"...Bu yeterli değil. Ben oraya gitmek istiyorum; görmek istiyorum. Dünya gözüyle. Ya... ya ölürsem, yolu, yeri bulamazsam? İnsanların çoğu bulamıyor; varlığını bile bilmiyorlar. Sadece bazılarımızın gücü var. Ama bu çok zor çünkü oraya gidebilmek için gücünü vermek zorunda kalıyorsun... Sözcükler kalmıyor. İsimler kalmıyor. Zihninde bunu yapmak çok zor. Ve insan... öldüğü zaman, zihni de... ölüyor"...
Sayfa 337 - Metis Yayınları, Yedinci Basım: Temmuz 2023Kitabı okuyor
Anısı biz olalım bu sokakların öpüşmediğimiz tek saçak altı hiçbir otobüs durağı kalmasın Biz yürüyelim kent güzelleşsin gürültüsüz sözcükler bulalım yeni sevinçlere benzeyen Bizz gelince bir yağmur başlar yüzün çizilir buğulanan camlara bir uzun karartma biter akasyalar köpürür bindenbire ve her avluda adınla anılan çiçekler sulanır akşamüstleri
Reklam
Hayat ne denli saçmaysa, ölüm o denli az tahammül edilebilirdir.
Kendimi bir fazlalık olarak hissediyordum ve dolayısıyla ortadan kaybolmalıydım. Ortadan kalkmanın sürekli yargısı altındaki soluk bir çiçeklenmeydim ben. Başka bir deyişle hüküm giymiştim ve bu hüküm her an uygulanabilirdi. Ama bütün gücümle hayır diyordum buna; hayatımın, gözümde değer taşımasından değil, tam tersine ona önem vermeyişimden ötürü böyleydi bu!
Dehşet içinde yaşamıştım; gerçek bir nevrozdu bu. Nedenini araştırırsam karşıma şu çıkıyor: Şımarık bir çocuk ve Tanrı'nın bir lütfu olduğum için dört dörtlük işe yaramazlığım, aile içi törenler bana sürekli olarak uyduruk bir gereklilik olarak göründüğü için çok daha apaçıklıkla canlanıyordu gözümün önünde.
Yaşam, yaşam, yaşam!
Fransız tiyatrosuna gidiyordu, ama oyunun konusunun şimdi onun hayatıyla bir bağı oluyordu. Kitap okuyordu, ama kitapta onun zeka kıvılcımlarıyla bağlantısı olan satırlarla karşılaşıyordu; bir yerinde sözcükler duygularının ateşi oluyordu; yazar, gizliden onu dinlemiş gibi, daha dün söylediği şeylerden söz ediyordu; kalbi hızlı çarpmaya başlıyordu.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.