Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne zaman yasaların setlerini yıkmak gerekse bu devasa halk dalgası zorla harekete geçirilir ve bu dalga daima her şeyi, son olarak da onu derinliklerinden bulup yukarı çıkaranları, karşı durulmaz bir biçimde sürükleyip götürür.
Sayfa 34 - Can Yayınları
'Devlet' adlı kitabında Platon (İÖ 427-347), insan ruhunu üç kısma ayırmaktadır. Rasyonel (akıl), yürekli (irade) ve iştahsal kısım. Ruhun rasyonel kısmı bireye akıl yürütme yeteneğini sağlamakta, yürekli kısmı ise kişiye itibarlı yaşam sürmesine rehberlik edecek olan tutkuyu kazandırmaktadır. Son olarak ruhun iştahsal kısmı, bireyin "aşk, açlık ve susuzluğunun" kaynağını oluşturan ve tüm diğer arzuların hareketlerinin toplandığı kısımdır. Ruhun bu kısmı yemek, üremek gibi insanoğlunun hayvanlarla ortak olarak taşıdığı arzuları tatmini teşvik etmektedir.
Sayfa 28 - Psikonet YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Nişanlara ve kıyafetlere ihtiyacı yoktur. Fouché son derece hırslıdır ama şöhret peşinde değildir, iddialıdır ama kurumlanmaz. Gerçek bir akıl oyuncusu olarak egemenliğin sadece gerilimlerini sever, simgelerini değil.
Sayfa 31 - Can Yayınları
Son
Mustafa Kemal ile beraber geçirdiğimiz, okul ve genç su­baylık hâtıraları burada sona ermektedir. Başımızdan siyaset fırtınaları ve aramızdan kara kedile­rin geçtiği oldu. Fakat dostluğumuz asla bozulmadı. Ölünce­ye kadar iki yakın arkadaş olarak kaldık. Ben bu arkadaşlık­tan daima gurur ve iftihar duydum. Sevgili sınıf arkadaşım, muazzez kardeşim Atatürk, nûr içinde yat.
Sayfa 159 - İnkılap ve Aka kitabevleriKitabı okudu
336 syf.
·
Puan vermedi
HİZMETÇİNİN SIRRI FREIDA McFADDEN 334 SAYFA Bu mükemmel evin tek bir kuralı vardı: Sakın kapalı kapıların ardına bakma... Millie'nin macerasına kaldığımız yerden devam ettik sevgili Ayşegül ile Canım benim seninle okumak büyük keyifti, çok teşekkür ederim. Her iki kitabın sonunda da aynı düşünceler ve hislerde olmak çok değerliydi. Daha nicelerine birlikte diyelim. Yeni macerasında bir üniversite öğrencisi olarak çıktı karşımıza Millie. Sosyal Hizmetler uzmanı olmak için okumaya karar veren genç kadın, şiddet mağduru kadınlara bu şekilde el uzatmayı planlanmıştır. Elbette masraflarını karşılamak adına çalışmak zorundadır bir yandan da. Bildiği tek iş olan hizmetçiliğe devam ederken, olaylı ayrıldığı son iş yerinin ardından büyük bir şirketin CEO'su olan Douglas Garrick iş görüşmesine çağırır Millie'yi ve hemen işe kabul edilir. Harika bir çatı katında yaşayan Garrick çifti için temizlik ve yemek yapacaktır. Uyması gereken tek kural ise evin hanımı Wendy'nin odasına girmemek ve onunla asla konuşmamaktır. Bu gizemli kural başta garip gelsede para kazanmak zorundadır ve kabul eder. Ta ki bir gün Wendy'nin odasından gelen ağlama sesini duyana kadar... Olaylar bu şekilde başlayıp son hız devam etti Millie ve bizim için. İlk kitaba göre daha heyecanlı bir maceraydı bizce ve bu kitabı daha çok sevdik. Akıcı, kolay okunan dili ile yoğun okumalarınız arasında bir mola olabilir bu seri. LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Hizmetçinin Sırrı
Hizmetçinin SırrıFreida McFadden · Olimpos Yayınları · 20231,220 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Annesini kaybeden Mary, onun ölmeden önceki son isteğini yerine getirerek teyzesi ve eniştesinin evine yerleşmek için eniştesinin işlettiği Jamaika Hanı’na doğru yola çıkar. Ancak daha yoldayken Jamaika Hanı’nın adını andığında bile çevresindeki herkesin orası hakkında konuşmaktan kaçınmaya ve huzursuzlanmaya başladığını fark eder. Mary eve vardığında hayat dolu, neşeli biri olarak hatırladığı Patience teyzesinin artık perişan ve endişeli biri haline gelmesi, eniştesi Joss’un ise gizli kapaklı işler yürüten, gaddar bir adam olduğunu görmesiyle Jamaika Hanı’ndaki büyük gizemi aydınlatmak için tehlikeli bir yola girer. Bir kitabın gerilimli olmasının yalnızca iki şekilde olabileceğini düşünüyordum: Paranormal olayların yarattığı belirsizliklerle ya da sonraki adımları belli olmayan azılı bir seri katil kurgusuyla. Ancak Daphne Du Maurier bu iki şekle de ihtiyaç duymadan, gayet rastlanabilecek olaylar ve dozunda gizemle bu gerilimi mükemmel bir şekilde sağlıyor. Rebecca romanında da böyleydi. Jamaika Hanı’nda, kademe kademe artırılan bir heyecan var ve bu ilk sayfadan beri hakim olan karanlık atmosferle de birleşince elden bırakılmayacak bir kitaba dönüşmüş. Birkaç yıl önce bayılarak “Rebecca” kitabını okuduğum yazarın yine mükemmel bir iş çıkarmış olacağından daha kitabın konusunu okurken farkındaydım. Şaşırtmadı, yine inanılmazdı. Daphne Du Maurier en beğendiğim ve iyi ki kitaplarıyla tanışmışım dediğim kadın yazarlar arasına girdi. Keşke daha fazla eseri olsaydı. Jamaika Hanı’nı kesinlikle hepinize öneriyorum.
Jamaika Hanı
Jamaika HanıDaphne du Maurier · İthaki Yayınları · 202349 okunma
Reklam
150 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Bismillahirrahmanirrahim, "Her ümmetin bir emini vardır. Benim ümmetimin emini de Ebû Ubeyde b. Cerrâh'tır." Efendimizin hakkında bu şekilde düşündüğü bir sahâbenin hayatını okudum. Keşke hiç bitmeseydi, gerek İslam'a girmesinden önce gerekse imanla tanıştıktan sonra; ilk günden son güne kadar hayatında eminliğinden şüphe
Eminü'l-Ümme/Ümmetin emini Ebu Ubeyde b. Cerrah (r.a.)
Eminü'l-Ümme/Ümmetin emini Ebu Ubeyde b. Cerrah (r.a.)Muhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 2012917 okunma
İşlevsiz ya da Yanlış İşlevli Ego Ego, popüler kültürde sıklıkla yanlış anlaşılan ve yanlış kullanılan kavramlardan biri. Son yıllarda bazı bireyler için “egolu / egosu büyük / egosu yüksek / egosu çok” dendiğini duyuyoruz. Kibir, her şeyi kendine hak görme, eleştiriye tahammülsüzlük, övüngenlik, saldırganlık ve egosantrik (ben merkezci) düşünce, halk arasında yüksek ya da büyük ego olarak tanımlanıyor. Bu yanlış anlama üzerinden “iyi” ya da “ideal” insanın egosuz olması gerektiğine dair çarpık bir inanç geliştirenlere de rastlamak mümkün. Oysaki bütün bu nitelikler güçlü bir egonun değil, patolojik narsisizme özgü büyüklenmeci sahte benliğin karakteristik özellikleridir. Büyüklenmeci sahte benliğe ilk kim “ego” dedi bilemiyoruz ama bu yanılgının bu kadar benimsenmiş olması, narsisizmin çok hızlı artmasına ve halkın olguya ne isim vereceğini bilememesine bağlı olabilir.
464 syf.
·
Puan vermedi
·
29 günde okudu
Beni dinleyin ,hemen yanımızda acayip bir evren var : Hadi gidelim ! (e.e.cummings) Uzay ,yıldız ,zaman ,fizik ,evren tüm bunlar ilginizi çekiyorsa bu kitap kitaplığınızda olmalı. Fizik formüllerine girmeden sade bir dille fiziğin uzay boyutunu ele alıyor . Yazar ,hiperuzayın erken tarihleriyle başladığı anlatımına olağanüstü koşullar altında uzayın yırtılıp parçalanana kadar esneyebilmesi olasılığını ele alarak devam ediyor. ️ En son görselde eklediğim Nasa nın en son yayınladığı karadelik görselidir .Bir diğer teorinin karadelik içinden paralel evrene geçilebiliceği ki deneysel olarak mümkün görünmüyor en azından şuan .Çünkü fizikte kesin budur denilmez ,her zaman açık kapı vardır. ️ Peki karadelik nedir ? Yıldızlar da doğar ,büyür ,ölürler .Kimi yıldızlar kütlesel olarak devasa büyüklüktedirler . Ve içindeki füzyon tepkimeler yani enerji kaynakları tükendiğinde kütle çekimlerine yenik düşerek içe çökme başlar ve devasal içinde dünyaları yutacak büyüklükte dev çukur olur .Bu delik o kadar güçlüdür ki ışık bile kurtulmaz . Karadelikler merak konusu olmaya devam edecek belli ki uzunca bir süre .Çünkü çok uzakta değil 1.500 ışık yılı uzakta bir komşu karadeliğimiz var Ve bir ihtimal bilim insanları dünyanın sonu hakkında bu komşumuzun da payı olacağını söylüyor .Tabi bizler komşumuzdan önce davranmazsak . Çünkü şuan masum kalıyor karadelik . Kitabın son bölümlerinde dünyanın sonu ile ilgili çok fazla teori var .
Hiperuzay
HiperuzayMichio Kaku · Odtü · 202144 okunma
Türklerin. göç dalgaları, Anadolu ekonomisine ve genel olarak hayatına bir dinamizm getirdi. Bizans'ın köhnemiş ve ağır sömürüsünden kurtulmak isteyen Anadolu köylüsü, Türkleri kurtarıcı olarak karşıladı ve destekledi. Claude Cahen, Türklerin o zamana kadar işlenmeyen toprakları tarıma açarak Anadolu ekonomisinde önemli bir gelişmeye yol açtıklarını kanıtlarıyla gösterir. Yine Cahen, şehir hayatının 12. yüzyılda yeniden canlandığım anlatır. Hele 13. yüzyılda şehirlerin, Bizans yönetiminin son birkaç yüzyılında olduğundan çok üst düzeye ulaştıklarını saptar. Anadolu'ya gelen Türklerin feodalleşmesi yönündeki gelişme, 13. yüzyıldaki Moğol istilası ile bir süre için kesintiye uğradı. Yeni bir feodalleşme dalgasına daha sonra bilindiği üzere Osmanlı devleti önderlik etti. Osmanlı beyleri, feodal Selçuk geleneğini, ideolojisini ve kurumlarını özümlemiş olmasalardı, böyle bir gelişmeyi başaramazlardı. Bütün Selçuk ulemasının Osmanlı ucuna akması ve Osmanlı beylerinin etrafında toplanması dikkat çekicidir. Yüksek İslâmı temsil eden Selçuk uleması, ilkel bir aşiret beyi etrafında toplanamazdı. Osmanlı hanedanı, aşiret beyliğini daha çok Türkmen kitlesi üzerindeki etkisini kuvvetlendirmek için bir asalet unvanı olarak kullandı. Osmanoğulları, bütün kuzey uç bölgelerinin emiri olarak, daha Selçuklular zamanında Germiyanoğulları ile birlikte en önemli iki feodal sülaleden biri durumundaydılar. Böyle olduğu içindir ki, OsmanlIlar Anadolu’ya gelen yeni Türkmen göçebe dalgasını feodal ilişkiler içinde eritebilmişler ve feodalizm yönünde yeni bir sıçramaya önderlik edebilmişlerdir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.