Suat Sinanoğlu Batı'daki gibi hümanimazyı benimsersek Batılı oluruz, tezini savunuyordu. Onu izleyen İnönü ve Hasan Âli Yücel Türk toplumunu tam Batılılaşma yoluna sokmak için hümanizmayı, hümanist eğitimi getirmek istediler, liselere Yunanca ve Latince kondu.
“Bilim ancak uygun bir biçimde eğitim görmüş zihinlerde gelişir.” Prof. Dr. Suat Sinanoğlu
Reklam
Suat Sinanoğlu'nun ana tezi şudur: 1. İnsanlik, medeniyette tek çizgide gelişerek Batı medeniyetinde en gelişmiş haline erişmiştir. 2. Batı medeniyeti Yunan-Latin araştırmalarıyla, hümanizm ile gelişme yoluna girmiştir. 3. Geleneksel Doğu toplumları, aynı süreci izleyerek bu yüksek medeniyete erişebilir. 4. Bunun için genç kuşaklar, klasik filoloji eğitimiyle yetiştirilmelidir. Atatürk devrimi bize bu hedefi göstermiştir.
Sayfa 293Kitabı okudu
“Atatürk’ün düşüncesini ve eserinin taşıdığı anlam ve değeri gerçekten anlayabilmek için iki ayrı evreni kapsayan geniş bir bilgiye gerek vardır: Batı’nın hümanist değerlerini olduğu kadar, kuramsal eserlerden çok, günlük yaşamın gerçekliğinde beliren İslam’ın ruhunu tanıma zorunluluğu vardır. Ruhuna erişilmesi ne kadar zor olursa olsun, Nutuk Atatürk’ün kişiliğini ortaya koymak isteyen için en önemli kaynaktır.” (137) (137) Suat SİNANOĞLU, Türk Hümanizmi, Ankara, 1980, s. 43.
Sayfa 59 - Togan YayınlarıKitabı okudu
“Vaktiyle kitaplar karıştırdım. Hayat hakkında filozofların ne dediklerini anlamak istedim. Bir kısmı her şeyi kara görüyordu. Madem ki hiçiz ve sıfıra varacağız, dünyadaki muvakkat ömür esnasında neşe ve saadete yer bulunamaz diyorlardı. Başka kitaplar okudum, bunları daha akıllı adamlar yazmışlardı. Diyorlardı ki madem ki sonu nasıl olsa sıfırdır, bari yaşadığımız müddetçe şen ve şatır olalım. Ben kendi karakterim itibariyle ikinci hayat telakkisini tercih ediyorum, fakat şu kayıtlar içinde.. Hayatta tam zevk ve saadet ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, saadeti için çalışmakta bulunabilir.” ••Mustafa Kemal ATATÜRK••
Sayfa 277
Prof.Dr. Suat Sinanoğlu'nun yazdığı Türk Hümanizmi isimli eserle anlaşılıyor ki bunlar her insanın sevdi ,müslümanı sevemedi. Her türlü kıyafete evet dedi, başörtüsünü itiyor. Her günahı çağdaşlık diye bağrına basarken, her türlü sevaba cephe alıyor. İşte asıl anarşi budur .
Reklam
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 27 hours
Türkçe Giderse Türkiye Gider!
Tam bir başucu kitabı ve Türkçemizi seven herkesin kitaplığında bulunması gereken bir kitap. Daha önce Oktay Sinanoğlu'nun kitaplarını da okudum ve onun da Türkçe konusunda ne kadar engin bir bilgiye sahip olduğunu alanı olan kimyadan neredeyse tüm kimya terimlerini Türkçeye çevirmesi örneğinde olduğu gibi, Suat Özer ve Yalçın Mıhçı'da bu kitapta Türkçesini bilmeden kullandığımız birçok yabancı sözcüğün Türkçesini bize veriyor. Kitapta da anlatıldığı gibi kesinlikle vszgeçmediğimiz zaman gün gelecek birçoklarının burun kıvırıp kullanmadığı Türkçe sözcükler kullanılır olacak Türkçemizde. Ben elimden geldiğince bu sözcükleri yazıyorum ve tümce içinde kullanıp kendimi hazırlıyorum. Son söz değerli büyüğümüz Prof. Oktay Sinanoğlu'nun da dediği gibi, "Türkçe giderse Türkiye gider". O yüzden Türkçemize sahip çıkalım.
Türkçenin Diriliş Hareketi
Türkçenin Diriliş HareketiSuat Özer · Özer Yayınları · 201718 okunma
Sol düşünce de, eylem adamının ötesinde fikir adamını göremedi ve devrimin fesi çıkarıp şapkayı giydirmekten öteye gitmeyen bir başarı kazandığı görüşünde Atatürk devrimini küçümsemede sağ düşünce ile birleşti.
Gençliğin üzerinde olumsuz etkilerini önlemek için, toplumun yeni bir biçimde eğitilmesine bilinçli olarak çalışılırken, klasik okula en yakın ilgiyi göstermekten geri kalmamak gerekir.
Suat Sinanoğlu
Günümüzde, geleneksel toplumlar bunalım içindedir. Bu toplumlarda zihnî yapı, maddî ve manevî görünüm, akla göre değil, dogmalarla oluşturulmuştur. Zihin yapısı, özgür değildir. Toplumda özgür, bilinçli güçler yoktur. Toplum, kişisel çıkarların, keyfî, kontrolsüz oyununa bırakılmıştır. “Bu çeşit toplumda tevekkül, işleri kendi gidişine bırakma” eğilimi vardır; evrim iradesi yoktur. “Güçlü idarecilerin sömürüsüne boyun eğer.” Düşünce, dokunulmaz dogmalar biçiminde kristalleşmiştir. Zihin yeni fetihlere yönelemez. “Geleneğe dört elle sarılmıştır.” Bu toplumlarda insanın ana düşüncesi, öbür dünya, ahiret düşüncesidir. Tanrı her an yanımızdadır. Bu toplum, “iradesiz, durgun ve kaygusuz” bir toplumdur. Toplum, dogmalara körü körüne bağlıdır; onları sorgulamaz, sorgulayamaz. Felaketleri tevekkülle karşılar; güçlüklerin baskısını alınyazısı sayar, kabullenir.
Sayfa 279 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 4. Basım (2013)Kitabı okudu
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.