Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Azra

Between us in the last few weeks we’ve seen patients with itchy teeth, sudden improvement in hearing and arm pain during urination. Each one gets a polite ripple of laughter until it’s Seamus’s turn. He tells us he saw someone in A&E this morning who thought they were only sweating from half of their face. He sits back in anticipation of bringing the house down, but there’s merely silence. Until pretty much everyone chimes in with: “So, Horner’s Syndrome then?”. He’s never heard of it specifically not the fact that it likely indicates a lung tumour. Seamus scrapes hos chair back with an ear-splitting screech qnd dashes off to make a phone call to get the patient back to the department. I finish his Twix.
Reklam
Being a doctor is sink or swim, and you have to learn how to swim because otherwise a ton of patients sink with you.
Sayfa 11 - Adam KayKitabı okuyor
A great doctor must have a huge heart and a distended aorta through which pumps a vast lake of compassion and human kindness.
Sayfa 10 - Adam KayKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Azra
@sonkanserbukucu·Bir kitabı okumaya başladı
This is Going to Hurt
This is Going to HurtAdam Kay
8.3/10 · 174 okunma
Hipokrat gibi Galen de bütün hastalıkları birtakım sıvıların fazlalığı temelinde sınıflandırdı sınıflandırdı. Kızıl renkli, sıcak ve ağrılı bir şişmeyi betimleyen enflamasyon kanın; hepsi de soğuk, çamursu ve beyaz olan tüberkül, püstül, katar ve lenf düğümcüğü balgamın; sarılık da sarı safranın fazlalığından kaynaklanıyordu. Galen, sıvılardan en kötücül olanını ise kansere saklamıştı: Siyah Safra. Bu yağlı, ağdalı sıvıya atfedilen yalnızca bir hastalık daha çıkacaktı: tepeden tırnağa metaforla kaynayan depresyon. Depresyon için ortaçağda kullanılan ‘melankoli’ sözcüğü, adını Yunanca melas(siyah) ve khole(safra)’den alıyordu.
Reklam
Zaman zaman tümörleri açıklamakta kullanılan onkos sözcüğü, daha sonraları onkoloji olarak bildiğimiz disiplinin de adına girdi. Onkos, Yunanca’da kütle ya da yük (soyut anlamıyla da) anlamına geliyor. Kanser de vücudun taşımak zorunda olduğu bir yük olarak algılanıyordu.
Bir hasta, tıbbi bir incelenenin öznesi olmanın çok öncesinde yalnızca bir öykü anlatıcısı, çektiği sıkıntının aktarıcısı, hastalıklar krallığını ziyaret etmiş bir gezgindir.
Bir bakıma hastalık, biz var olduğu konusunda karar kılana kadar; onu algılayıp, adlandırıp, harekete geçene kadar yoktur.
Sayfa 47 - - C. E. RosenbergKitabı okuyor
Uygarlık kansere neden olmadı ancak insan ömrünü uzatarak, kanserin bulunduğu delikten çıkmasına olanak tanıdı.
Kanser bir klonal hastalık olmakla kalmaz; evrimleşen bir klonal hastalıktır aynı zamanda. Büyüme evrimsiz gerçekleşebilseydi kanser hücreleri de işgal, hayatta kalma ve yayılma konusunda sahip oldukları güce kavuşmuş olmazlardı.
Reklam
Kanser, yayılmacı bir hastalıktır: dokulardan geçerek onları işgal eder, yabancı arazilerde koloniler kurar, sığınma hakkı talep ettiği bir organdan diğerine göç eder. Can havliyle davranır, yaratıcıdır, acımasızdır, bulunduğu bölgeye hükmedicidir, açıkgöz ve uyanıktır, savunmacıdır; BAZEN SANKİ BİZE NASIL HAYATTA KALINABİLECEĞİNİ ÖĞRETİYOR GİBİDİR!
Kanser hücresi, cerrah-yazar Sherwin Nuland’ın yazdığı gibi “katı bir bireyci ve her anlamıyla gelenek karşıtı bir asidir.” Metastaz sözcüğü meta ve stasis (Latince: durağanlık ötesi) sözcüklerinin ilginç bir karışımıdır ve günümüz çağdaş dünyasının kararsızlığıyla örtüşen, değişken konumlu, kısmen dengesiz bir duruşu ifade eder.
Tüberküloz(verem), Viktorya dönemi romantizminin patolojik aşırı ucunu temsil eder: ateşli, acımasız, soluksuz ve saplantılı… Şairlerin hastalığıdır tüberküloz.
Kapıyı çalmadan içeri giren hastalık olma şerefi (veremden sonra) şimdi de kansere ait.
Sayfa 38 - Illness as Meraphor, Susan SontagKitabı okuyor
Bu hastalık, sonuçta en az 3000 yıldır tıp dünyasında biliniyor. Ve insanlık da en az 3000 yıldır ‘bir çare’ için tıp dünyasının kapılarına vurup duruyor.
Sayfa 38 - Fortune, Mart 1937Kitabı okuyor
208 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.