Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ve son olarak, fotoğraf çekme çılgınlığına esir olmamak da hayati derecede önemli. Birçok insan, belki de asla açıp bakmayacağı fotoğrafları arka arkaya çekerken, gözünün önünde akıp giden hayatın ritmini kaçırıyor.
147537
SON MEKTUP Son bir mektup yazıyorum. Her satırı seninle başlayıp seninle biten. Eline ulaşır mı, bilmem ? Göz göze geldiğimiz o günden başlayıp, Gizli saklı bakışmalar, Biraz mahcup, biraz da utangaç haller. Didişmelerimizle devam eden, Sudan sebeplerle biten Ardına bile dönüp bakmadan gitmen Nedenidir sana olan bitmeyen öfkem Ta o günlerden süre gelen Bugün de devam eden. Dönüp gelsen bir şans daha istesen ne fayda Biten bitmiştir,giden zaten bitirip hitmiştir. Giden giderken, bende ki seni de alıp gitmiştir.. Ne zaman o zamandaki zamandır Ne de o zaman da bıraktığın ben ben değilimdir. Her şey zamanın da güzel Sevmek de, sevilmek de Aylin Şen @sair_aylin_sen
Reklam
YAŞIYORUM hayatımı giderek genişleyen, nesnelerin üzerinden kayıp giden halkalarda. Son halkaya ulaşamam hiç belki de, ama denemek istiyorum yine de. Tanrı'nın, bu çok eski kulenin etrafında, dönüp duruyorum binlerce yıldan bu yana; ama bilmiyorum henüz, bir şahin miyim, bir fırtına mı ya da bir büyük şarkı.*
BİZ HER ŞEYE RAĞMEN YÜRÜYORUZ...
- "(...)Cânımın cânı ki, fikrin ve fikir adamı olmanın zevkini o duyuyordu, sadece onunla duydum!" Şu maymunlar cenneti ve insanlar cehenneminde yaşarken ne diyordu? -"Rabbim, bize ne güzel bir yol nasip ettin! Şöyle bir yol: Efsanevî bir levha halinde, sislere batmış bir dağ başına doğru ilerleyen kıvrım kıvrım bir patika örgüsü... Bu patika vaktiyle dünyanın en muazzam caddesiymiş; sonra gelen bozmuş, giden harap etmiş, en son gelenler ve gidenler de onu büsbütün tıkayıp üstünden geçilmesin diye sivriliğine cam kırıklarıyla döşemiş... Sislere batmış dağ başında, insanoğluna yekpâre ebedîlik ânında ve gerçek oluş saadetini tekeffül eden bir saray var... Fakat bizim gözümüze böyle görünen saray, yolu cam kırıklarıyla döşeyenlerin gözünde, dünya saadet ve nimetine, eşeklik hürriyet ve meziyetine mani bir zindandır. Ama topuklarımızdan saçımıza kadar kan içinde, ilerlemeye çalışıyoruz! Dağların ve kırların, köpek, çakal, sırtlan, karga, fare, domuz, ne kadar murdar hayvanı varsa üzerimize saldırıyor ; BİZ, HERŞEYE RAĞMEN YÜRÜYORUZ! "
Sayfa 179 - 10.Levha, (Hepçilik ve Hiççilik), -Varoluşun Hakikati- İBDA Yayınları.Kitabı okudu
·
Puan vermedi
YEDİ KİLİSE Merhaba dostlar, bugün sizlere daha önce #zirvelerinötesinde ve #tinselkopuş kitaplarını keyifle okuduğum @selamicinarci dan #yedikilise kitabıyla geldim. Adelya, sonunda istediği üniversite olan İletişim Fakültesi'ni kazanıyor ama tercihler de en son sıraya yazdığı Van şehri geliyor. Bu durumda Adelya, gidip gitmemekte çok
Yedi Kilise
Yedi KiliseSelami Çınarcı · Kitap Müptelası Yayınları · 202335 okunma
"Eğer Ölmem gerekiyorsa Umut getirsin "
Gazzeli profesörün son şiiri: Eğer ölmem gerekiyorsa, umut getirsin... Gazze İslam Üniversitesi Profesörü Yazar ve Şair Refaat Alareer, "sayılardan ibaret değiliz" projesiyle Gazze’de İsrail'in katlettiği insanların hikayelerini aktarmıştı. İsrail saldırılarının hedefi olduğu Alareer'in ölmeden önce paylaştığı umuda dair şiiri... "İlla ölmem gerekiyorsa, sen yaşamalısın… Hikayemi anlatmak için… Eşyalarımı satıp bir parça kumaş ile uzun kuyruklu ve beyaz teller satın almak için… Gazze’de, bir yerde bir çocuk, cennetin gözlerinin içine bakarken, Kendi bedenine bile veda etmeden giden babasını beklerken, uçurtmayı görür… Senin yaptığın uçurtmayı, Ve bir an için bir meleğin ona sevgiyi geri getirmek için orada olduğunu düşünür. Eğer ölmem gerekiyorsa, umut getirsin, Bir masal olsun bu uçurtma… Şehit Refaat Alareer 🤍
Reklam
240 syf.
8/10 puan verdi
·
32 günde okudu
okuduktan sonra travma sonrası stres bozukluğu geçirdiğim kitap
O kadar alışmışım ki karakterlerini sanki arkadaşımmış gibi tanıdığım kitaplara, çok garipsedim sevgili arsız ölüm'ü. Açık dünya haritası olan bir oyuna girmek gibi bir şeydi bir noktada, var olan olaylar üzerine karakterlerin ne düşündüğünü, ne hissettiğini, bunun derecesini, verdiği diğer kararlara etkisini hep ben düşündüm; ortada ne bir sınır vardı ne de bir çerçeve, ben de zihnimde koşturdum atımı koşturabildiğim kadar. Kitabın anlattığı şeye cehalet ve topluma olan etkisi deyip geçmeye gönlüm el vermiyor çünkü çok daha fazlası. Öyle bir toplum analizi yapıyor ki Latife Tekin bir noktada, o kadar güzel yaşadığınız veya yaşandığını gördüğünüz olayları anlatıyor ki, kendinizi yazarın hissetmenizi ve düşünmenizi istediğinden çok daha fazlasını yaparken buluyorsunuz. Koskoca bir ailenin yitip giden potansiyellerini, kız erkek farketmeksizin her bireyin üzerinde olan o ağır baskıyı, Huvat ve Dirmit'in zihinleri boş durmasın diye verdikleri mücadeleyi, kızlara "erkekliğin", erkeklere de "kızlığın" yasaklanışını ve iki cinsiyet arasına çekilmiş o keskin sınırın kanattıklarını görüyorsunuz ve ardından ne hissedeceğiniz tamamen size bırakılıyor. Bilmiyorum gerek üslubuyla, gerek dikkat çektikleriyle başyapıttan hallice bir kitaptı. Son olarak, Marquez ve Yaşar Kemal gibi çok sevdiğim iki üslubun bir sentezi olsaymış dünyaya böyle zuhur edermiş.
Sevgili Arsız Ölüm
Sevgili Arsız ÖlümLatife Tekin · İletişim Yayınevi · 20137bin okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Vahşetin Çağrısı
En zeki ya da en güçlü olan değil,sadece iyi adapte olan hayatta kalır ilkesiyle yazılan kitap, bize büyük bir hayat dersi veriyor. Okuduğum her bölümde bu artık son derken, yazar Jack London beni her seferinde ters köşe yaptı. Koşulların her seferinde değiştiği bölümlerde kahramanımız olan köpek Buck düştüğü ortama adapte olup o ortamın en iyisi olmayı başarıyor. Bundan ziyada benim hoşuma giden kısmı, özümüzü yansıtan kıvılcımları yakaladıkça içimizde oluşan alevlerin bizi bize daha çok yaklaştırmasıydı. Bir köpeğin kendi özüne dönüş hikayesini okumanızı tavsiye ederim.
Vahşetin Çağrısı
Vahşetin ÇağrısıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202332,1bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
Yazarın kısa ama çarpıcı novellaları her zaman ilgimi çekmiştir. Bu kitabını da beğendim .. 4 adet öyküden oluşuyor -Birincisi Lyon "da düğün ,kitaba ismini veren öykü ..Fransız İhtilali sırasında yaşanıyor , sevdiği için ölüme giden bir kadın ve ölmek üzere de olsalar mutluluğu yakalamaları anlatılıyor .. -Ikinci Öykü'nün adı ile bitince Leporella ..Ben en çok bunu beğendim sanırım .. Burada da bir kadının ,evin beyiyle olan Gönül Bağı anlatılıyor... Sonu sürprizli.. - Üçüncü hikayemizin adı Kaçak ..Gene bir savaş sırasında esir düşen bir adamın, kendini başka bir ülkede bulması ve ailesi için yaptığı fedakarlık anlatılıyor.. - Dördüncü son hikayemizde görünmez koleksiyon ...Görme engelli bir bireyin hayatını koleksiyonuna adaması konulu bir hikaye ... Hepsi de gerçekten güzel ve kısa hikayeler...
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Lyon’da Düğün
Lyon’da DüğünStefan Zweig · Ren Kitap · 201830,7bin okunma
Aliye
İpsiz sapsız bir yer burası. Ama insanları öyle değil. Görülmeyen iplerle birbirlerine bağlanmış gibi hepsi sanki. Nereye çekersen iplerini, hepsi birden oraya hareket ediyorlar... İplerinin başındaysa televizyon kutularıyla bastırılmış, son kullanma tarihleri geçmiş kokuşmuş zihniyetler var. Karşıdan karşıya dahi üç kere sağa bakıp geçerler yani,
Reklam
448 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kitabı elinize aldığınızda ilk sayfadan itibaren keyifli bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Olay örgüsü orta kısmından itibaren detaylı bir şekilde ilerlemesine rağmen karakterleri yanınızda hissedecek kadar içine gömülüyorsunuz. Cinayetlere ilgi duyan ve olayıları çözmek için çocuklardan oluşan bir grupla birlikte gerilimli, bir o kadar da keyifli
Cani
CaniS. J. Bolton · Pegasus Yayıncılık · 20248 okunma
“Bu Dünyada Ahde Vefa Kalmamış!” Dedirtmem
Hz. Ömer Ömer Radiyallahü Anh’ın hilafeti döneminde, gerçekleşen gerçek ve muhteşem bir hikâye… Hz. Ömer Radiyallahü Anh, Ashab-ı Kiram ile beraber bir mecliste oturuyorlarken, karşıdan üç kişinin gelmekte olduğunu gördüler. Bu gelen kimseler, bir delikanlıyı yakalayıp ellerinden sıkıca tutmuşlar ve belli ki halifenin huzuruna çıkarmak üzere
Kısa bir geçmişte yaşadığımız yılların sergilediği oyun, içimizde bir şeyi yıktı. Ve bu şeyde insanoğlunun başka bir insanla insanlığın diliyle konuştuğu takdirde, onca insanca tepkiler yaratabileceğine yönelik o sonrasız güven duygusu... İnsanlar arasında sürüp giden uzun diyalog, artık kesildi. Ve diyalog yoluyla ikna edilemeyenlerin insanda ancak korku uyandırması da son derece doğaldır.
İnsan ki anılardan bir buluttur Hayatın sonsuzluğa akıp giden göğünde Savruldukça çoğalır çözüldükçe birikir... Düşmeden son damlası toprağın rahmine Kim bilir kaç mevsim görür Kaç rüzgâr geçirir..
Uzun üniversite tahsili gözüne kendisini yoksulluğa sürükleyecek, hüzünlü, bitmez tükenmez, yorucu bir tünel gibi görünüyor; bu eğitim ailesine pahalıya mal olacağı gibi, kendisini de onlara bağımlı kılacak. Bütün çocukluğu boyunca işittiği, ders çalışa çalışa “kafa patlatıp” da ne olacaksın lafları, onların tabiriyle “çıkmaz ayın son perşembesi” okula giden bütün bu insanlar arasında “üstün kabiliyetli” olmanın tuhaflığı sonunda kızı alt etmiş gibi, üniversite eğitimi umduğu mutluluk kaynağı olmaktan çıkıyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.