Özel ve Genel Görelilik İki yüzyıldan fazla bir süre boyunca Newton yasaları gayet güzel çalıştı. Ama Newton fiziği elektromanyetik kuramda, diğer bir deyişle ışık hızına yakın hızlarda sorunlara yol açıyordu. Bu sorunlar Einstein'la birlikte aşıldı. Einstein'ın 1905'te ortaya koyduğu özel görelilik kuramının temel postülası, fizik yasalarının serbest hareket eden tüm gözlemciler için hızları ne olursa olsun aynı olması gerektiğidir. Aslında Newton'ın hareket yasalarında da yer alan bu fikir Einstein tarafından Maxwell'in kuramını ve ışık hızını da kapsayacak şekilde genişletildi. Buna göre tüm gözlemciler ne hızla hareket ederlerse etsinler ışık hızını aynı ölçmeliydiler. Bu basit fikir, kütle ile enerjinin denkliği (E=mc²) gibi çığır açıcı sonuçlara yol açtı. Işık hızının yüzde 90'ıyla yol alan cisim durgun kütlesinin iki katına ulaşır. Cisim asla ışık hızına ulaşamaz, çünkü ulaştığında kütlesinin de sonsuz olması gerekir. Göreliliğin bir diğer önemli sonucu da uzay ve zaman hakkında tamamen yeni bir yaklaşım getirmiş olmasıdır. Eşzamanlılık diye bir kavram yoktur artık. Görelilik kuramı mutlak zaman fikrine son vermektedir. Her gözlemci kendi ölçümüne sahiptir ve farklı gözlemcilerin taşıdığı özdeş saatler aynı sonucu vermek zorunda değildir. Örneğin aynı yaştaki ikizlerden biri bir uzay gemisine binip, ışık hızına yakın bir hızda başka bir gezegene gitse, dünyadaki ikizinden daha genç olarak geri gelir. Bütün bunlar deneylerle kanıtlanmış bilimsel gerçeklerdir.
Sayfa 11 - 12Kitabı okuyor
Yıllar geçtikçe Sansür'ün gücü artmıştı ve son zamanlarda iki dünyanın işlerine de karışır olmuştu. Öyle ki, bazen hiçbir söz, hiçbir eylem ondan kaçamıyordu. Fısıldanacak tek bir gizli ad, çiziktirilecek tek bir işaret, sızacak tek bir ışık demeti, gizli yeri açığa çıkarıp hem Deborah'ın hem de iki dünyanın birden sonsuza değin yok olmasına yol açabilirdi.
Reklam
367 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Sözlü kültür geleneğimizin temel yapı taşlarından olan masallarımızın oldukça güzel derlemelerinin yer aldığı kaynak niteliğindeki bu kapsamlı çalışma,düşünülenin aksine pek de bilinmeyen adakları ihtiva ediyor. Pertev Naili Boratav’ın gerek kendi gerek öğrencilerinin derlemelerinin tasnifiyle oluşturulan eserin son bölümlerinde,eserde geçen masalların varyantları ve hangi kaynaklarda geçtiği gibi bilgilerin yanında “masal” türünün özellikleri ve türün tarihi seyri içerisinde edebiyatımıza olan etkileri ele alınıyor. Her ne kadar önemi pek algılanamasa,tür olarak çocuklara yönelik olduğu düşünülse de içerisinde barındırdığı motiflerle bir milletin yaşayışına,tarihine ve geleneklerine ışık tutan masalların değeri bilinmesi gerekmektedir.
Az Gittik Uz Gittik
Az Gittik Uz GittikPertev Naili Boratav · İmge Kitabevi Yayınları · 2013219 okunma
320 syf.
·
Not rated
Bir
Işıl Işık
Işıl Işık
kitabi sonuna daha geldim . Kitap ilk ve orta sayfalarda pek ilerlemedi aksiyon daha çok son sayfalardaydı . Kendi yaşıma göre hikayeyi basit buldum biraz daha genç nesle hitap eden bir kitap birazda
Tünelden Önceki Beyaz Ev
Tünelden Önceki Beyaz Ev
'in hikayesini andırıyor Seri olmasına da üzüldüm sonu için seriyi beklemek zorunda olmak can sıkıcı Okuyacaklara ve okuyanlara keyifli okumalar dilerim
Ona Kadar Say
Ona Kadar SayIşıl Işık · Sia Kitap · 2023276 okunma
Arapça son derece seyyal bir dildir. Bu sayede ilk mütercimler Yunan, Süryani, Sanskrit ve Pehlevi dillerindeki metinleri kolayca aktarmışlardır. Yeni yeni kelimeler kurmakta güçlük çekmemişler, mevcut istilahlarla yepyeni mefhumlar ifade edebilmişlerdir. Arapça'nın bu özellikleri Îslâm dünyasındaki bütün ilimlerin, tabiat ilimleri de dahil, gelişmesinde büyük rol oynamıştır.
Sayfa 105 - İletişim yayınları 17.baskı
. . . kimileri de belirli kuruntular onların tüm varlıkları üzerine ışık selleri akıttığı için son derece çekicidirler: örneğin doğuştan Tanrı'nın oğlu olduğunu kabul eden ve bu yüzden kendini masum hisseden Hıristiyanlığın ünlü kurucusunda rastlanır bu duruma; böylece bir kuruntu sayesinde – ki çok katı yargılamamak gerek bunu, tüm bir antikçağ tanrının oğulları kaynamaktadır ne de olsa – aynı hedefe ulaşmıştır: Şimdi bilim sayesinde herkesin elde edebileceği tamamen masum olma, tamamen sorumsuz olma duygusuna.
Sayfa 113 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Gözlerimizi kör eden ışık bizlere karanlıktır. Sadece uyanık olduğumuz o gün, şafak atar. Doğacak daha çok gün var. Güneş sa­bah yıldızından başka bir şey değildir. Son
Sayfa 383 - ZeplinKitabı okuyor
“Davran ey Türk oğlu!.. Davran artık... Elde ne harcanacak Rumeli, ne Macar ülkeleri, ne Suriye Irak, ne Filistin ve Mısır, ne Trablus, ne Tunus ve Cezayir, ne de Kırım ve Kafkas kaldı. Elde kalan vatan parçasıdır!.. Son vatan parçası...”
105 syf.
·
Not rated
"GÜNLER AYLAR YILLAR" Kitabı Üzerine
Çinli yazar
Yan Lianke
Yan Lianke
'nin bu kitabı, Erdem Kurtuldu tarafından dilimize çevrilen ve çeviri ödüllü bir kitap.Yazar Lianke,Çin'in karanlık taraflarını ortaya koymaktan çekinmeyen ancak bir o kadar da özüne sahip çıkan bir yazar. Eleştirelliği nedeniyle ülkesinde rahatsızlık uyandırıyor ve sansür vb gibi ağır yaptırımlara maruz
Günler Aylar Yıllar
Günler Aylar YıllarYan Lianke · Jaguar Kitap · 20204,372 okunma
Akıl + Sezgi
*Aklın gönül esenliğini bozan, huzur kaçıran bir özelliği var.* Zihnin dirliğini, esenliğini bozacak sorular ortaya koyuyor fakat çoğu kez bunlara doyurucu yanıtlar bulmakta başarılı olamıyor; *Cahilliğin verdiği o mutlu iç barışı altüst ediyor da onun yerine başka bir şey getirip bozduğu düzeni yeniden sağlayamıyor.* Akıl,cahillikten gelen yanılgıları meydana çıkardığı için çok kez aydınlatıcı, ışık tutucu olarak niteleniyor. Ama gerçek şu : Zihni içine düşürdüğü çıkmazlardan kurtarabileceği yolu aydınlatması her zaman akıldan beklenemiyor. *Kuşkusuz akıl en son, en doğru çözümü gösterecek bir araç değil.*
Reklam
❝ Lâmekân..
Yalpalıyorum Allah’ım Sis bulutları inmiş gibi zihnime Eğrisini doğrusunu hesaplayamadığım ne varsa Gelip zincire vuruyor düşlerimi Düşene tekme tokat dalan bu dünyada Bir bebeğin ilk adımları kadar tedirgin kalbim .. Keşke düşsem diyorum. Düşsem toparlanırım Düşsem yerim belli olur hiç değilse Yerimi yurdum bilir, öyle kalkarım
171 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Bıçağın düşmesine son bir gün
Kitap, çok uzun bir önsöz ile başlıyor. Victor Hugo bu önsözde idam cezası ile ilgili düşüncelerinden bahsediyor. Hatta bir yerde halkın, yoksulluk içinde yaşayan, bahtsız insanlar idam edileceği zaman buna ses çıkarmayıp da 4 bakan idam edileceği zaman buna tepki göstermelerini eleştiriyor. Buyurun, işte o kısım: “Arzulanan bu ilgayı
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo · Koridor Yayıncılık · 2020120.4k okunma
Sanırım gözlerim kapandığında uçsuz bucaksız bir aydınlık ve ruhumun içinde yuvarlanacağı ışık dolu dipsiz bir uçurum göreceğim. Sanki kendi özünden kaynaklanan ışıltılar yayan gökyüzünde karanlık lekeler halinde belirecek yıldızlar, yaşayanların gözüne siyah kadifenin üzerindeki altın pulları gibi görünürken benim için altın çarşafın üzerindeki siyah noktalara dönüşecekler.
yarasa'nın 21 şiiri
youtu.be/hkJQWf8MfDw?si=... 1 ölüm rengine bürünmüş bir Ahmet Erhan portresi gibi dolaştım kendi kıyılarımda
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.