Kendimi o kadar garip hissettim ki, tamam, dedim. Her şey bitti! Buraya kadar. Ben teslim oluyorum. Dünya düzenine, insanlara bedenimi teslim ediyorum... Kayra’yı orada bırakıp kasabanın tek karakoluna girip yüksek sesle, “Beni tutuklayın! İşte geldim!” diye bağırdım. Hakkımda hiçbir suçlama yoktu. Beni dışarı atmaya çalıştılar. Direndim.
Çocuklar küçük yaşta aile üyelerinin incitici davranışlarına anlam vermeye çalışır, sıklıkla da tümden bağımlı oldukları "iyi ebeveyn" imgesini korumaya yarayan kendini suçlama fantezilerine yaslanırlar. Çocuklarda güçlü bir adalet duygusu vardır ve bağımlı oldukları, sevdikleri kişileri bağışlama arzuları da eşit derecede güçlüdür.
Reklam
Kendini suçlama , suçladıkca daha da güçsüz hissedersin.
İnsanlar öyle ki, anlayamadıkları şeylere karşı her zaman suçlama yaparlar.
"Acını yaşa, Öfkeni de yaşa, Ve seyret. Kendini sakın bastırma. Öyle su üste akan yaprağa bakar gibi bak… Uzanıp onu almaya kalkışma, Kendini suçlama , başkalarını da suçlama, Olacak olandan kaçınamazsın, O yüzden hiç bastırma kendini… Baskılama, Çünkü insan, bastırdığı duygunun esiri olur." | Cahit Zarifoğlu |
içindeki Yahudilik daha güçlü olsaydı, örneğin de daha ikna edici olabilirdi
Mesele, çocuklarına vereceğin herhangi bir ders değil, örnek bir yaşamdı; içindeki Yahudilik daha güçlü olsaydı, örneğin de daha ikna edici olabilirdi; tabii burada bir suçlama değil yine, senin suçlamalarına karşı bir savunmadır yanlış.
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları, 22. Basım, Franz KafkaKitabı okudu
Reklam
Ceza, nutuk ve diğer suçlama, utandırma ve incitme formları aracılığıyla çocuklara daha iyi iş çıkarmaya motive etmeye çalışmaya o kadar alışmışız ki.
ötekini suçlama yoluyla elde edilen kendini üstün gören güvenlik hissi, kişiye geçici bir tatmin sağlar
"Bazen onlara acıyacağım bile geliyor. Onların anlayamayacağı bir özgürlüğüm var. Hiçbir hakaret, hiçbir suçlama beni rahatsız edemez. Çünkü o sınırların dışına çıkardım kendimi."
"Suçlama, hiçbir zaman şiir olmaz!"
Sayfa 46
Reklam
"Ego, başkalarını suçlama eğilimidir; alçakgönüllülük ise sorumluluk almaktır."
Nede kolay hüküm veriyoruz halbuki !
"Herhangi bir kimse, din kardeşine 'Ey kâfir!' derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner. Eğer o kimse dediği gibi ise ne ala. Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner." (Müslim, 1/319) “Yani bir Müslüman din kardeşini fasık veya kafir olmakla suçlarsa, suçladığı kimse gerçekten öyle olsa bile onu suçlayıp teşhir etmek caiz değildir. Eğer fasık dediği kimse fasık değilse kendisi fasık olur, kafir olduğunu iddia ettiği kişi kafir değilse, bu söz geriye dönerek söyleyenin kafir olmasına sebep olur. Çünkü o, bu sözle bir müminin kafirliğine hükmetmiştir. Hükmettiği kişi gerçekten kafir değilse, kendisinin küfrüne hükmetmiş olmaktadır. Böyle bir suçlama ise bir Müslümanın kendi kendine yapacağı çok büyük bir kötülük olur. “ Lütfi Şentürk & Seyfettin Yazıcı
Öyle alelacele suçlayamazdım kimseyi. Hem ayrıca bir insanı yakalayıp Tanrı namına adalet muhafızlığı yapmak cesaret gerektiren bir şeydir, ben ise hiçbir zaman bir insanı suçlama veya ondan şikayetçi olma cesaretine sahip olamadım. Çünkü çivisi çıkmış dünyamızda adaletin her türlüsünün nedenle hassas, ve tek bir olaydan hak hukuk çıkarmanın ne büyük kibirlilik olduğunu çok iyi bilirim.
Günlük yaşamınız size yoksul görünüyorsa suçlamayın onu; kendi kendinizi suçlama konusu yapın, günlük yaşamın zenginliklerini sahneye davet edebilecek kadar şair sayılamayacağınızı söyleyin kendinize; çünkü yaratıcı kişiler için sefalet diye bir şeyin, sefil ve üzerinde durulmaya değmez bir şeyin sözü edilemez.
Benim:
birisi için adalete ve gerçeğe aykırı olarak yarar veya zarar, saygı veya aşağılama, övgü veya suçlama sonucu doğurbilecek hiçbir konuşma ne yüreğinden geçer ne ağzına veya kaleminin ucuna gelir.
Sayfa 66 - ALFAKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.