Bir zamanlar Highmoor malikanesinde anne, baba ve on iki kızdan oluşan bir aile vardı. Zamanla kız kardeşlerin sayısı azalmaya başladı. Arka arkaya dört kardeş ölünce şehirde söylentiler başlamıştı, yine de en son darbeyi beşinci kardeşin ölmesi vurmuştu Artık tüm şehir tek bir şeye inanıyordu; bu aile lanetliydi..
İlk iki yüz sayfa oldukça sıkıcıydı kitap fantastik olarak geçmesine rağmen fantastik adına neredeyse hiçbir şey göremedik Kitabın ortalarında bir an ivme kazansa da yeniden kitap sakinliğine geri döndü. An’ ailesinde lanet mi var yoksa birileri onları avlıyor mu bunu öğrenmek için oldukça çabaladı.
Hayaletlere inanmayan An ve kardeşlerinin başka bir evrene açılan kapıyı duyduklarında sorgulamadan inanmaları, başlarına neler gelebileceğini düşünmeden o kapıdan geçmeleri de ayrı değişikti(Her ne kadar sonda bu olay bir yere bağlansa da yine de saçmaydı)
Kitabı kurtaran şey bence son otuz sayfasıydı. Gerçeklerin ortaya çıkması ve olayların durdurulma aşaması kitabın tamamen felaket olmasını engelledi.
Siz siz olun kapağın güzelliğine veya kitabın konusuna aşık olup araştırmadan, başkalarının yorumlarına bakmadan kitap seçmeyin. Öyle bayıla bayıla önereceğim bir kitap değil fakat boş anımda kafamı yormadan okuyayım biraz da fantastik olsun derseniz okuyabilirsiniz.