Adana da yağmurlu bir akşamdı uzun zamandan sonra onunla vedalaşmamı beklemişti sanki gökyüzünden akmak için 3 ay sonunda cesaretimi toplayıp rehberden nihayet onun ismine tıklamıştım. Uzun zaman sonra sesini duymanın içimdeki burukluğunu aynı zamanda sevincini anlatamam, veda etmek için bile olsa o son konuşma için aylarca uykusuz kalmıştım, aklımı yitirecek duruma gelmiştim duyacaklarım tabiiki canımı yakmaktan başka bir şey yapmayacakti. Bile bile ateşe yürümekti benimkisi ki ben zaten hiçbir zaman yanmaktan korkmazdım. Ayrıldık dedi yollarımız ayrıldı o an kalbim kaburgamdan ayrilsaydi bu kadar acimazdi canım 26 dakika 15 saniye konuştuk Hiç kapatmak istemedim çünkü biliyordum ki bu sondu o da sırf bu yüzden sanki uzatmaya çalışıyordu ama artık kapatmalıydık, ayrılmalıydık çünkü aglamamak için sıktığım çenem daha fazla dayanamıyordu sesimin titremesine hakim olamıyordum.En son kendine iyi bak gerçekten bak dedi o an gözlerimden yaşlar gitme dercesine aktı Hoşçakal dedi ben görüşürüz. Ulaaan veda ediyoruz ne görüşürüzü dedim bir de sinirlenerek, son kez Hoşçakal dedi hoşçakal dedim kapattık olduğum yere çöküp sanki gökyüzü bile vedamiza ağlar gibi ciseleyen yağmur bardaktan boşalırcasına yağdı. Kaç dakika öyle durup yağmur altında ağladığımı hatırlamıyorum Bu geceden sonra bir daha kendime iyi bakamadım çünkü bırakıp giden kalanın kendisine nasıl baktığı ile ilgilenmezdi bunu biliyordum, ama şunu da biliyorum ki artık gönlü dara yolu bana düşmesin düşmeyecekti....
Darmadağın
Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
Reklam
Bilimin Hizmetinde
"Bizim de sevimli hikâyelerimiz var," dedi profesör; "Mustafa onları anlatmasını pek severdi. Özellikle Gauss'un fikralarına bayılırdı. Efendim, bir bahçıvanın oğlu olan Gauss, daha ilkokulda okurken kendini göstermiş. Bir gün öğretmenleri yaramazlık yapan sınıfa bir ceza vermiş: Birden yüze kadar sayıları toplayıp getirin bana, demiş. Herkes hesap yapmış, sayfalar doldurmuş. Gauss birkaç dakika düşündükten sonra defterine bir satır yazıp hocaya uzatmış. Nasıl olur canım?" demiş öğretmen, Senden akıllısı yok mu? Herhalde yokmuş. Öğretmen bile bu kadar akıllı değilmiş, 'Çok kolay öğretmenim, demiş Gauss, Birden yüze kadar sayıları düşündüm: İlk sayı bir, son sayı yüz. Tolam 101 ediyor. Sonra, baştan ve sondan iki sayı düşündüm: 2 ve 99. Onların da toplamı 101. Sonra 3 ve 98, sonra 4 ve 97... hepsinin toplamı 101. Bu 101'lerden ne kadar var Yüzün yarısı kadar. Öyleyse 100/2 ile 101'i çarparım. İstediginiz toplam 5050 olmalı. Öğretmen şaşırdı; çünkü bu metod matematik dünyasında bilinmiyordu henüz. Küçük Gauss'un bulduğu yeni bir formüldü. 100 rakamı yerine 'n' sayısı konulursa, 1'den 'n'ye kadar sayıların toplam formülü çıkıyordu ortaya: n(n+1)/2
211 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Okuduğum pkd kitapları içinde en su gibi akan, en akıcı kitap diyebilirim.. Ancak pkd yine şaşırtmadı. Bir romanı daha sürpriz sonla bitmedi. Ve Çehov'un tüfeğinin patlamasını beklerdim, o da olmadı. Spoiler Zamanı 5 dakika geriye alarak ölen insanlarıın kurtulmasını sağlayan Joan Trieste karakterinin kitap sonunda baş karakter Chuck'un olası ölümünde hayata döndürmesini beklerdim, olmadı... Her pkd kitabını okurken kendi kafamdan en az 3-4 olası son yazıyorum ama pkd sonları hep havada bırakıyor...
Alfa Ayının Kabileleri
Alfa Ayının KabileleriPhilip K. Dick · Metis Yayıncılık · 2002180 okunma
396 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Birçok kişi serinin en iyi kitabı olduğunu, filminin de görsel açıdan en iyi Harry Potter filmi olduğunu düşünüyor. Ben, her ne kadar çocukluğumda Harry Potter izlerken bu görüşte olmasam da geçen yıllar bana Azkaban Tutsağı’nı çok sevdirdi, şimdi seride en sevdiğim üç kısımdan biri. Ben bu kitabı okurken, yarın öbür gün birileriyle bu filmi
Harry Potter ve Azkaban Tutsağı
Harry Potter ve Azkaban TutsağıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları Yayınları · 202234.3k okunma
Katman: 1.3
Dün ne halt ettim? Gelin bi' göz gezdirelim (Kendi kendime konuşuyorum). Arkadaşımın yanına ofise gitmiştim. Akşama doğru çıkmaya yeltendim. Merdivenlerden indim ve çıkışa doğru giden o koridorda ilerlemeye başladım. Akşamları koridor karanlık oluyordu ve herhangi bir ışıklandırma yoktu. Tam çıktığım esnada, çıkışın solundan içeriye doğru bir
Reklam
Dante, Zambaklar
_Ölmedim ama diri de değilim. _Bu rezil durumdakiler yani Araf'ta bulunanlar. Yaşarken kötülük yapmadıkları için Cehennem’e atılmazlar ama iyilik de yapmadıkları için Cennet'e de alınmazlar. _Cehennem ümidin olmadığı yerdir. Hiçbir ümidin kalmaması, hayatta cehennemi yaşamaya denktir. Cehennemde belki acı çekilir ama ölünmez. _Tanrıyı
2. Veya 3. Sınıfta arka bahçede bilimde gördüğüm bir şeyi yapmıştım ama ordan gördüğümü hatırlamıyorum ben buldum sanıyorum aşırı sevinmiştim siniftakilerde oha nasıl yaptın falan diyordu bende bı hava oluştu tabi böyle her gördüğüme gösteriyorum hocalara, diğer sınıfın kızlarına vs bak ben yaptım bunu diye (ne yaptığımı hatırlamıyorum ama çok değişik bir şeydi) sonra bı kız bunu arka bahçede bilimde yaptılar zaten dedi o an son dakika gol yiyip şampiyonluğu kaçıran takımın oyuncuları gibi hissettim ve içimden harbiden lan ben bunu orda görmüştüm dedim.. o günden sonra bir daha hiçbir şeyi hevesle anlatmadim kimseye. Buraya kadar okuduysaniz şunu bilmenizi isterim ki ben Valenciayı çok seviyorum.
Post out of use
1,000 öğeden 861 ile 870 arasındakiler gösteriliyor.