Sayfa 219Kitabı okudu
Ibn Zakaria al-Razi wrote a separate book on psychotherapy under the title Et Tıbbu'r-Ruhani. In it he has thrown sufficient light on the method, application and scope of psychiatric medicine as well as interpreted general health precepts by pointing out the close relationship between psyche and soma.
Sayfa 131Kitabı okudu
Kazablanka Filmi - 3
BİRİNCİ DRAMATİK AŞAMA Rick'le tanışırız. Yüksek ideallere sahip olduğundan kuşkulanacağımız bir kişi olmadığı kesindir. İnatçıdır ve bencildir. Bu da onun değişimini incelememizi değerli kılar. Eğer karakteriniz zaten yüksek ideallere sahipse fedakarlık kolaydır. Rick'i ilginç kılansa onun bencil, içine çekilmiş ve sert, ama kolayca
Sayfa 233
Reklam
"Ekselans, bin defa abartıyorsunuz."
Kendisinden soma Türkiye'nin öndersiz kalabileceği düşüncesine asla yer vermek istememiştir. Yıllarca önce, bu konuda ileri sürülen görüşleri yabancı basından okuyunca, yabancı diplomatları kabul ettiği sırada buna değinerek, "Ölürsem yerimi doldurabilecek binlerce Türk bulunur" demişti. Bunun üzerine büyükelçilerden biri hafiften kelimelerin üzerine basarak şu cevabı vermişti: "Ekselans, bin defa abartıyorsunuz."
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Anti-ütopya edebiyatının akla gelen ilk romanlarından biridir. Yazıldığı dönem ve sisteme bakıldığında eleştirel bir yaklaşım olduğunu görmekteyiz zaten. Cesur Yeni Dünya'da yalnızca toplum kavramı vardır, birey kavramı bulunmamaktadır. Ve bu varsayılan toplumun tüm istikrarı ve devamı uyku sırasında şartlandırmaya dayanan bir sistemle
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160bin okunma
Geçen gün çalıştığım yere babam yaşlarında İranlı bir adam geldi. Arkadaşlara isteğini anlatacak ama ilk soruyor: "Do you speak English?" diye. Arkadaşlar bilmediğini söyledi. Ben kan çekti adamın İranlı olduğu anladım kendisine Farsça "Şoma İrani hesti?" yani "İranlı mısınız?" diye sordum onayladı sonra. Farsça'yı yuvarlak konuşmasından Azeri olduğunu anladım ve "Azeri misiniz?" diye Türkçe sordum sonra onu da onayladı. Bana Azeri olup olmadığımı sordu bende onayladım. Sonra bana "Neden Azerice konuşmuyorsun?" diye sordu bende arkadaşları göstererek "anlamazlar" dedim sonra ben adama sordum "peki siz niye Azerice konuşmadınız? Adamlar Türkler" oda bana dedi "Anlamazlar". Muhabbet samimi ve komik geçti ama içinde güzel bir detay var. Türkiye'de ki tam Türkçe değil içinde yozlaşmış milyonca kelime var.
Sorun sadece her şeyi kendinden başlatan ve kendi çevresinde döndüren Avrupa'nın etrafında gelişmez. (Fanon'un hayaletlerinin evrenselleştiği anlardan biri). Mesela Soma katliamı'nın yaşandığı günlerde cehennemden kurtarılmışken sedyelerin kirlenebileceğini düşünen işçiyi televziyon ekranında görünce de Fanon'u hatırlarsınız. O günlerde soldan pek çok yorumcu işçinin erdeminden söz ediyordu. Muhafazakarlar da edepli bir davranış olduğu için bunu takdir ediyordu galiba. Fanon olsa “bu bir erdem değil, çaresizlik olmasın?” diye sorardı.
Sayfa 27 - İthakiKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.