DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
Chris Marker ve Alain Renais anımsamanın acı dolu işleyi­şine vurgu yapıp sürecin değişken ve tedrici uygulanışına imada bulunmuşlarsa da, Tarkovsky için "düşlerin yorumuna"na yönelik herhangi bir analitik yaklaşım bulunmaz. Kalp çarpınusından ayrılmayan bilinçdışı engel, yas ve melankolinin ikililiğini korur, çünkü bu ikisi Tarkovsky'e göre ayrışamaz. Her an aynı şeyi anlatır: Yatıştırılamaz yakınma tonuyla yasın acısı ve yok olmanın melankolisi, deneyimi şaşırtıcı bir sanatsal biçim içerisinde görkemli bir şekilde çerçeveler. Zamanın boyutları birleşir, uzun ya da daha geçici olaylar heyecan verici bi­çimde karışır: Düşmüş bir çantanın içindekilerin toplanması ya da bir çocuğun kaderi hakkındaki önemli tartışma hiçbir bi­çimde -ağırlık ya da süre olarak- farklılık göstermez. Bilinmeyen bir kadının ziyareti; aynayla sık sık yaşanan diyalog; ya da kadın karakterin güzel saçlarını -bir tören edasıyla- yıkayıp toplaması, acımasız hassasiyet ve hafızaya ait imgelerin kesinliğiyle karakterize olarak filmin vurgularını oluşturur. Ve yine de baskın duygu filmin birliğidir, çünkü alışılmadık zenginlikte bir dokuya, atmosfere ve sonsuz bölünmeleriyle doygunlu­ğa sahiptir. Bach ve Pergolesi'nin müzikleri dinsel olmaktan çok, filmin hassas, duygu dolu atmosferinin birer parçasıdır.
Reklam
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
sonsuz biçim'e
... ey güzel mavi güneş, sen çekici misin bir ustanın çekimserlik artınca kahramanlık azalınca durdum sarı güller gibi ilkyazına bir hastanın biraz askerce, biraz aşk gibi, biraz kalınca ey soyumdan ve aşkımdan yana olan kalbim her şeyden umut kesilir her şey kırık sen ufalınca oysa son provasını yapıyoruz bir büyük destanın sonsuz bir biçim olacak o herkes katılınca
Yok olmanın korkutuculuğu hakkında
“Ama ben ne olacağım?” diyorum Bayan Delbene'e, “bu karanlık beni ürkütüyor, bu sonsuz yok oluş korkutuyor." “Söyle bana lütfen, dogmadan önce neydin?” karşılığını veriyor bu dâhi kadın. “Düzenlenmemiş, henüz hiç biçim almamış ya da senin hatırlayamayacağın biçimde maddeyle dolu bir iki parça, işte, doğa yasaları uygun bulduğunda yeni varlıklar örgütlemeye hazır bu aynı madde kısımları haline geleceksin. Zevk alıyor muydun? Hayır. Acı çekiyor muydun? Hayır. Çok güç bir durum mudur bu? Asla acı çekmeme kesinliğine her türlü zevki feda etmeyecek bir varlık var mıdır? Bu pazarlığı yapabilse ne olur? Atıl, hareketsiz bir varlık. Ölümden sonra ne olacaktır? Kesinlikle aynı şey. Mademki doğa yasası sizi eğer hâkim olabilseniz seve seve kabul edeceğiniz duruma kesin olarak mahkûm ediyor, acı çekmek neye yarar? Eh, Juliette, hep olmayacak olmanın kesinliği hiç olmamış olmaktan daha mı umut kırıcı?
Sayfa 96 - Fol, 2.Basım, Kasım 2022
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Reklam
Sonunda o kadına rastlamıştı, bir gün gelip karşılaşacağına dair uzaktan uzağa bir umut beslediği kadına. Masada onun yanında oturmuştu. Onun elini elinde hissetmiş, gözlerinin içine baktığında güzel bir ruhun hayalini görmüştü. Bu ruhun pırıldadığı gözlerle, bu ruha bir ifade, bir biçim kazandıran et yığını olarak düşünmemişti, bu, onun için
Sayfa 39 - Kitap ZamanıKitabı okudu
Hayatın Anlamı
3.Kısım Anlam Tutulması Anton Çehov'un Tri Sestry oyunundan şu kısa diyaloğu dü- şünelim: MASHA: Bir anlam yok mu? TOOZENBACH: Anlam mı? (...) Şuraya bak; kar yağıyor. Bunun anlamı ne? Kar bir ifade ya da sembol değildir. Anlatabildiğimiz kada- nyla gök kubbenin kederlenmesinin bir alegorisi değildir. Philip Larkin'in baharı
Hayatın Anlamı
2.kısım Anlam sorunu Hayatın anlamı nedir?" sorusu neredeyse her sözcüğü so- runsal olan ender sorulardan biridir. Bu, son sözcük için de ge- çerlidir, çünkü dünya genelinde dini inancı olan sayısız insan için hayatın anlamı bir "ne?" değil, "kim?" sorusudur. Kendini işine adamış bir Nazi, Adolf Hitler'in
sonsuz biçim'e
sarsıldım son uykusunu uyuyunca arabistanın her eylem bir hamut gibi yerli yerinde kalınca sarsıldım son uykusunu uyuyunca bir hastanın eklemlerin yerini eklemsizlikler alınca ey güzel mavi güneş, sen çekici misin bir ustanın çekimserlik artınca kahramanlık azalınca durdum sarı güller gibi ilkyazına bir hastanın biraz askerce, biraz aşk gibi, biraz kalınca ey soyumdan ve aşkımdan yana olan kalbim her şeyden umut kesilir her şey kırık sen ufalınca oysa son provasını yapıyoruz bir büyük destanın sonsuz bir biçim olacak o herkes katılınca.
144 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.