Olaylar rüzgar gibi hızla gelip geçiyor, düşünceler kafamın içinde kuru sonbahar yaprakları gibi savrulup duruyordu. Başkalarının düşüncelerini benimsemiş, onlarla ayakta duruyorken bir konuda kendim karar vermem gerektiğinde, benim olan düşünceyi nerede bulacaktım.
Aynı yönde buluşan pervaneler
Tutsaktır düşlerinde büyüyen mahkûmlara
Yürürsün; uçuşur sonbahar yaprakları
Her biri bir bahçede yemyeşil şimdi
Yürürsün, dağılır gecenin zülfü
Her tel bir Süreyya, dalgın, rüzgârlı
Yürürsün; gözlerin daha bir parlak
Ruhun, en isyankâr günüdür ömrün
Beyaz orkideler dikili,
Gönül bahçeme.
Başımda gençliğimin
Deli rüzgârları var.
Sonbahar yaprakları dökülmüş yerlere,
Ruhumda iğde çiçeklerinin
Baygın kokusu var.
köygöçüren
Yaprakları dökülen ağaçların bulunduğu ormanların zemininde yaz ve sonbahar aylarında yetişen, gelişimine çanakçık içinde başlayan sapında hareketli bir halka bulunan, zehirli, bazitli bir tür mantar; evcikkıran
..devrime olan sevgimizin dünyanın başka köşelerinde hızlı esen bir rüzgârın yerden savurduğu sonbahar yaprakları gibi uçuşmasına benzetiyordum. Bu sevginin artık sık akla gelmeyen ama kalbi terketmeyen yabanıl, üvey bir sevgi olduğunu düşünüyordum.
Sayfa 107 - Sel yayıncılık 2. baskı: Mayıs 2022Kitabı okudu
Hangi ümide sarılsam elimde kalıyor, neyi seversem ölüyor. İşte üç sene evvel bir sonbahar akşamıyla beraber ölen genç kızlık rüyalarım, kendi küçüklerim, sonra Munise, onun arkasından belki kalbimin öksüzlüğünü avuturlar diye ümit ettiğim talebelerim. Yavrularını tehlikede gören bir ana kuş hırçınlığıyla üstlerine titrediğim bu şeyler, sonbahar yaprakları gibi birer birer sararıyor, dökülüyor. Daha yirmi üç yaşıma girmedim; yüzümden, vücudumdan çocukluğun izleri silinmedi; halbuki gönlüm, baştan başa bütün sevdiklerimin ölüleriyle dolu.