O kadar haklı ki...
"Her olay, sınırından ufak bir parça götürür," dedi. "Kalmayı seçtiğin her sefer, bir sonraki sefer gitmeni daha da zorlaştırır. Sonunda sınırını tamamen unutursun çünkü şöyle düşünmeye başlarsın, 'Beş yıldır buna katlanıyorum. Beş yıl daha katlansam ne olur ki?""
Aylık Türkçü Dergi: Ötüken 15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
Reklam
Adına hayat dediğimiz o kırılmaz alışkanlıklar silsilesi bizi de esir aldı sonunda. Evlendik. Barklandık. Çoluk çocuğa karıştık. Oldu bitti her şey.
Millî Birlik Komitesinde Çatlaklar: Millî Birlik Komitesi üyesi Alparslan Türkeş daha ihtilalin ilk günlerinden itibaren millî birliği ve milliyetçiliği güçlendirecek bazı teşebbüslerde de bulunmuştu. Türkiye dışındaki Türklerle ilmî olarak ilgilenecek olan Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü'nün ilk adımlarını attı. Bu ilmî kuruluş yanında
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
Hani çocukken sıcak yaz günlerinin sonunda akşam çöktüğünde, sokak oyunları bir bir biterdi. Gene de kimse eve dönmek istemezdi. Zaten bitmiş oyunda çok eğlendiğimizden değil, evde ne yapacağımızı bilemediğimizden. ne oynardık artık ne de eve giderdik. Alışkanlığa benzeyen garip bir ağacın gölgesine kurulur, Araf’ta kalmış gibi, sokağın ortasında öylece dururduk. Öyle bir şey bu. Oyun bitti ama yıllardır biz o ağacın gölgesine yaslanıp aynı yerde duruyoruz. Bu da yetmiyor, her akşam sonraya, bazen yarına, bazen gelecek yüzyıla dair yeni durma planları yapıyoruz. Allah aşkına o arabayla nereye gideceğiz biz? Daha ne kadar böyle gideceğiz? Nereye kadar gideceğiz?
Sayfa 171 - Hep Kitap
Reklam
Dar Ağacı Mahşerde Canlı Ölülere Kuruldu Boğulmadan kaç Deniz aştık? Susuz deniz son denizdi Şer denizinde gemisine kaptanlık yapana kulak verin şimdi
Gün aydı
Daha çok diğer insanlara ve onların, en sonunda hayatlarını sonlandırmaya nasıl karar verdiklerine odaklanmıştım. Kendilerini bıraktıktan sonraki ve yere çarpmadan önceki o anda, o kısa süreli düşme sırasında, küçük de olsa bir pişmanlık olmalıydı.
Atsız başlangıçta dergiyle fiilen de meşgul oluyor ve yoruluyordu. 01 Ekim 1950'de Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta “Bu Orkun dergisi böyle giderse benim imanımı gevretecek. Bir tashîh memuru tuttuk ama daha iş kıvamına girmedi." demektedir (Hacaloğlu 2013: 43). Yine Yılanlıoğlu'na yazdığı 11 Ocak 1951 tarihli bir mektubunda ise
Bunca yılın sonunda tek bir şey anladım. Hayat bir mücadeledir. Dertlerin biri bitti derken öbürü başlar. Zincir gibi.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
Herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda yaşamım bitti. Bilmiyorum, nerede, ne zaman. Ve işte o bittiği yerde başladı. Acının sonunda. Acı ile.
Sayfa 61 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Gelen geçti, yiten bitti. son baharını göreceğimden endişe ettiğim sardunya bana, ben sardunyaya kaldık sonunda.
Kral Süleyman Şarkısi
2 Düşün güzel Kleopatra'yı: Sonu nasıl bitti. Çöktü gitti sevişmekten iki imparatorun koynunda, toprak oldu en sonunda. Babil kenti pek güzeldi! Gel gör ki akşam olmadan ne kent kaldı ne güzellik: Güzellikti bunlara yol açan. Mutlu ancak çirkin insan.
Bunca yılın sonunda tek bir şey anladım. Hayat bir mücadele. Dertlerin biri bitti derken öbürü başlar. Zincir gibi.
Dünya bir inkılap bekliyor!
Bütün beşeriyet... Çünkü, beşeriyet o noktaya geldi ki, ne kadar müessesesi varsa bitti, eridi, pörsüdü, tükendi, bir tek eksiği kaldı; başında ve sonunda eksiğin ismini tesbit edebiliriz: Bütün hakikatiyle İslâm...
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.